Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1800 E. 2022/1733 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1800
KARAR NO: 2022/1733
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2022/454 Esas – 2022/734 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/12/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili kurum tarafından sicilden terkin edilen … San. Ltd. Şti. hakkında Bakırköy 18. İş Mahkemesi’nin 2013/209 Esas sayılı dosyasından dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğu, davanın devam edebilmesi ve taraf ehliyetinin sağlanması amacıyla ilgili şirketin tüzel kişiliğinin ihyası için işbu davayı açmanın zorunluluğunun doğduğunu, dava açmakta hukuki yararı bulunan müvekkili kurum adına açılan davanın kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün … sicilinde kayıtlı … Limited Şirketi’nin Bakırköy 18. İş Mahkemesi’ nin 2013/209 Esas sayılı dosyası ve alacağın icrası bağlamında ihyası ile sicile yeniden tesciline, tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi ve ortağı olan … T.C kimlik numaralı …’ın görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğüne … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Ltd.Şti’nin dosyasında yapılan inceleme neticesinde; dava konusu şirketin, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı TTKnun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı” hususlarının belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı TTK’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih şirketlerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 09.10.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, .Müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte, şirket hakkındaki derdest davadan haberdar olduğuna ve bu hususta bilgilendirildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığını, şirketin terkin edileceğinin 07.07.2015 tarihli TSG’nde ilan edildiğini, bu durumda terkin öncesi şirkete ilişkin işlemlerin yapılması için şirket ve yetkilisine usulüne uygun şekilde tebligat gönderildiğini, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; 480345-0 sicil nosunda kayıtlı … Limited Şirketi’nin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca ve 30/12/2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ” Münfesih Olmasına ve Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğin 5. Maddesinin 4. Bendine göre resen terkine kapsamına alınarak ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından” şirketin 09/10/2015 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, somut uyuşmazlıkta; şirketin aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısını yapmadığı ve TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, yani şirket genel kurul toplantısının yapılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ancak ihyası istenen şirkete ve şirket yetkilisine ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin istenilmesine rağmen sunulmadığı,sicil müdürlüğünün yukarıda belirtilen hükümler uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarı yaparak usuli işlemleri yerine getirdiğini ispat edemediği,ayrıca terkin işleminden önce davacı tarafından terkin edilen şirket aleyhine dava açıldığı, derdest dava dosyası varken resen terkin işlemi yapılamayacağı, davacının hukuki yararının bulunduğu,usulüne uygun bir terkin işlemi bulunmaması nedeniyle Kanun’da öngörülen 5 yıllık sürenin somut olayda uygulanamayacağı gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketin ihyasına, terkin sebebi gözönüne alınarak ek tasfiye işlemlerini yürütmesi için ihyası talep edilen şirketin ortağı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, davalı sicil müdürlüğünün Kanun’da belirtildiği gibi ilan ve tebligatları yaparak idari sorumluluğunu yerine getirdiğini ispat edemediğinden ve kanunen tasfiyeye girmemesi gereken şirketi tasfiyeye soktuğu hususları gözönüne alınarak davalı sicil müdürlüğü aleyhine vekâlet ücreti ve yargı giderine hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacı vekilince, ne dava dilekçesinde ne de yargılama boyunca ileri sürülmeyen bir iddianın araştırılarak müvekkil aleyhine yargı giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, gerçekten de, davacı tarafın ihya (ek tasfiye) talebine dayanak teşkil eden husus, Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2013/209 E. sayılı dava dosyasının sonuçlandırılmasından, taraf teşkilinin sağlanmasından ibaret olduğunu, davacı tarafça, dava dilekçesinde ve yargılama boyunca anılan husustan başka bir hususa dayanılmadığını ve ileri sürülmediğini, dava konusu şirketin 09.10.2015 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edilmiş olmasına, ihya (ek tasfiye) davasının ise 14.05.2022 tarihinde yani 6 yıl 7 ay 5 gün sonra diğer bir ifadeyle, re’sen terkin işleminden 5 yıl geçtikten sonra ikame edilmesi karşısında müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini, huzurdaki davanın konusunu, dava konusu şirkete ve yetkililerine tebligat yapılıp yapılmaması oluşturmadığı gibi, dava süreci ve davacı tarafın dava konusu şirket bakımından üçüncü kişi konumundan olması bakımından huzurdaki davanın her hâlükarda açılacağı ileri sürülerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, yani şirket genel kurul toplantısının yapılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ancak ihyası istenen şirkete ve şirket yetkilisine ihtarnamenin tebliğ edildiğine ilişkin bir belgenin istenilmesine rağmen sunulmadığı, sicil müdürlüğünün yukarıda belirtilen hükümler uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarı yaparak usuli işlemleri yerine getirdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davalıyı yargı gideri ve davacı yararına vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuştur. İhya davası açıldığından mahkemece davalı sicile yazılan tensip zaptı gereği; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden ihyası istenen şirketin tasfiye olup olmadığı, sicilden terkin edilip edilmediği, var ise tasfiye memurunun kim olduğu ve adresi ile, şirket muamele merkezini gösterir sicil kayıtlarının celbine, (cd ortamına yüklenmeksizin ) eğer geçici 7. madde uyarınca terkini yapılmışsa, şirkete gönderilen tebligat ve tebliğ belgesi ile terkin gerekçesinin de sorulmasına karar verilmiş, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü sicil dosyası ile birlikte Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilan metnini göndermiştir. Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yada yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı , 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. Ticaret sicili işlemleri tam olarak yerine getirmiş ise aleyhine yargı giderine hükmedilemeyecektir. (Yargıtay 11.HD’nin 15/01/2020 Tarih 2019/5184 Esas 2020/440 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle; davacı yararına vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmemesi için davalının terkin öncesi tebliğ işlemlerini yerine getirilmediği anlaşılmakla, terkinde kusurlu sayılarak aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargı giderine resen hükmedileceğinden, davalı tarafça ileri sürülmesine gerek olmadığından, davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı kurum tarafından yapılan 44-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/12/2022