Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1657 E. 2022/1830 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1657
KARAR NO: 2022/1830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
NUMARASI: 2017/1156 2022/248
DAVA: Hakem Kararının İcra Edilebilirliğine İlişkin Belge Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; … AŞ, … AŞ ve … AŞ nin % 50 hissesinin Çin’de yerleşik müvekkili şirketle … Ltd. şirketi tarafından satın alındığını, müvekkilinin Türk hissedarlarla birlikte adı geçen şirketlere ortak olduğunu, taraflar arasında anlaşmazlıklar doğmaya başladığını, sözleşmelerin 7.4. maddesinin tahkim şartını içerdiğini, müvekkili şirket ile …Limited tarafından A Grubu Hissedarlar aleyhine Uluslararası Tahkim Mahkemesine başvurulduğunu, Hissedarlar Sözleşmelerinin 7.3 ve 7.4.4 maddeleri uyarınca Türk maddi hukuk kuralları uygulanarak olayın çözüme kavuşturulduğunu, kararın müvekkili şirkete 12/05/2016 tarihinde tebliğ edildiğini, bu karara karşı iptal davası açıldığında dair müvekkiline herhangi bir tebligat ulaşmadığını belirterek, 06.05.2016 tarihli Uluslararası Tahkim Divanı kararının MTK.nın 15/B bendi uyarınca icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin taraflarına verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilleri tarafından Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin ICC Case No.19237/MHM (C-19240/MHM) sayılı dosyasında 6 Mayıs 2016 tarihinde verilen kararın iptali talebiyle İstanbul 1. ATM’nin 2016/623 Esas sayılı dosyası ile görülen dava açıldığını, İstanbul 1. ATM tarafından 29.09.2016 tarihli celsede mahkemenin davanın görev yönünden usulden reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan taraflarınca temyiz edildiğini, 4686 sayılı MTKnun 15. maddesine göre iptal davasının açılmasının hakem kararının icrasını kendiliğinden durdurduğunu, iptal davasının henüz derdest olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalılar tarafından hakem kararının iptali için açılan davada İstanbul BAM. 14. Hukuk Dairesi’nin (İlk derece) 20.11.2019 tarih ve 2019/1 E., 2019/14 K. sayılı kararı ile hakem kararının iptali davasının reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 11. HD’nin 13.12.2021 tarih ve 2020/232 esas, 2021/7096 karar sayılı ilamı ile onandığı, davalılar tarafından hakem kararının iptali için açılan davanın ret edildiği ve kararın kesinleştiği gerekçesiyle talebin 4686 sayılı MTKnun 15/B-2. maddesi gereğince kabulü ile, Milletlerarası Ticaret Odası Milletlerarası Tahkim Mahkemesinin ICC Dava No: … (…) numaralı dosyasında hakem heyeti tarafından verilen 06.05.2016 tarihli hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belge verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; MÖHUK m.48 gereğince mahkemece teminat alınması gerektiğini, ayrıca MÖHUK’un 61. Maddesi gereğince aynı kanunun 55, 56 ve 57 madde hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanması gerektiğini, Tahkim kararına konu alacağın rehinle teminat altına alındığını, İİK m.45 uyarınca rehinli bir alacağın takip yapılmadan icraya konulmasının mümkün olmadığını, bu husus değerlendirilmeksizin verilen kararın kamu düzenine aykırı olduğunu, İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararda ise bu hususun icra edilebilirlik aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiğini, mahkemece rehinli hisse senetlerinin akıbeti araştırılmaksızın bu husustaki itirazlar değerlendirilmeksizin hüküm tesisinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, rehinli hisse senetlerinin paraya çevrilip çevrilmediğinin çevrilmesi halinde ne kadarlık gelir elde edildiğinin araştırılması gerektiğini, … A.Ş.’nin tahkim sözleşmesinin tarafı olmadığını, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmeksizin sadece MTK m.15-B,2’ye dayalı olarak hüküm tesisinin doğru olmadığını, MTK m.15/B-2 hükmünün ancak iptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya iptal davası açmaktan feragat edildiğini hallerde uygulama alanı bulacağını, müvekkili tarafından iptal davasının süresi içerisinde açıldığını, bu nedenle MTK m.15/B-2 hükmüne dayalı olarak karar verilemeyeceğini, MTK m.15/B-2’de yer şartların MÖHUK’da yer alan düzenlemeleri geçersiz kılmayacağını, mahkemece deliller toplanmaksızın ve inceleme yapılmaksızın değerlendirme yapıldığını, uyuşmazlık çözümünde etkili olabilecek önemli delillerin toplanmadığını, cevap dilekçesinde emredici kanun hükümlerine dayalı olarak ileri sürülen itirazların mahkemece hiç değerlendirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; Hakem Kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belge verilmesine ilişkindir. 