Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1483 E. 2022/1674 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1483
KARAR NO: 2022/1674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
NUMARASI: 2021/779 Esas 2021/796 Karar
DAVACI: TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Bankalar Kanunu’nun 15/7-a maddesi doğrultusunda Fon alacağının tahsili bakımından Fon Kurulu Başkanlığı’nin 13.02.2004 tarihli kararı ile müvekkili …A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin TMSF tarafından devir alındığını,Fon tarafindan atanan Teftiş Kurulu’nun 21.11.2005 tarihli 3 nolu inceleme raporunda; “bu itibarla müfettiş raporunda önerildiği üzere şirketi 21.539.998,93-TL tutarında zarara uğratan …, …, dönemin YK Üyeleri … , …, …, …,… ve denetçiler …, … ve … Kurulu Üyeleri … ile … , ayrıca Şirket Genel Müdürü … ile … Şirketi haklarında mali mesuliyet davaları yanında emniyeti suiistimal ve tedbire muhalefetten dolayı ceza davalarının açılmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır” denilmek suretiyle kişilerin meydana gelen zarardan sorumluluklarının belirtildiğini, YK ve denetçiler hakkında dava açıldığını belirterek tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu defa oluşan şirket zararından fazlaya ilişkin kısım saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000-TL’nin icra kurulu üyeleri davalılar … ve … ile Şirket genel müdürü …’den tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacının iddiasının dayanaklarının belirtilmediğini, yeni yönetim kurulu tarafından tek taraflı olarak yapılan tespitlerin doğru olmadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen zararla ilgili açıklama yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili; müvekkilinin bahsi geçen zararla herhangi bir illiyet bağı kurulamadığını, dosyaya sunulan bu yönde bir delil de bulunmadığını, davaya konu dönemin Ekim 2003 – Nisan 2004 tarihli olarak belirtilmiş ise de müvekkilinin 15/08/2003 tarihinde istifa sebebi ile şirketten ayrıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. … vekili; dava dilekçesinde belirtilen genel kurul kararı ve delillerin tebliğ edilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini,iddia edilen zarardan müvekkilinin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, görevin belirlenmesinde davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulanması gerektiği, dava ikame edildikten sonra görev ve yetkiye ilişkin meydana gelebilecek değişiklerin davayı etkileyemeyeceği, iş mahkemeleriyle asliye ticaret mahkemesiyle arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, emsal alınan gerek Yargıtay ilamları, gerek kesinleşen ilk derece mahkeme ilamları ve gerekse birleşen İstanbul 6.ATM’nin karar içeriği ve ekindeki evraklar, celb edilen SGK kayıtları, yine bu deliller ile uyumlu davalı savunmaları ve bu savunmalara esas belgeler karşısında dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle davalıların davacı şirket bünyesinde hizmet akdi ile görev yaptıkları, davanın eylem tarihi itibariyle yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1.madde hükmü nedeniyle iş mahkemesinin görev alanına girdiği, açılan davada dava tarihi itibariyle tüm davalılar yönünden iş mahkemesinin özel görevli mahkeme olarak bu davaya bakmakta görevli olduğu, işçi sıfatıyla çalışan kişilerin şirkette YK ve denetim kurulu üyesi olan kişilerle birlikte davalı olmaları durumunda bu tip davaların iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, talep halinde, dava dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili, şirketin zararından yönetim ve denetim kurulu üyesi gibi şirketin icra kurulu üyesi ve genel müdür sıfatıyla görev yapan davalıların da sorumluluğunun bulunduğunu, davalıların şirketteki fonksiyon ve durumlarının değerlendirilmesinde organ statüsünde olduklarını, TTK gereği müdürlerin yönetim kurulu üyeleri gibi sorumluluğunun bulunduğunu, davanın da sorumluluk davası olduğunu, iş sözleşmesinden ve İş Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlık bulunmadığını, davada ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı şirketin genel müdürü ve icra komitesi üyesi olarak şirkette görev aldığı belirtilen davalıların neden olduğu ileri sürülen şirket zararının davalılar tarafından tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın görev yönünden reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılardan …’in şirket müdürü olarak atandığı, davalılardan … ve …’nün icra kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, davalıların davacı şirkette hizmet akdi ile çalıştıkları davacı şirket tarafından sunulan belge ve hizmet sözleşmelerinden anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi hükmü uyarınca İş Kanunu’na göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde İş Mahkemesi görevlidir. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmak zorundadır. Somut olayda yönetim veya denetim kurulunda yer almayan davalıların bağımlı bir nitelikte iş/hizmet ilişkisi içerisinde gerçekleştirdiği çalışmaları nazara alındığında, davacının ileri sürdüğü alacak talepleri hakkında yapılacak inceleme ve değerlendirmelerin hem dava tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı Kanun’un 1. maddesi, hem de dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında iş mahkemelerinin görevi kapsamındadır. Davacı tarafından aralarında … ve …’in de yer aldığı davalılara karşı açılan başka bir davada aynı gerekçe ile verilen görevsizlik kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2010/12150 E. 2012/3807 K. Sayılı kararıyla onandığı anlaşılmaktadır. Bu husus da dikkate alındığında mahkemece davanın iş mahkemelerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev dava şartı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; istinaf nedeni yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2022