Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1536
KARAR NO: 2022/1444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/325 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; Müvekkilinin 1980 yılında kurduğu firmayı 1986 yılında limited şirkete dönüştürerek abisini yanına ortak aldığı,son on yıldır taraflar arasında şiddetli geçimsizlik baş gösterdiği, gerek iş alımında gerek yapımında diğer ortak abisinin müvekkiline karşı daima olumsuz ve şirketin tek sahibiymiş gibi hareket ederek müvekkilini uzaklaştırmaya çalıştığı, müvekkilinin, elektrik elektronik, diğer ortak ise mekanik işi ile ilgilenerek, alınan projeleri birlikte bir bütün olarak tamamlamakta iken ortakların arasındaki husumet ve iletişim yokluğu nedeniyle davalı şirkette müşterek iş yapamaz hale getirdiği, müvekkilinin yakınlarından şirketin diğer ortağı olan abinin müvekkilini cüzi bir miktarla şirketten ayırarak şirketi kızına bırakmayı amaçladığını duyurduğu, ortaklar arasındaki güven ilişkisi sona erdiği ve sürekli güvensizlik ortamı oluştuğu, geçimsizliğin şirket içi ve dışı sebeplerden oluştuğu, ortaklar arasında iletişim ve işbirliği kalmamış olmasının çıkma talebinin haklı olduğunu gösterdiği,ayrılma akçesinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek müvekkiline ödenmesi gerektiği ileri sürülerek öncelikle müvekkilinin ortaklıktan çıkma talebinin kabulü ile TTK. 638/2. Maddesi uyarınca müvekkilinin haklarının zayi olmaması için şirket mal varlığının devrinin önlenmesi dahil gerekli önlemlerin alınması kapsamında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
ARA KARAR:Tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi ve yaklaşık ispat koşuluna göre yapılan değerlendirmede somut olayda ,iddia ve iddianın öne sürülüşü gereği şirket ortaklığından çıkma şartlarının ve ayrılma akçesinin yargılamayı gerektirmesi, şirketin mal varlığının davanın konusunu oluşturmaması ve şirket mal varlığına yönelik müdahalenin şirketin faaliyetine engel oluşturacağı uyuşmazlığı,ihtiyati tedbirin değişen koşullara göre her zaman yeniden talep edilebileceği ilkesinden hareketle bu aşamada istenen tedbir koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili müvekkilimizin haklarının zayi olmaması açısından, talebimizin kabulü ile İlk derece mahkemesi tarafından verilen 07/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılarak talebimizin kabulüne; 6102 Sayılı TTK’nın 638/2.maddesi gereğince dava süresince, davalı şirket adına kayıtlı tüm menkul ve gayrımenkullerin 3.kişilere devir ve temlikinin ve taşınmaz üzerinde her türlü borçlandırıcı tasarrufi işlemlerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP: Davalı vekili; TTK 638 . maddesi 2. Fıkra gereği davacı tarafından sıralanan ve haklı sebep olarak gösterilen yazılan maddi olguların oluşmasında esas olan bizzat kendisinin olumsuz davranışları ve şirketten kendisinin çıkma isteğini ortaya koymuş olmasının sonucu olduğunu,şirketin malvarlığı ve işleyişinden kaynaklı olmadığını,davacı ortağın ayrılma payını talep etmeye ilişkin menfaatinin zarar görmesi mümkün olmadığının ,davacının dilediği zaman her türlü teftiş ve kontrolü yapabilecek yetkilere haiz olduğunu,ihtiyadi tedbir alınmasını gerektirecek nedenlerin olmadığını başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava, TTK nun 638(2)maddesi uyarınca açılmış haklı sebeble ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasına ilişkin olup ;davacı,şirkette ki kardeş olan diğer ortağın şirketin tek sahibi gibi davrandığı,birlikte iş yapma arzusunun sona erdiği ,diğer ortağın az bir payla şirketten çıkmasını sağlayacağını ifade ettiği ,şirket işleri hakkında bilgi almasının engellendiği nedenleriyle ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasına , ve ortaklık payına ilişkin hakların korunması kapsamında şirket menkul ve gayrımenkullerin üçüncü şahıslara devir ve temlik edilmemesi borçlandırıcı işlemlerin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir konulmasına ilişkindir. HMK 389.maddesi “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. HMK 390/3 maddesi ise “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirterek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesini içerir. TTK 638(2) bir ortağın ayrılmasıyla ilgili davada hukuken kesinleşmiş karara kadar ,ortaklığın fonksiyon ve fiil ehliyetinin sınırlandırılmamasını veya ortadan kaldırılmamasını ve ortakların haklarının zayii olmamasını amaçlamaktadır.Mahkemece böyle bir geçici hukuki korumaya karar verilebilmesi için ,somut bir tehlikenin varlığı zorunludur.Böyle bir tehlike olmadıkça ihtiyati tedbir kararı verilemez.Şirketin faaliyetini sürdürdüğü , gerekli organlarından yoksun kalmış durumda olmadığı,dosya mevcudunda somut bir tehlikenin varlığı hususunda yaklaşık ispat koşulunun yerine gelmediğinin kabulü gerekmektedir. Dava henüz tensip aşamasında olup davacı iddialarının varlığı ve haklılığı yapılacak yargılama sonucunda belirlenecektir.Bu nedenle mahkemenin istemin reddine dair ara kararında isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından davacı /ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/10/2022