Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1747 E. 2022/1858 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1747
KARAR NO: 2022/1858
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/365 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Tedbir
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 26/05/2022 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkili şirketin sermayesinin %98,2310’u İBB’ne ait, belediye iştiraki ticari şirket olduğunu, 06.12.2021 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını, tutanağın İstanbul … Noterliği’nin 03.03.2022 tarih ve … yevmiye numarasıyla tasdik edildiğini, toplantı tutanağı ve tüm evraklar ile 04.03.2022 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil talebinde bulunulduğunu, müvekkil şirketin 06.12.2021 tarihli olağanüstü genel kurulunun tescil başvuru dosyasının ilk olarak 10.03.2022 tarihinde iade edildiğini bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 18.04.2022 tarihinde başvuru yapılarak tescilin gecikmesi durumunda müvekkili şirketin maruz kalacağı telafisi zor zararlardan bahsedilerek geçici tescilinin, reddi halinde gerekçeli ret kararının ve sunulan tüm belgelerin asıllarının iadesi talep edildiğini, bu kez de 25.04.2022 tarihinde İTO internet sitesinde yer alan tescil başvuru sonucu sorgulama bölümüne iade girildiğini,müvekkili şirketin tescil için tüm gereklilikleri eksiksiz olarak yerine getirmesine karşın, 13.05.2022 tarihinde tescil talebinin reddedildiğini beyanla 13/05/2022 tarih ve … sayılı ” tescil talebinin reddi” işleminin iptaline, 06/12/2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararının mahkemenin vereceği kararın kesinleşmesine kadar tedbiren geçici olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, huzurdaki davanın konusu olağanüstü genel kurul toplantısının tescil başvurusunun reddine ilişkin olduğunu, işlemin iadesi, özü itibariyle, 24.04.2019 tarih ve … sayılı Şehircilik Bakanlığı görüşü doğrultusunda hareket edilmesine ilişkin Ticaret Bakanlığının 15.05.2019 tarihli talimat yazısına dayandığını, müvekkilinin ret işlemine temel teşkil eden işlemin idarenin düzenleyici mahiyette idari bir işlem olduğunu, davacı, belediyenin ortağı olduğu şirketi, ilgili belediye başkanının, meclis kararı olmaksızın temsil edebileceğini iddia ettiğini, dava konusu olay bakımından idari yargının görevli olduğunu, Sicil Müdürlüğü, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili kanun ve ikincil düzenlemelerin kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağladığını,yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, olağanüstü genel kurulda alınan kararın üç ay içinde tescil edilmediğini, ayrıca iç kaynaklardan sermayeye ilave edilebilecek fonlar var ise sermayeye ilavesi gerektiğini bu şartları taşımayan genel kurul kararının tescil isteminin reddine karar verildiğini, ayrıca geçici tescil yetkisinin Ticaret Sicili Müdürlüğüne ait bir yetki olduğunu, geçici tescil talebinin reddi halinde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini ileri sürerek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ARA KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 Sayılı HMKnun 389. Maddesi: “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, dava sonunda elde edilmesi amaçlanan talep sonucunun ihtiyati tedbir yoluyla yerine getirilmesi mümkün olmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, …’ın şirket faaliyetlerinin devamlılığının sağlanabilmesi adına şirketin nakdi sermaye artışına gitmesi mecburiyeti olduğunu, bu kapsamda ilgili YMM raporunda da detaylı olarak teknik açıklamalara da yer verilen sermaye artışına ilişkin gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulun tescil ve ilan edilmemesi, …’ın Cebeci Maden Bölgesi Projesi kapsamında sunduğu 230.000.000(ikiyüzotuz milyon)-TL tutarındaki teminat mektubunun nakde çevrilmesi suretiyle …’ı mali açıdan telafisi mümkün olamayabilecek sorunlar ile karşı karşıya bırakacağını, sermaye artırımı ihtiyacının somut bir projeye dayalı olarak zaruret arz etmesi, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına göre hareket edilmesi durumunda nakdi sermaye artırımına gidilebileceğini, nakdi sermaye artırımına gidilmesinin faaliyetlerin sürdürülebilirliği açısından kritik bir proje için gerekli olduğunu, nakit sermaye artışının müvekkili şirket menfaatine olduğunu, hiçbir hissedarın nakdi sermaye artırımına itiraz etmediğini, dava açılmadığını, sermaye artışına katılan hissedarların yetkililerince imzalanmış iştirak taahhütnamesi verdiklerini, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının hukuk devletinin ve hukuki güvenlik ilkesinin de bir gereği olduğunu, mahkemenin keyfilikten uzak şekilde, hukuka ve kanuna uygun karar verip vermediğinin ancak gerekçeden anlaşılabildiğini, mahkemenin talebin reddine dair gerekçe sunamayarak gerekçeli karar haklarının engellendiğini, işbu sebeplerle 26/05/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile müvekkili şirketin 06.12.2021 tarihli olağanüstü genel kurul kararının, nihai kararın kesinleşmesine kadar tedbiren geçici olarak tescil ve ilanına karar verilmesini, talep etmiştir.
