Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1480 E. 2022/1242 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1480
KARAR NO: 2022/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2019/668 Esas – 2020/608 Karar
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2022
Konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, Silivri 3. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği anılan mahkemece görevsizlik kararı verilerek kesinleşmesi üzerine Bakırköy asliye ticaret mahkemesine intikal eden dosyada verdiği dava dilekçesi ile, davalı banka adına tesis edilen ipoteğe muvafakat eden …’in muvafakat ettiği adına tarihte demans- alzheimer hastası olduğunu, bu nedenle ipoteğin geçerli olmadığını,ipotek işlemi davalı banka tarafından yapıldığı sırada malik …’in eşi 1930 doğumlu …’ten MK 194 md. hükmü gereğince 23/07/2014 tarihli muvafakat alındığını, imzayı attığı sırada 84 yaşında olan …’in 2005 yılından, vefat ettiği 2015 yılına kadar çeşitli beyin hastalıkları ile mücadele ettiğini ve bu hastalıklar nedeniyle vefat ettiğini, davalı bankanın iş bu işlemi yaparken muvafakat eden …’den hastane raporu istemediğini, aile konutu üzerine konulan ipotek işlemindeki …’in eş muvafakatinin hukuka uygun olmaması sebebiyle ipotek işleminin geçersiz olduğunu, bu nedenlerle 23/07/2014 tarihli muvafakatnamenin geçersizliğinin tespit edilerek ipotek işleminin ve taşınmazın satış işleminin yapıldığı İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki satışın iptaline, taşınmazın 2014 yılında aile konutu olması sebebiyle davalı bankaya verilen ipoteğin TMK 194. Maddesi gereğince terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili bankanın taşınmaz üzerinde ipotek hakkına sahip olmasından ötürü İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takip dosyasından satış aşamasına gelindiğini ve taşınmazın ihale sonucu alacağa mahsuben alındığını, haksız ve mesnetsiz olarak sırf süreci uzatmak için müvekkili bankaya birden fazla dava yönelttiğini, davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, aile konutu vasfında olmayan ve müvekkili bankaya karşı olan borçlarından dolayı müvekkili banka tarafından ipotek tesis edilen taşınmazda satış işleminin usulüne uygun olarak gerçekleştiğini ve ortada ipoteğin kalmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ipotekli taşınmazın İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında 27/04/2017 tarihinde yapılan ihale ile alacaklıya alacağa mahsuben 180.100-TL’ye ihale edildiği, Silivri 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/133 Esas, 2020/58 Karar sayılı kararı ile ihalenin feshi talebinin reddedildiği kararın 25/08/2020 tarihinde kesinleştiği, böylece davanın, ipoteğin fekki talebi yönünden konusuz kaldığı anlaşılmakla karar tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; davalı, alacaklı tarafından geçersiz ipoteğe dayanılarak İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde yapılan ihale nedeniyle alacaklı bankaya satılarak adına yolsuz tescili sağlandığını, tescil işleminin ipoteğin geçersiz olması sebebiyle hukuka aykırı olduğunu, tapu kaydının iptal edilerek eski malik … adına tescili gerektiğini, ihalenin kesinleşmiş olmasının davaya etkisi olmadığını zira geçersiz ipoteğe dayalı satış kesinleşmiş olsa bile yolsuz tescilin iptal edilerek eski malik adına tescili gerektiğini , davanın konusuz kalması söz konusu olmadığını,malikin aile konutu üzerinde ipotek verilirken o dönem demans hastası olan müteveffa eşi …’ten hukuka uygun muvafakat alınmaması sebebiyle ipotek tesisinin usulsüz olduğunu,ölü doğmuş bir hukuki işleme dayanılarak gerçekleştirilen cebri icra satışı hukuka aykırı olduğunu, tescilin iptali gerektiğini, TMK 194. madde uyarınca, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağını, dolayısıyla …’in tarafı olduğu ipotek işlemine eşi müteveffa …’in 84 yaşında olduğu ve 2005 yılından vefat ettiği 2015 yılına kadar, doktor raporları ile müteveffanın ipotek tarihinde ayırt etme gücünden yoksun ve ehliyetsiz olduğunu, dolayısıyla müteveffanın verdiği muvafakatin geçersiz olduğunu, … tarafından verildiği ileri sürülen 23.07.2014 tarihli muvafakatname yok hükmünde olup hukuki sonuç doğurmadığını ileri sürerek ipoteğin ve akabinde davalı adına yapılan tescilin iptali gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ipoteğin geçersizliğinin tesbiti ve iptaline ilişkindir. Dava konusu ipotek değeri 300.000-TL’dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davalar menfi tespit istemini de içerdiğinden ipotek değeri üzerinden nispi harca tabiidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz.” hükmünü içermektedir. İpoteğin değeri 300.000-TL olduğu halde davacı tarafça 5.000-TL dava değeri gösterilerek davanın görülmesi doğru olmayıp harcın ipotek değeri üzerinden tamamlanması gerekmektedir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m.194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. (İstanbul BAM 11 HD nin 2018/1573 esas ,2020/1126 karar 14/10/2020 tarihli ilamı ) Davacıların davası, anneleri adına kayıtlı bulunan taşınmazın aile konutu olması nedeniyle, ipotek tesisi tarihinde muvafakat vermesi gereken eşin 84 yaşında ve ehliyetsiz bulunduğu TMK 194 gereği tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğundan iptaline ilişkindir. Davalı bankanın dava dışı şirket lehine verdiği kredinin teminatı olarak tesis edilen ipotek bankacılık işlemi olmakla birlikte, davacılar tarafından dava da dayanılan maddi vakıa taşınmazın aile konutu olduğudur. Aile konutu olan taşınmazda malik anneleri tarafından tasarruf işlemi olan geçerli bir ipotek tesisi için diğer eş …’in bu işleme muvafakat vermesi gerektiği, ancak ipotek tarihinde adı geçenin hukuki ehliyeti olmadığı, verdiği muvafatın da hükümsüz olduğu ileri sürülerek tesis edilen ipoteğin geçersizliği ileri sürülmektedir. Davacıların dayanağı TMK’nun 194. maddesine dayalı olduğuna göre taşınmazın aile konutu olup olmadığı, ipoteğin geçerli biçimde tesis edilip edilmediğini takdir edecek mahkeme aile mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın aile hukukuna ilişkin olduğu gözetilmeden davaya bakılması ve sonuçlandırılması yerinde görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; hükmün kaldırılarak, dava dosyasının ilk olarak açıldığı görevli bulunan Silivri Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/668 Esas – 2020/608 Karar sayılı 23/09/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, 6100 sayılı HMKnun 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Dairemiz gerekçeli kararının taraflara tebliği sağlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,Kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan Silivri Aile Mahkemesi’ne gönderilmesine, 6100 sayılı HMK.’nın 20.maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” Davacılar tarafından yatırılan 161,40-TL(80,70×2) peşin istinaf karar harcının istek halinde davacılara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/09/2022