Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1555 E. 2022/1425 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1555
KARAR NO: 2022/1425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2022
NUMARASI: 2020/114 Esas – 2022/212 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin 28.02.2012 tarihli sözleşme ile davalıdan lazer cihazı satın aldığını, bedelinin peşin ödendiğini ve karşılığında 02.04.2012 tarihli faturanın düzenlendiğini, ancak cihazın ayıplı çıktığını ve kullanılamadığını, cihazın kullanılmaya başlandıktan kısa bir süre sonra arızalandığını, kullanım amacına uygun çalıştırılamadığını ve son derece zor şartlarda kapasitesinin %10’u ile iş üretmeye başladığını, zira her iki dakikada bir 3-4 dk süre ile durmakta, tekrar çalışması için soğumasının beklenmekte olduğunu, ayrıca safir oksitlenmesi nedeniyle ciltte yanıklara sebep olduğunu, müvekkilinin defalarca davalıyı aramasının ise sonuç vermediğini, teknik servislerin de cihazı onaramadığını, bunun üzerine davalıya gönderilen ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, ardından mahkemeden tespit talebinde bulunulduğunu ve tespit raporu ile cihazın ayıplı olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek cihazın davalıya iadesi ile 32.400-Euronun dava tarihindeki karşılığı olan 97.200-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; cihazın ayıplı olmadığını, cihazın sorunsuz bir şekilde davacıya teslim edildiğini ve gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, cihazın sözleşme tarihinden önce davacıya teslim edildiğini, ancak davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, ayıp kabul edilse bile açık ayıp niteliğinde olduğunu, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ilk olarak 09/04/2018 tarihli kararı ile, talimat yoluyla alınan 24/08/2015 tarihli bilirkişi raporunun kesin kanaat verici nitelikte olmadığından 19/12/2013 tarihli değişik iş sayılı dosyadaki bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler doğrultusunda davaya konu makinedeki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve davalı yanca bu ayıbın tamirle giderilmediği, bu bakımdan davacının sözleşmeyi feshederek ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmesinin kanuni şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın istinafı üzerine Dairemizin 23/01/2020 tarihli 2018/1752-2020/89 sayılı kararıyla; gerek tespit raporu gerekse talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporunun denetime açık ve hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, mahkemece konusunda uzman 3’lü bilirkişi heyetinden, mümkünse cihaz bulunduğu yerden getirtilerek ve yine mümkünse teknik üniversite labaratuvarında incelettirilmek suretiyle ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise niteliği hususunda denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bir rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, mahkemenin kabulüne göre de, ayıbın tespiti halinde TBK 227/4-5 m. şartlarının mevcut olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmamasının da isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmiştir. Mahkemece devam eden yargılamada, kaldırma ilamı doğrultusunda yeni bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmış olup, davanın garanti süresi içerisinde açıldığı, uyuşmazlığa konu cihazdaki soğutma sisteminin mütemadiyen değiştirilmesi gereken parçalardan olmadığı, cihazdaki problemin soğutma sisteminin çalışmamasından kaynaklandığı, soğutma sistemi cihazın ana öğelerinden biri olduğu, uyuşmazlığa konu cihazın arızasının sıvı soğutma sistemi kaynaklı olduğu, arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığı, sıvı soğutma devir daim sisteminde mekaniksel problemlerin olduğu, arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, cihazın en önemli parçalarından biri olan soğutma sistemlerinin, projelendirilmesi, temini ve montajı cihazın bedeline göre aşırı bir masraf gerektireceği, cihaz soğutma sisteminin yetersizliği sebebi ile istenilen faydayı sağlayamadığı ve davacı tarafından kullanılamadığı, bu sistemsel arıza nedeni ile cihazın sadece hurda değeri söz konusu olabileceğinden, davacının sözleşmeden dönme ve ödenen satış bedelinin iadesi talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacının talebi gibi davanın kabulü ile, davaya konu … seri nolu … cihazının davalı tarafa iadesiyle; davacı yanca ödenen 32.400-Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı olan 97.200-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Cihazın davacıya sözleşme tarihinden önce teslim edildiğini, alıcı davacının ise yaklaşık 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, yasal sürede ihbarda bulunulmadığından müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalktığını, kaldıki davacının ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürdüğünü ve ayıp ihbar süresinin buna göre tespitinin gerektiğini, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin arıza olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının da belirttiği gibi kullanımdan sonra periyodik olarak değiştirilmesi gereken parçaların değiştirildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun kaldırma kararına uygun olarak tanzim edilmediğini, söz konusu tespitlerin şahsi yoruma dayalı olarak yapıldığını, bilirkişilerce ürünün garanti belgesinin bulunmadığının tespit edilmesine rağmen mahkemece sözleşmedeki iki yıllık garanti süresine bağlı olarak müvekkilinin ayıptan sorumluluğuna hükmedildiğini, dava tarihinden 7 yıl sonra yapılan incelemede, soğutma sistemindeki problemin cihazın tesliminden hem sonra çıkmış gibi gizli ayıp olarak nitelendirilmesinin yerinde olmadığını, sözleşme tarihinden 9 yıl geçtikten sonra alınan bu raporda cihazın dava tarihinden sonra kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldıysa periyodik bakımlarının yapılıp