4686 Sayılı Millerlerarası Tahkim Kanunu’nun “İptal davası ve hakem kararlarının icra edilebilir hâle gelmesi” başlıklı 15. Maddesinin (A) fıkrasında hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği; (1) başvuruyu yapan tarafın; a) tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının, tarafların anlaşmayı tâbi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu, b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını, c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini, d) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini, e) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını, f) Tahkim yargılamasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu, g) Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini ispat etmesi halinde ya da (2) Bölge adliye mahkemesince; a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığının, b) Kararın kamu düzenine aykırı olduğunun, tespit edilmesi halinde iptal edilebileceği, iptal davası hakkında verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Aynı hükmün B bendinde ise; “İptal davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra asliye hukuk mahkemesi, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin bir belgeyi istemde bulunan tarafa verir. Bu belgenin verilmesi harca tâbi değildir. Hakem kararının icraya konulması hâlinde Harçlar Kanunu hükümleri uygulanır. İptal davası için öngörülen sürenin geçtiği veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hâllerde, hakem kararının icra edilebilir olduğuna ilişkin belgenin verilmesi sırasında (A) fıkrasının 2 nci bendinin (a) ve (b) alt bent hükümleri mahkemece re’sen dikkate alınır. Bu hâlde mahkemece aksine karar verilmedikçe, inceleme dosya üzerinden yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere 4686 S.lı MTK’ya tabi olarak verilen hakem kararlarının, icra edilebilir olduğunda dair belge verilmesinde ikili ayrım benimsenmiştir. İptal davası için öngörülen sürenin geçmesi veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği hâllerde, mahkeme hakem kararının icra edilebilir olduğuna dair belge verilip verilmeyeceğini incelerken hakem kararının Türk hukukuna göre tahkime elverişli olup olmadığını ve kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığını re’sen araştıracaktır. Buna karşılık hakem kararına karşı iptal davası açılabilmesi için öngörülen sürenin geçmesi veya tarafların iptal davası açmaktan feragat ettiği haller dışında mahkemenin icra edilebilirlik belgesini verirken hakem kararının Türk hukukuna göre tahkime elverişliliğini ve kamu düzenine aykırı olup olmadığını araştırması hususunda bir yükümlülük getirilmemiştir. Somut olayda, davalılar tarafından hakem kararının iptali için açılan davada İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin (İlk derece) 20.11.2019 tarih ve 2019/1 E., 2019/14 K. sayılı kararı ile hakem kararının iptali davasının reddine karar verildiği ve davalılarca yapılan temyiz başvurusu üzerine kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2021 tarih ve 2020/232 E., 2021/7096 K.sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra mahkemece icra edilebilirlik belgesinin veririlip verilmeyeceği incelenirken hakem kararının Türk hukukuna göre tahkime elverişliliğinin ve kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığının araştırılmasına imkan verilmediğinden davalılar vekilinin kamu düzenine aykırılığa dayalı istinaf nedenleri yerinde değildir. Ayrıca kanunyolundan geçerek kesinleşmiş hakem yargılaması ile ilgili itirazların eldeki dava dosyasında incelenme olanağı da bulunmamaktadır. Yine davalılar vekili, davacı şirketten yabancılık teminatı alınmamasını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında 28/09/1992 tarihli hukuki ticari ve cezai konulardaki adli yardımlaşma anlaşmasının 14. maddesi gereğince taraf ülkeler açısından teminattan muafiyet öngörüldüğünden davacıdan teminat alınmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bunun dışında tahkim kararına konu alacağın rehinle teminat altına alındığını, İİK m.45 uyarınca rehinli bir alacağın takip yapılmadan icraya konulmasının mümkün olmadığı ileri sürülmekte ise de İİK’nın 45’inci maddesi rehin alacaklısının borçlu hakkında rehinli takip dışında takip yapamayacağına ilişkin olup, rehin alacaklısının borçluya karşı alacak davası açmasına engel değildir. Dava konusu hakem kararı da alacak davasına ilişkin olduğu İİK 45.maddesi kapsamında olmadığından davalılar vekilinin icra edilebilirlik şerhine engel teşkil ettiği yolundaki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece talebin kabulüne dair verilen kararında isabetsizlik bulunmadığından davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalılar tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 22-TL posta masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/12/2022