Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/183 E. 2022/513 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/183
KARAR NO: 2022/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/678 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; davacı firmanın dava konusu çeki … A.Ş. firmasından aldığını, keşidecisi … olan bu çekin … firmasından müvekkiline verildikten sonra kaybolduğunu, bu kayıpla ilgili olarak müvekkili firma adına Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2021/12 Esas numarasıyla çek iptali davası açıldığını, açılan bu davada 23/09/2021 tarihli ara kararla çekin ibraz edildiği bildirildiğinden menfi tespit davası açmak için de bir aylık süre verildiğini, ibraz edilen çekte gerçekte 50.000- TL yazan yerdeki rakamlarla oynandığını ve aynı çek 550.000 TL bedelinde bir çeke dönüştürüldüğünü, yapılan bu tahrifat ve sahtecilikle ilgili olarak Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda … Soruşturma Numarasıyla, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ise 2021/12484 Soruşturma numarasıyla ayrı ayrı dosyalar açıldığını, tahrifat ve sahtecilik ile açılan bu soruşturma dosyalarının yanı sıra Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2021/290 Esas numarasıyla davacısı …, davalısı ise iş bu davadaki davalı olan …’e karşı menfi tespit davası açıldığını, öncelikle tedbir talebinin kabulü ile müvekkilinin davaya konu çek ile başlatılacak icra takiplerinin durdurulması adına teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin söz konusu çekte tahrifat yapılarak gerçek bedelin üstüne eklenen 500.000-TL ana para ve ferileri, faizi yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olmasından ötürü İİK nun 72. madde gereğince %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 03/11/2021 tarihli dilekçe ile sahtecilik ve tahrifatın olduğu durumlarda teminat yatırılmamasının Yargıtay tarafından benimsendiği, hakkında iki ayrı soruşturma, çek iptali davaları ve menfi tespit davaları olan aynı zamanda tahrif edilerek 50.000-TL bedelin 550.000-TL yapıldığı açık ve aşikar olan çekten dolayı teminat bedeli belirlenmesinin hakkaniyete aykırı olacağı, bu nedenle teminatsız tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 21/10/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 75.000- TL teminat yatırıldığı takdirde veya 75.000- TL değerinde kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğu takdirde davaya konu çeke dayalı olarak dava tarihi olan 19/10/2021 tarihinde sonraki icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına dair karar verilmiştir. Mahkemece 09/12/2021 tarihli ara karar ile; takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığı, somut olay bakımından İİK’nun 72.maddesi daha özel bir düzenleme içerdiğinden, eldeki davada İİK 72 maddesinin dikkate alınarak değerlendirme yapılmasında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; çek üzerinde oynama yapılarak 50.000-TL’nin 550.000-TL’ye dönüştürüldüğünü, tahrifat yapılan çekte müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, tahrifat ve sahtecilik olduğu durumlarda teminat yatırılmamasının Yargıtay tarafından benimsenmiş bir görüş olduğunu, kararın kaldırılarak teminatsız tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, çekte tahrifat yapılarak gerçek bedelin üzerine eklenen 500.000-TL anapara ve ferileri, faizi yönünden borçlu olmadığının tespitine ilişkin davada davaya konu çek ile başlatılacak icra takiplerinin durdurulmasına teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. HMK’nın 392. maddesinde ihtiyati tedbir talep edenin ileri haksız çıkması halinde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduğu belirtilmiş olup, somut olayda ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilmesi koşulları mevcut olmadığından,çekte tahrifat yapılması olgusunun alınacak teminata bir etkisi bulunmadığı, teminat sadece davalının değil üçüncü şahısların zararı içinde alındığından %15 oranında teminat alınması yönündeki takdirinde isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/03/2022