Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1451 E. 2022/1311 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1451
KARAR NO: 2022/1311
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/734 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
27/06/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı ve itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili; davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlara İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı kararıyla ihtiyati tedbir konulduğunu, davalı şirketin ihtiyati tedbir kararı verilmesinden sonra yeni taşınmazlar edindiğini, dava konusu ayrılma akçesinin şirketin karar tarihine en yakın değeri üzerinden hesaplanacağından, bu hesaplamaya yeni taşınmazların da dahil edileceğini, dava konusu tüm taşınmazlara tedbir konulduğuna ve yaklaşık ispatın varlığı da BAM kararıyla sabit olduğuna göre, tedbir kararından sonra edinilen yeni taşınmazlara da tedbir konulması gerektiğini belirterek, davalı şirket tarafından yeni edinilen taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Davalı vekili; davacının dava dilekçesiyle ihtiyati tedbir talep ettiğini, mahkemece bu talebin reddine karar verildiğini, ancak kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla, mahkeme kararının kısmen kaldırılarak müvekkili şirketin taşınmazlarının tamamı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, yargılama sırasında müvekkili adına kayıtlı taşınmazların değerinin toplam 487.252.955,94-TL olarak tespit edildiğini, bilirkişi raporunda şirket kayıtlarında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığının tespit edildiğini, gelinen aşamada ihtiyati tedbirin yeniden değerlendirilmesinin gerektiğini, davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma koşullarının oluşmadığının alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, davacının ortaklık payının değerinin artması nedeniyle hakkın elde edilmesinin tehlikeye düşmesinin mümkün olmadığını, taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin kredi kullanmakta zorluk yaşadığını belirterek, koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, aksi halde HMK’nın 395. maddesi gereği uygun görülecek teminat karşılığında tedbirlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının, davalı şirketin yeni edindiği taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması isteminin kısmen kabulü ile hükümde belirtilen taşınmazlar üzerine takdiren 1.000.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davacı vekili; mahkemece 31.05.2022 tarihli ara kararda 1.000.000-TL teminata hükmedildiğini, müvekkilinin davalı şirketten kar payı alamadığını, bu nedenle teminat yatırmayacak duruma düştüğünü, müvekkilinin artan yargılama giderlerini karşılamakta zorlandığını, bu nedenle teminatın 500.000-TL’ye düşürülmesi gerektiğini belirterek, 31.05.2022 tarihli ara kararda hükmedilen teminatın düşürülmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili; davacının açtığı davanın yargılaması sırasında müvekkilinin yeni taşınmazlar edindiğini, mahkemece davacının talebi üzerine yeni iktisap edilen taşınmazlar yönünden de tedbir kararı verildiğini, ancak kararda gerekçe bulunmadığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ortaklıktan çıkma koşullarının oluşmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazların değerinin 487.252.955,94-TL olarak tespit edildiğini, ayrıca davacıya 2022 yılında 925.000-TL kar payı ödemesi yapıldığını, gelinen aşamada tedbir kararının ölçülülük ilkesini ihlal ettiğini, ayrıca tedbir kararları nedeniyle müvekkilinin banklardan kredi kullanmakta zorluk yaşadığını, bu nedenle ihtiyati tedbirin kaldırılması gerektiğini belirterek, 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; yaklaşık ispatın gerçekleşmiş olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın güvencesi olarak teminat belirlendiği, hukuki durum ve koşullarda bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin teminatın azaltılması ve davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; mahkemece 31.05.2022 tarihli ara kararda tedbir talepleri kabul edilerek 1.000.000-TL teminata hükmedildiğini, müvekkilinin teminatı karşılamak için büyük bir maddi külfete girdiğini, daha önce verilen tedbir nedeniyle 500.000-TL teminat yatıran müvekkilinin bu karar nedeniyle 1.000.000-TL daha teminatı karşılamak durumunda kaldığını, müvekkilinin davalı şirketten kar payı alamadığını, bu nedenle teminat yatırmayacak duruma düştüğünü, müvekkilinin sürekli artan yargılama giderlerini karşılamakta zorlandığını, bu nedenle teminatın 500.000-TL’ye düşürülmesi gerektiğini belirterek, 31.05.2022 tarihli ara kararda hükmedilen teminatın 500.000-TL’den düşük bir miktar olarak belirlenmesini talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; davacı tarafından ortaklıktan çıkma ve kar payı ödenmesi istemiyle dava açıldığını, davacının ihtiyati tedbir isteminin mahkemece reddine karar verildiğini, ancak kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 12. HD’nin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla, mahkeme kararının kısmen kaldırılarak müvekkilinin taşınmazlarının tamamına ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, yargılama sırasında müvekkili adına kayıtlı taşınmazların değerinin toplam 487.252.955,94-TL olarak tespit edildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının haklı sebeple ortaklıktan çıkma koşullarının oluşmadığının tespit edildiğini, yargılamanın geldiği aşamada ihtiyati tedbirin yeniden değerlendirilmesinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin yargılama sırasında edindiği taşınmazlar üzerine de tedbir konulduğunu, bu nedenle önceki tedbirin yeniden değerlendirilmesi talep edilmekle birlikte yeni tedbire de itiraz ettiklerini, davacının ileri sürdüğü olguların haklı sebep oluşturmadığının sübut bulduğunu, ayrıca taşınmazların değeri ve davacıya yapılan kar payı ödemeleri nedeniyle davacının hakkını elde etmesinin tehlikeye düşmesinin söz konusu olmadığını, ihtiyati tedbir nedeniyle müvekkilinin kredi kullanmakta zorluk yaşadığını belirterek, kararın kaldırılarak mahkemece 31.05.2022 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, koşulların değişmesi nedeniyle daha önce verilen ihtiyati tedbirin teminatsız olarak, aksi halde HMK’nın 395. maddesi gereği uygun görülecek teminat karşılığında kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep; ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemli davada verilen ihtiyati tedbirin durum ve koşulların değişmesi nedeniyle kaldırılması, ayrıca davalının ilk tedbir kararından sonra edinmiş olduğu taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemiyle dava açıldığı, mahkemece 05.06.2020 tarihli ara karar ile davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinafı üzerine Dairemizin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla, mahkeme kararının kısmen kaldırılarak davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine takdiren 500.