Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/197 E. 2022/286 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/197
KARAR NO: 2022/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2021/483 Esas – 2021/913 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …-… sicil numarasında kayıtlı davalı …’nin İdareye olan borcundan dolayı Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/255 Esasında şirket aleyhine açılan tasarrufun iptali davasında; davalı …’nin sicil kaydı 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. Maddesi gereği resen sicilden terkin edildiği anlaşıldığından şirketin ihyası için dava açılmak üzere taraflarına yetki ve süre verildiğini tüm bu nedenlerle …-… sicil numarasında kayıtlı davalı …’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Müdürlüğü vekili davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalıya Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi uyarınca gönderilen tebligat iade edilmiş cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, işbu davanın açılış sebebi olan Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/255 Esas sayılı dosyasının dava açılış tarihi ise 14/08/2015 olduğunu, şirketin terkin tarihinden sonrası olduğunu, dolayısıyla da yasal hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı dikkate alındığında, aynı mahiyetteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/288 Esas, 2020/1181 Karar sayılı ilamı da nazara alınarak; davacının, davalı … Müdürlüğü aleyhine açtığı davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; alacak davası devam eden bir şirketin terkin edilemeyeceğini, yapılan resen terkin işleminin usulsüz olduğunu, yapılan usulsüz sicilden terkin nedeniyle hâzinenin ciddi miktardaki alacağının konu edildiği dava ve hakları hukuka aykırı olacak şekilde haksız ve kabul edilemeyecek bir süreçle karşı karşıya bırakıldığını, davalı firma hakkında halen derdest dava dosyasında taraf teşkili sağlanması ve davaya devam edilebilmesi açısından (Şirkete tebligat yapılamadığından) 6100 sayılı HMK’nın 52 ve 54. maddeleri hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın, şirket tüzel kişiliğinin ihyası yasal zorunluluk arz ettiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için terkin işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekmekte ise de resen terkin, yasanın öngördüğü usulde sonuçlandırılmadığından, şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesi gerektiğini, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: İlk derece mahkemesince, ihyası istenilen şirketin 31.07.2013 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği eldeki davanın ise açılış tarihinin ise 04/08/2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın Geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre ise, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; tasarrufun iptali davasının 2015 yılında açıldığı ve ihyası istenilen şirketlerin kesinleşmiş vergi borçları bulunduğu, şirket adına ödeme emirleri tanzim edildiğinden söz edilmektedir. Yazı ekleri sunulmadığından terkin tarihi itibariyle 6183 sayılı kanuna göre başlatılan icra takibinin derdest olup olmadığı dolayısıyla, TTK’nun geçici 7/2 maddesi uyarınca derdest icra takibi nedeniyle terkin kapsamında bulunup bulunmadığı, terkin evrakları getirtilmediğinden şirket ve yetkililerine tebliğlerin yapılıp yapılmadığı belirlenmeden tasarrufun iptali davasının her zaman bir icra takibi gerektirdiği gözetilmeden davanın hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği,hükmün HMK 353(1)a-6 kapsamında kaldığı sonucuna varıldığından ;davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2021 Tarih 2021/483 Esas 2021/913 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2022