Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1923 E. 2023/763 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1923
KARAR NO: 2023/763
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2022
NUMARASI: 2021/832 Esas – 2022/528 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkiline ait davacı işletmenin 01/11/2021 tarihinde yaşanan su baskınında sular altında kaldığını, davacı müvekkilinin firma ortakları arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2020 yılında fiili faaliyetlerine son verdiğini, “… Mahallesi, … Caddesi, No:.. Sancaktepe/İstanbul” adresinin şirketin hem merkezi olduğunu, 2020 yılında fiili faaliyetin sona ermesi ile adrese kimsenin gitmediğini ve evrakların bulunduğu yerin korumalı şekilde kapatıldığını, alınan önlemlerin yaşanan su baskınına faydasız kaldığını, ilgili ticari işletmede bulunan tüm ticari defterlerin, faturaların, vergiye esas belgelerin, elektronik cihazlar ve her türlü belge ve evrakın su altında kalarak zayi olduğunu bildirdiğinden bahisle zayi olan evraklar ile ilgili zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirket yetkilisi …’ün 29/10/2021 tarihinde Anadolu Yakası İtfaiye Şube Müdürlüğüne depo da su baskını olduğuna ilişkin başvuruda bulunduğunu, davanın 29/12/2021 tarihinde açıldığını, talep eden vekili diğer ortak ve imza yetkilisinin 28/12/2021 öğrendiğini iddia etse de ispatlar nitelikte belge sunamadığını, şirket ortağı ve imza yetkilisi …’ün su baskınını öğrendiği tarihin 29/10/2021 olduğunu, tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren hak düşürücü süre olan onbeş gün içinde zayi belgesi talebin de bulunmadığı anlaşılmakla talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; şirketin ortaklar arasında yaşanan anlaşmazlık neticesinde fiili ticari hayatına son verildiğini, bu sebeple ortakların birbirinden habersiz olduğunu, bahsi geçen evraklar güvenlik ve gerekli koruma önlemleri alınarak şirket merkezinde bırakıldığını fakat davaya konu su baskını bütün evrakların zayine sebep verdiğini, şirket ortaklarından … 01/11/2021 tarihinde olaydan haberdar olduğunu, diğer ortak ve imza yetkilisi …’ın ise Şile’de olması ve … ile irtibatının olmaması nedeniyle yaşanılan su baskınını 28/12/2021 tarihinde öğrendiğini, zira huzurdaki dava da iki ortağın da haberdar olmasının akabinde 29/12/2021 tarihinde ikame edildiğini, iki yetkilinin haberinin olmasının akabinde dava ikame edildiğini, bu nedenle zayi belgesi talep edilebilmesi için mevcut hak düşürücü sürenin ortakların her ikisinin de öğrenme tarihinden sonra başlaması gerektiğini, iki ortağın da su baskını olayından haberdar olmasının hemen akabinde hak düşürücü süre dolmadan iş bu dava ikame edildiğini, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK 82/7 madde uyarınca bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaa uğraması halinde ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ticari defterlerin zayi olduğuna dair belge verilmesinin talep olunması gerekmektedir. Öngörülen bu süre hakdüşürücü süre niteliğindedir. Dosya kapsamı incelendiğinde; davacı şirket yetkilisi …’ün 29/10/2021 tarihinde Anadolu Yakası İtfaiye Şube Müdürlüğüne depo da su baskını olduğuna ilişkin başvuruda bulunmuştur.Eldeki dava ise 29/12/2021 tarihinde açılmıştır.TTK nın 82/7 maddede ki hakdüşürücü süre öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Ne varki şirketin müşterek yetkili şirket müdürü ;su baskını hadisesini resmi merciye verdiği dilekçesi ile öğrendiği anlaşılmakta olup ,müşterek yetkili şirket müdürünün öğrendikten sonra hemen davanın açıldığı beyan etse de zayi olayını öğrenen müdürün diğer müdürü vakit geçirmeden haberdar etmesi gerekir. Haberdar etmemesi halinde de ; hak düşürücü sürenin diğer müdürün durumu öğreneceği tarihe kadar işlemeyeceğini kabul kanunun amacına uygun olmayacaktır. Davacı vekilinin ; diğer şirket müdürünün öğrenmesiyle hakdüşürücü sürenin işlemeye başlayacağına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. İletişim olanaklarının iyice arttığı günümüzde müşterek yetkili diğer şirket müdürü ile iki ay süre ile iletişim kurulamadığının kabulü hayatın olağan akışına ,genel hayat tecrübelerine aykırı bulunmuştur. Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekili tarafından hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/05/2023