Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1770
KARAR NO: 2022/1284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/05/2022
NUMARASI: 2022/203Esas – 2022/384 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin, … San. ve Tic. A.Ş. ve SGK Başkanlığını hasım göstererek İstanbul 20. İş Mahkemesi’nin 2019/173 Esas sayılı dosyası ile primlerin eksik/ düşük yatırılması nedeniyle sigortalı hizmetlerinin tespiti davası açtığını, yapılan yargılamada şirketin terkin edildiğinin öğrenildiğini, İstanbul 20. İş Mahkemesi’nce taraflara ihya davası açmak üzere süre ve yetki verildiğini, bu nedenle sicilden terkin edilen … Sanayi ve Ticaret A.Ş. unvanlı şirketin ihyasına, yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tasfiye memuru … vekili; münfesih … San. ve Tic. A.Ş.’nin, davacıların ihya talebine konu ettikleri dosyada yargılama devam ederken ticaret sicilinden terkin edildiğini, tasfiye memuru olarak davalı …’in atandığını, şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden veya esastan reddine, aksi halde davalının kusuru bulunmadığından yargı gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona erdiği ,ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerektiği, tasfiyenin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmadığını, davacının ihyası istenen şirkete karşı İstanbul 20. İş Mahkemesinin 2019/173 Esas sayılı dosyasında görülen davada 09.05.2019 tarihinde işçilik alacaklarının ve gerçek maaşının tespiti talepli dava açıldığı, dava devam ederken davalı şirketin olağanüstü genel kurul kararı alınarak şirketin tasfiyeye girdiği, şirketin ticaret sicil kaydının, İstanbul 20. İş Mahkemesinin 2019/173 Esas sayılı dosyasındaki davanın görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline karar verilmiş, yargı gideri davalı tasfiye memuruna yükletilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, … Çöz. A.Ş., ihya talebine konu dosyada yargılama devam ederken, ticaret sicilden terkin edilmiş, tasfiye memuru olarak müvekkili …’in atandığı, tescil ve ilanlar yerine getirilerek terkin işleminin gerçekleştirildiği, davacının ihya talebine konu ettiği davada,şirketin dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığını, iş mahkemesi dosyasında henüz karar verilmediğinden, kesinleşmiş bir alacağın olduğundan bahsedilemeyeceğini, tasfiye prosedürü usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığından müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceğini, yargı gideri ile vekalet ücretinin yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; tasfiyesi tamamlanarak sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, şirket aleyhinde 9.5.2019 tarihinde İst. Anadolu 20.İş Mahkemesinin 2019/123 esas sayılı dosyasında dava açıldıktan sonra henüz dava sonuçlanmadan 1.12.2020 tarihli genel kurul kararı alınarak şirketin tasfiye haline girdiği ,davalının da tasfiye memuru seçildiği anlaşılmaktadır. Şirket hakkında derdest dava mevcut iken tasfiyenin sonuçlandırıldığı anlaşılmakla bu davanın sonlandırılması için ihya gerekmektedir. H.M.K.’nın 326-(1) maddesi uyarınca; kanunda yazılı haller dışında, yargı giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Şirketin tasfiyesinden evvel şirket aleyhinde açılan dava sonuçlanmadan tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle tasfiyenin tam olarak tamamlandığı kabul edilemez. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, davalı tasfiye memuru vekili tarafından davacının kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı ileri sürülmekte ise de ,davacının taleplerinin derdest İş Mahkemesinin dosyasında inceleneceği ve eldeki bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. Davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenlerle şirket tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, HMK 326 gereği davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 78-TL istinaf yargı giderinin davalı Tasfiye Memuru …’den alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/09/2022