GEREKÇE: İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü 24.04.2019 tarih ve … sayılı Şehircilik Bakanlığı görüşü doğrultusunda hareket edilmesine ilişkin Ticaret Bakanlığının 15.05.2019 tarihli talimat yazısına dayalı olarak meclisin özel olarak yetkilendirildiği konularda, bu kararı uygulayacak kişilerin de belediye meclis tarafından belirlemesi gerektiği, genel kurul kararının 3 ay içinde tescil edilmediği, sermayeye eklenecek fonların bulunması halinde nakit sermaye artırımı kararı alınamayacağını ileri sürerek tescil istemini reddetmiştir. Öncelikle; çözümü gereken husus geçici tescil talebinin reddi halinde ihtiyati tedbir kararı verilip verilmeyeceği noktasındadır. Tescil talebinin reddi nedeniyle; sicil kararına itiraz davası açılmış olup uyuşmazlık yargıya intikal etmiştir. 6102 sayılı TTKnun 3 2/f.4’te, “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil edilir. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” denilmiştir. Ancak geçici tescil talebinin ancak sicil müdürlüğünden talep edilebileceği ve geçici tescil talebinin kabul edilmesi halinde ise, üç ay içinde geçici tescil nedenine ilişkin dava açılması gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Davalı sicilin tescil işlemlerini itiraz üzerine inceleyerek doğru işlemin yapılmasına karar verilmesine karar verebilen yargı merciinin geçici tescil talebi hususunda karar verme yetkisi olmadığı düşünülemez. Asıl uyuşmazlığa bakan mahkemenin uyuşmazlık konusu kesin olarak çözümleninceye kadar, sicile geçici tescil hususunda sicile takdir hakkı vermeyen bir dil ile yazılan TTK 32/4.madde hükmüne göre geçici tescil işleminin davalı sicil tarafından yapılmasına karar verilmesi cümlesinde geçici hukuki himaye kapsamında ihtiyati tedbir yolu ile geçici tescile karar verebilmesine engel bulunmamaktadır. (Emsal nitelikte Yargıtay 11 HD nin 2014/16686 Esas, 2015/1927 Karar sayılı 16.2.2015 tarihli emsal ilamı) Emsal Yargıtay kararı gereği Dairemizce de mevcut uygulamamızdan dönülmesi gereği doğmuştur.Kaldı ki yargılama sonucunda verilecek kararın neticesine göre geçici tescil edilen kayıt sicil tarafından resen silineceği öngörüldüğüne göre hüküm sonucu elde eder şekilde ihtiyati tedbir kararı verildiği de ileri kabul edilemeyecektir. Olağanüstü genel kurul kararının üç aylık süre içinde tescil edilmediği ileri sürülmekte ise de üç aylık süre içinde tescil başvurusunun yapıldığı, sermaye artırımı kararının oybirliğiyle alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda geçici tescil koşullarının varlığı hususunda yaklaşık ispatın sağlandığı anlaşılmakla Sicile tescil ve ilanın, kamuya açıklığın ve bilgi edinmenin sağlanması gibi sonuçları bulunduğu dikkate alınarak olağanüstü genel kurulun geçici olarak tescili gerektiği sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, kesin tescil ve geçici tescilin, 6102 sayılı TTK’nda ayrı ayrı düzenlenmiş olsa da; her iki müessesenin hukuki sonuçlarının aynı olduğunun kabul edilemeyeceği, uyuşmazlık mahkeme kararı ile sonuçlanıncaya kadar, karar sonucunda ortadan kalkacak bir geçici tescilin ihtiyati tedbirin şartlarını taşıdığı, geçici hukuki koruma kararının koruyucu ve önleyici amacına uyduğu, geçici tescilin hüküm ile ortadan kalkacağı gözetildiğinde hüküm sonucunun elde edilmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ara kararın kaldırılmasına, yeniden ara kararı verilmesine ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/365 Esas sayılı 26.05.2022 tarihli ara kararın HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; davacı şirketin 06.12.2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul kararının geçici olarak ticaret siciline tescil ve ilanı için HMK 389 vd.maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Somut durum itibariyle teminat alınmasına yer olmadığına, Kararın infazına yönelik işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, HMK 393(1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmediği takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekiline bildirilmesine, Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/12/2022