Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/151 E. 2022/400 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/151
KARAR NO: 2022/400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2020/696 Esas – 2021/1058 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalıdan 24 Aralık 2018 tarihli e-posta ile teknik özellikleri söz konusu e-postada belirtilen 80 adet … elektro galvaniz kaplı ST 37,2 çelik flanş teklifi talep ettiğini, davalı firmanın 25 Aralık 2018 tarihindeki cevabi nitelikteki e-postası ile 436,60-TL/Adet (KDV dahil) olmak üzere toplam 34.928-TL’ye 90 günde üretilip teslim edileceğini kabul ettiğini, davalıya karşılığında 36.000-TL tutarında müşteri çekinin avans olarak verildiğini ve ürünler teslim alınmadan ödemenin yapıldığını, malzemenin 11.01.2019 tarihli irsaliye ile teslim alındığını, ancak müvekkili şirket tarafından üretilen malzemenin sözleşmede yazılı özelliklere uygun olmadığının tespit edildiğini, flanşların tek taraflı galvanizli olarak geldiğini, sadece tek tarafının galvaniz kaplanması sebebiyle iki tarafının galvaniz kaplanması için davalıya geri gönderildiğini, davalının ilgili malzemelerin tekrar galvaniz kaplanabilmesi için öncelikle tek tarafına yapılan galvaniz kaplamanın kazınması gerektiğini beyan ettiğini, ancak böyle bir işlemin yapılması halinde malzeme et kalınlığının tolerans sınırının altına düşeceği gerekçesi ile müvekkili tarafından gönderilen malzemelerin istenilen şekilde düzeltilemeyeceğinin bildirildiğini, malzemeleri kullanmanın mümkün olamayacağı gerekçesi ile teknik şartnameye uymayan tüm malzemelerin iade edildiğinin satıcıya sözlü ve yazılı olarak bildirildiğini, ürünler 22.01.2019 tarihinde davalıya teslim edildiği halde müvekkili şirkete çek bedelinin halen iade edilmediğini, davalının fiziki olarak iade aldığı malzemelerin iade faturasını kabul etmediğini belirterek davalıya ödenen 36.000-TL’nin ve mahrum kalınan kar bedeli olan 10.800-TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; üretilen malzemelerin bir bütün halinde kazanlara atılarak her tarafının galvaniz kaplandığını, davacı iddiası gibi tek tarafının galvaniz kaplanmasının fiziken mümkün olmadığı, iddia edilen ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğunu, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı tarafından 12/09/2019 tarihli, 34.928-TL bedelli iade faturasının kesildiğini, bu faturanın Beyoğlu … Noterliği’nin 16/09/2019 tarih, … yevmiye nolu ihtarı ile davacı şirkete yasal süresinde iade edildiğini, davacının mahrum kaldığı kar talebinden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; faturadaki malların davalı tarafça davacıya satıldığı ve teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafın itirazının malların ayıplı olarak teslim edildiği ve ayıbın açık ayıp olmadığına yönelik olduğu, bilirkişiden alınan rapora göre davacı tarafından satın alınan malların açık ayıplı olduğu ve buna göre davacı alıcının 6102 sayılı TTK’nun 23/c maddesine göre belirtilen hak düşürücü sürede ve nihayet 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunmasının kanuni zorunluluk olduğu, ancak davacı alıcı tarafından teslimden yaklaşık 11 gün sonra ayıp ihbarında bulunulduğu, TBK’nın 223. maddesi gereğince davacı alıcı tarafından ürünlerin kabul edilmiş sayılacağı, davalı satıcının sattığı malları geri alma zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; dava konusu malların ayıplı olduğu kabul edilerek iade alındığını ve müvekkili tarafından ödenen çek bedelinin iade edilmediğinin sabit olmasına rağmen mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, oysa malların ayıplı olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığını, davalının malları kabul ederek iade aldığını, mahkemece olayın hukuki nitelendirilmesini yanlış yapıldığını belirterek kararın kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafından davacıya satışı yapılan flaşörlerdeki ayıp nedeniyle ödenen satım bedelinin iadesi istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek,incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle anlaşılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. TBK’nın 227. maddesinde ise satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları; “satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak belirlenmiştir. Somut olayda; davacı tarafından davalıya siparişi verilen flanşörlerin 11/01/2019 tarihinde davacıya teslim edildiği, karşılığında davacı tarafından davalıya 36.000-TL bedelli çekin verildiği ve çek bedelinin tahsil edildiği, hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı flanşörlerin tek taraflı galvanizli olduğunu, arka kısmına galvaniz yapılmadığını belirterek bedel iadesi talebinde bulunmuş olup davalı tarafından ayıp iddiası inkar edilmiştir. Mahkemece ise ürünlerdeki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, ayıp ihbarının iki günlük sürede yapılmasının gerektiği, davacı tarafından ayıp ihbarının iki günlük süre aşıldıktan sonra yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde elektro galvaniz prosesiyle çinko kaplaması yapılan flanş yüzeylerinden, talaşlı şekillendirme yapılmış ve pas tabakası giderilmiş yüzeyde kaplama hatası olmamasına rağmen talaşlı şekillendirme yapılmadan pasların bulunduğu yüzeydeki 0,1 – 1 mm arasında değişen boyutta ve değişik şekillerde kaplamasız yüzeylerin mevcut olduğu, flaşların her iki yüzeyinin de aynı olacak şekilde elektrolitik çinko kaplamasının çelik ile pas arasındaki iletkenlik farkı sebebiyle gerçekleşmemiş olduğu, flanş yüzeylerindeki kaplama yapılmamış bölgelerin mevcut olması sebebiyle emtianın açık ayıplı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacının ihbar külfetini kanunda öngörülen iki gün içinde yerine getirmesi gerekmektedir. Davacı tarafından iki günlük ihbar süresine riayet edilmemiş ise de ürünler 22/01/2019 tarihli sevk irsaliyesi ile davalıya iade edilmiş olup davalı tarafından da ürünlerin iade alındığı kabul edilmektedir. Davacının dava dilekçesindeki beyanlarına göre ürünler iki tarafına da galvaniz kaplanması, ayıbın giderilmesi için iade edilmiştir. Fakat davalının ürünleri davacının iddiasının dışında başka amaçla iade aldığını veya ürünlerin iadesi sırasında ihtirazi kayıt ileri sürüldüğüne dair bir delil ibraz edilmemiştir. Bu durumda davalının ihtirazi kayıtsız olarak iade aldığı flanşörlerdeki ayıbı kabullenmiş sayılacağından davacının ihbar süresine riayet etmediğinden bahisle davanın reddi doğru olmamıştır.Ürünlerdeki ayıp bilirkişi raporu ile sabit olduğundan, davacının ürünleri iade etmekte ve ürün nedeniyle ödediği bedelin kendisine iadesini istemekte haklı olduğunun kabulü gerekir. Dava dilekçesinde dava değeri 36.000-TL gösterilerek,36.000-TL ürün bedeli yanında mahrum kalınan kar 10.800-TL’nin de tahsili talep edilmiştir. Mahkemece 10.800-TL için 22/03/2021 tarihli oturumda bu kısım yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş yasal sürede yenilenmeyen davanın açılmamış sayılması koşulları oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına,yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından emtia bedelinin iadesi talebinin kabulüne ,36.000-TL’nin temerrüdün gerçekleştiği 04/06/2019 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline , kar kaybı talebi bakımından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/696 Esas – 2021/1058 Karar sayılı 05/11/2021 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; 36.000-TL’nin 04/06/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Kar kaybına ilişkin 10.800-TL talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.459,16-TL karar harcından yatırılan 614,79-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.844,37‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 669,19-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320-TL arabulucu ücretinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1015- TL’nin davalıdan, 305- TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 1.600-TL bilirkişi ücreti, 92,50- TL teb-müz masrafı olmak üzere toplam 1.692,50-TL yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 1.302-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 5.400-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için takdir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafça yatırılan 59,30- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 81,10-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/03/2022