yapılmadığı hususunda eksik bilgilere rağmen hatanın üretim kaynaklı olduğunun tespit edilmesinin doğru olmadığını, arıza tarihine en yakın iki raporda da tespit edilemeyen hususun 9 yıl sonra bilirkişi tarafından tereddütsüz olarak tespitinin raporun şahsi yorumla ve bilimsellikten uzak olarak hazırlandığının kanıtı olduğunu, ayrıca ek raporda cihazın onarılarak kullanılabilir hale gelmesinin mümkün olduğu, onarılması ve kullanılabilir hale gelmesi için masraf tutarının 9.250-TL olarak belirtildiğini, cihaz hurda olarak nitelendirilerek 15.000-TL hurda bedeli belirlenmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal iddiasına dayalı olarak sözleşmeden dönme ve ödenen satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava konusu cihazın ayıplı olduğunu ileri sürmüş, davalı cihazın ayıplı olmadığını, yasal sürede ayıp ihbarının da yapılmadığını, cihazdaki parça değişimlerinin kullanıma bağlı periyodik değişimler olduğunu savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin denetime elverişli bilirkişi raporu alınması yönündeki kaldırma kararından sonra mahkemece yeni oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece alınan 08/01/2021 tarihli kök ve 08/08/2021 tarihli ek raporda davaya konu … Marka, … Model, … seri nolu cihazın arızasının sıvı soğutma sistemi kaynaklı olduğu, arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığı, sıvı soğutma devir daim sisteminde mekaniksel problemlerin bulunduğu, arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu denetime elverişli ve açıklayıcı bir şekilde tespit edilmesi karşısında davalı tarafın cihazda ayıp bulunmadığına dair istinaf nedenleri isabetli bulunmamıştır. Öte yandan, davalı tarafından davacının ayıp ihbarının süresinde olmadığı, 6 aylık zamanaşımı süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı iddia edilmekte ise de taraflar arasındaki 28/02/2012 tarihli sözleşme ile dava konusu cihaz 24 ay süre ile davalı satıcının garantisi altına alınmıştır. Satılan mala daha uzun süreli garanti verildiği zaman 6 aylık zamanaşımı süresinin garanti süresi sonuna kadar uzayacağı Yargıtay’ın emsal kararları ile de benimsenmiştir. Garanti süresinin dava tarihi itibariyle geçmemiş olduğu, davalı tarafça satılan malın ayıbının garanti süresi içinde ortaya çıkması üzerine ihbarın yapıldığı anlaşıldığından davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. Alıcı 227/1-1 m.gereğince satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Bununla birlikte aynı kanun hükmünde; alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği (m.227/4); satılanın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması halinde ise alıcının, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabileceği (m.227/5) belirtilmiştir. 08/08/2021 tarihli ek raporda arızanın sistemsel bir arıza olduğu, hesaplanacak yeni ve daha güçlü bir soğutma sistemi kullanılarak arızanın giderilebileceği belirtilmiştir. 12.01.2022 tarihli son ek raporda ise cihazın en önemli parçalarından biri olan soğutma sistemlerinin, projelendirilmesi, temini ve montajı cihazın bedeline göre aşırı bir masraf gerektireceği, bu cihazın kullanılabilir hale getirilmesi için gerekli olan soğutma sisteminin hesaplanması, temini ve montajının yaklaşık olarak 9.250-TL olacağı, cihazın soğutma sisteminin yetersizliği sebebi ile istenilen faydayı sağlayamadığı ve kullanılamadığı, bu sistemsel arıza nedeni ile cihazın sadece hurda değeri söz konusu olabileceği, hurda değerinin ise 15.000-TL civarında olacağı belirtilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporlardan anlaşıldığı üzere, cihazdaki sorunun giderilebilmesi için cihazda mevcut olan soğutma sisteminden daha güçlü bir soğutma sistemi kullanılması; cihazın ana parçalarından biri olan soğutma sisteminin projelendirilmesi, temini ve montajı gibi işlemlerin yapılması gerektiği, bu haliyle taraflar arasındaki menfaat ve edim dengesi dikkate alındığında mevcut koşulların sözleşmeden dönmeyi haklı kıldığı anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne, satış bedelinin dava tarihindeki Türk Lirası karşılığına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bununla birlikte fesih mahkeme kararı ile oluşmuştur. Davacının faize hak kazanması için cihazın iadesi gerekir. Cihazın iadesi gerçekleşmeden davalının TBK’nun 229.madde hükmüne göre semeni ödeme borcu doğmayacaktır. Birlikte ifa kuralı da dikkate alındığında davacı cihazı iade edecek, eğer davalı araç teslimine rağmen bedeli ödemez ise ancak o zaman davacının faiz hakkı doğacaktır. Bu yönüyle mahkemece cihazın davalıya iade edildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi kanuna açıkça aykırılık teşkil edeceğinden re’sen dikkate alınan bu husus nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, bahsi geçen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden davanın kabulüne, davaya konu cihazın davalı tarafa iadesiyle; davacı yanca ödenen 32.400-Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı olan 97.200-TL’nin cihazın davalıya iade edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/114 Esas -2022/212 Karar sayılı 16/03/2022 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile davaya konu … seri nolu … marka Lazer cihazının davalı tarafa iadesiyle; davacı yanca ödenen 32.400-Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı olan 97.200-TL’nin cihazın davalıya iade edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; Alınması gereken 6.639,73-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafça yatırılan 231,37-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 2.900-TL bilirkişi ücreti, 454‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.354-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 13.184-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 1.659,93-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2022