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu kez davalı vekilince, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılması talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesince istinafa konu 27.06.2022 tarihli ara karar ile bu talebin reddine karar verilmiştir. HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. HMK’nın 396. maddesi “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. HMK’nın 396/2 maddesi, aynı yasanın 394. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarına atıf yapmış, kanun yolunu düzenleyen beşinci fıkraya ise atıf yapmamıştır. Bu nedenle durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerine ilişkin olarak verilen ara karara karşı, kanun yolu açık değildir. Yorumla kanun yolu ihdas edilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle istinaf kanun yoluna başvurulan 27.06.2022 tarihli ara karar, bu yönüyle itirazın reddine ilişkin bir ara karar olmayıp, HMK’nın 396. maddesi kapsamında ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin bir ara kararı olduğundan, istinaf kanun yoluna tabi değildir. Bu itibarla davalı vekilinin, Dairemiz kararıyla verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi gerekçesiyle kaldırılması talebine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 341(1) ve 346(1) maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu diğer ihtiyati tedbir kararı ise, mahkemenin 31.05.2022 tarihli ara kararıdır. Davacı tarafça açılan ortaklıktan haklı sebeple çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemli davada, mahkemece verilen tefrik kararı ile … Ltd. Şti. aleyhine açılan dava, istinaf konusu bu esasa kaydedilmiştir. Daha önce ilk derece mahkemesinin ret kararının istinafı sonucunda Dairemizin yukarıda belirtilen kararı ile davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Yargılama sırasında bu kez davalı şirketin yeni taşınmazlar edinmesi nedeniyle davacı tarafça bu kez bu taşınmazlar üzerine de ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş olup, mahkemece verilen 31.05.2022 tarihli ara karar ile talebin kısmen kabulü ile hükümde belirtilen taşınmazlar üzerine takdiren 1.000.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklinde olup, aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Yasanın 392. maddesi uyarınca ise ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Bu nedenle ihtiyatı tedbire hükmedilirken karşı tarafın uğraması muhtemel zarara karşılık tarafların hak ve menfaat dengelerine uygun bir teminat takdir edilir. TTK’nın 638/2. maddesinde; haklı sebeple ortaklıktan çıkma istemiyle açılan davada, mahkemece istem üzerine dava süresince davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda somut olayda; mahkemece işbu davanın tefrik edildiği 2020/194 esas sayılı dosyada mahkemece davacının ihtiyati tedbir isteminin reddine dair 05.06.2020 tarihli ara karara karşı davacının istinafı üzerine, Dairemizin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla, mahkeme kararının kısmen kaldırılarak, davalı şirket adına kayıtlı hükümde belirtilen toplam 26 adet taşınmazı üzerine takdiren 500.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına kesin olarak karar verilmiştir. Dairemizin söz konusu kararında yaklaşık ispatın gerçekleştiği ve ayrıca davacının haklarının korunması amacıyla şirketin mevcudunun korunması gerektiği belirtilmişse de, bu durum davalı şirketin sonradan edineceği her taşınmaza ihtiyati tedbir konulacağı anlamına gelmemektedir. Ölçülülük ilkesi gereğince davacının haklarının korunması ve teminat altına alınması yanında, hak ve menfaatler dengesine uygun olarak davalı şirketin faaliyetine devamının sağlanması gerektiği de gözetilmelidir. Dairemizce verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı ile davacının hakları teminat altına alınmışken, davalının sonradan edindiği taşınmazlar üzerine de tedbir konulması bu nedenle hatalıdır. Bu nedenle mahkemece davalı vekilinin 31.05.2022 tarihli ara karara yönelik itirazının kabulü gerekirken reddi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin Dairemizin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi gerekçesiyle kaldırılması talebine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 341(1) ve 346(1) maddeleri uyarınca usulden reddine; davalı vekilinin, mahkemenin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararına yönelik itirazının kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının reddine dair 27.06.2022 tarihli ara kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak, “davalı vekilinin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının kabulü ile mahkemenin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına, hüküm sonucuna göre davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin 13.10.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının durum ve koşulların değişmesi gerekçesiyle kaldırılması talebine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun, HMK’nın 341(1) ve 346(1) maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE; Davalı vekilinin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/734 Esas sayılı 27/06/2022 tarihli ara kararının, HMK’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalı vekilinin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının kabulü ile mahkemenin 31.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına, Hüküm sonucuna göre davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, Tedbirin kaldırıldığına ilişkin bildirimlerin yapılması işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,” İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, öDosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/09/2022