Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1599 E. 2022/1303 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1599
KARAR NO: 2022/1303
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2022
NUMARASI: 2021/668 Esas – 2022/199 Karar
DAVA: Sigorta
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin kaporta üzerine araç hasar onarımı yanı sıra oto alım-satım işiyle de uğraştığını, bu kapsamda … San. A.Ş.’nden … plakalı … marka, 2016 model, 0 km araç satın aldığını, aracın 12.12.2016 tarihinde, saat 04.25 sıralarında park halinde iken motor kısmından çıkan yangın ile kısmen, motor kısmı ise tamamen olmak üzere kullanılamaz hale gelerek yandığını, meydana gelen yangın hadisesinin araçtaki gizli ayıptan dolayı cereyan etmesine rağmen; ismini … olarak belirten şahıs tarafından müvekkilinin “sigortadan para almak” kastıyla hareket ederek aracı kendisinin kundakladığını ileri sürüldüğünü ve müvekkili hakkında savcılığa ihbarda bulunulduğunu, müvekkili hakkında kasten yangın çıkarma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından soruşturma başlatıldığını, ancak müvekkili hakkında takipsizlik kararı verildiğini, ayrıca aracın gizli ayıplı olması nedeniyle açtıkları davanın da müvekkili lehine sonuçlandığını, davalı kurum nezdinde tutulan ve SİSBİS veri tabanına işlenen kayıtta geçen eylemlerin davacının yapmadığının yargı kararlarıyla kesinleşmiş olmasına rağmen davalı kurumun kayıtlarında bu durumun yasaya ve hukuka aykırı olarak tutulduğunu belirterek davacının ticari itibarı ve geleceğini etkileyen iş bu kaydın davalı kurum nezdinden kaldırılmasına, davacı hakkında ihbarda bulunan 3. kişinin kimlik bilgilerinin davalı kurumdan celbiyle davaya dahili davalı olarak dahil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Türk Ticaret Kanunun 5/A Maddesinde düzenlenmiş olan dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açıldığını, müvekkili kurumun dava da taraf olarak gösterilmesinin münkün olmadığını, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu edilen ve silinmesi talep edilen susitimal kaydınının oluşumunda müvekkili kurumun bir dahli bulunmadığını, bahsi geçen kaydın ilgili yönetmelik uyarınca kaydı girmeye yetkili sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş. tarafından yönetmelik hükümleri çerçevesinde oluşturulduğunu, dava dilekçesinin tebliği üzerine davalı kurumca kaydın devam edip etmediğinin kaydı oluşturan şirkete sorulduğunu, şirket tarafından kaydın kaldırıldığı davalı kuruma bildirildiğini, kaydı oluşturan şirketçe kayıt silinmiş olup davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının davalı Merkeze başvuruda bulunduğu ancak kendisine olumlu veya olumsuz bir geri dönüş olmadığı, davalı merkeze başvurudan sonra anılan genelgenin 3.5 maddesi uyarınca tesis edilen işlemin Merkez tarafından başvuru sahibine gerekçeli olarak iletilmesi, aynı genelgenin 3.1. maddesi uyarınca ise yanlış sigorta uygulamasına ilişkin değerlendirmeyi yapan şirketi davacıya bildirmesi gerektiği, davacının kaydı oluşturan sigorta şirketini bilmemesi sebebiyle davayı zorunlu olarak davalıya yönelttiği, davanın açılmasından sonra ilgili SİSBİS kaydının kaldırıldığı, davanın konusuz kaldığı, SİSBİS kaydının kaldırılması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, hukuki yarar bulunmadığından ihbarda bulunan 3. Kişinin kimlik bilgilerinin tespiti ve davaya dahil edilmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ilgili yönetmelik uyarınca müvekkili kurumun görevinin veri tabanını oluşturmak olduğunu, veri tabanına bildirimlerin ise yetkili kullanıcılar tarafından yapıldığını, Yönetmeliğin geçici maddesinde açıkça belirtildiği üzere bu konuda yetkinin sigorta şirketlerine ait olduğunu, müvekkili kurumun kayıtların girilmesine, zamanlamasına ya da girilen kayıtların içeriğine, doğruluğu ya da yanlışlığına ilişkin bir dahli ya da sorumluluğunun bulunmadığını, yargılama sırasında sigorta şirketi tarafından kaydın silinmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığını, ancak yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin müvekkili aleyhine hükmedildiğini, mahkemece 01/11/2017 tarihli genelgeye istinaden müvekkili aleyhine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Sigorta Bilgi ve Gözetin Merkezi veri tabanında kayıtlı oluşturulan suistimal kaydının silinmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı hakkındaki kaydın davanın açılmasından sonra kalkması nedeniyle konusuz hale gelen davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacının davalı kuruma müracaat etmesine rağmen genelge hükümlerine aykırı olarak bilgilendirilmemesi nedeniyle davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama giderlerine davalı aleyhinde hükmedilmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı vekili, dava konusu suiistimal kaydının sigorta şirketi tarafından oluşturulduğunu, müvekkili kurumun kaydı oluşturan kişiyi davacıya bildirmesinin mümkün olmadığını, müvekkili kurumun yönetmelik hükümlerine aykırı hareket etmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 30.04.2011 tarihinde 27920 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yanlış Sigorta Uygulamalarının Tespiti Bildirimi Kaydı ve Bu Uygulamalarla Mücadele Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in, “Bildirim Yükümlülüğü” başlıklı 11.maddesinde “sigorta şirketleri yanlış sigorta uygulaması şüphesi nedeniyle tazminat talebini reddettiklerinde durumu ilgiliye yazılı olarak bildirmek ve Merkezde bu amaçla hazırlanan veri tabanına işlemek zorundadırlar.” düzenlemesi yapılmıştır. Verilerin kim tarafından silineceği hususunda bir düzenleme yapılmadığı görülmüştür. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)’nın 01/11/2017 tarihli 2017/12 sayılı Yanlış Sigorta Uygulamalarına İlişkin Genelgesinde ise, yanlış sigorta uygulamalarına ve sigorta suistimaline ilişkin veriler hakkındaki esaslar belirlenmiştir. Genelge’nin 3.4 m. uyarınca bu verilere ilişkin kaydın düzeltilmesine ilişkin başvurular Merkez tarafından 1 iş günü içerisinde kayda ilişkin değerlendirmeyi yapan kuruma güvenli elektronik ortamda iletilecek ve ilgili kurumca 7 iş günü içerisinde kayıt hakkında Merkez’e gerekçeli açıklama yapılacaktır. …Anılan kaydı oluşturan kurum bu açıklamanın yanında gerekçesini belirterek SİSBİS’teki kaydı silebilecektir. 3.5 m. uyarınca tesis edilen işlem ise Merkez tarafından başvuru sahibine gerekçeli olarak iletilecektir. Aynı genelgenin 3.1. m. ”Merkez,yönetmeliğin 14. Maddesindeki haller saklı kalmak üzere, hakkında sisbis kaydı oluşturulan ilgililere asgari olarak yanlış sigorta uygulamasına ilişkin değerlendirmeyi yapan şirket, olay tarihi ve ilgili sigorta branşını içeren bilgileri” iletir düzenlemesi yapılmıştır. Somut olayda; davacının, hakkındaki suiistimal kaydının silinmesi için davalı Kuruma müracaat ettiği, ancak yapılan başvuru ile ilgili davacıya bilgi verilmediği, yargılama sırasında davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabından davalı hakkındaki suiistimal kaydının 20/01/2017 tarihinde … Sigorta tarafından oluşturulduğu, kaydın ise davanın açılmasından sonra kaldırıldığı, bu şekilde davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. HMK’nun 331.maddesinde, davanın konusuz kalması halinde, davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir edileceği düzenlenmiştir. Genelgenin 3.1. Maddesi doğrultusunda davalı Kurum tarafından yanlış sigorta uygulamasına ilişkin değerlendirmeyi yapan sigorta şirketine ait bilgilerin davacıya iletildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. Davacı hakkındaki suiistimal kaydının dava açıldıktan sonra kaldırıldığı da dikkate alındığında davanın açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhinde yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 79-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2022