Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1448 E. 2022/1183 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1448
KARAR NO: 2022/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2022
NUMARASI: 2019/601 Esas – 2022/86 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/09/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili şirketin vade farkı alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borçlu olmadığını iddia ederek borca ve faize itiraz ettiğini, takibi durdurduğunu, itirazın sadece takibi sürüncemede bırakarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla yapıldığını, haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından müvekkili aleyhine istanbul …icra dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile cari hesap ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için başlatıldığı, anılan takibe yönelik olarak taraflar arasında “sulh ve ibra protokolü” düzenlendiği, protokol ile davalının ödemelerini yaparak edimini yerine getirdiği, protokol uyarınca davacı tarafın müvekkili şirketi ibra ettiğinden huzurdaki davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya borcu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe konu edilen vade farkı faturası hukuka aykırı olduğundan kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının ticari defterlerine faturayı işlediği ve vade farkı faturasına karşılık olarak 26.08.2019 tarihli … seri numaralı 109.826,00-TL faturayı düzenlendiğini, vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bir anlaşma bulunması veya taraflar arasında bu konuda bir uygulama ve teamülün oluştuğuna dair bir veri bulunması gerektiğini, taraflarca imzalı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, vade farkının kabul edildiğine ilişkin bir kayıt sunulmadığını, tarafların kabulünde olan “sulh ve ibra protokolü” nde cari hesaba ilişkin olarak davacı tarafça davalının ibra edildiği, bu “protokol” içerisinde de vade farkına ait bir kayıt olmadığını, davacı tarafın vade farkı alacaklarının da bulunduğuna dair ihtirazi kayıt koymadığını,taraflar arasında vade farkına ait teamül olmadığını, davacı şirketin davalı taraftan artık vade farkı talebinde bulunamayacağını,dayanak fatura nedeniyle davacının alacaklı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar tacir olup ticari defterler bu anlamda kesin delil niteliği taşıdığını, davalı yanın, müvekkili ibraname sonrası düzenlenen faturayı ticari defterlerine işleyerek borcu kabul ettiğini,mahkemece bu yön gözetilmeden karar verildiğini, dosyada alınan bilirkişi raporunda bulunan kimi muğlaklıkların giderilmesi için ek bir rapor tanzim edilerek sonuca gidilmesi gerektiğini, davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporun eksik ve hatalı yönlerinin bulunduğunu,yapılan protokolde vade farkı alacağına ilişkin bir kayıt bulunmadığından sözedildiğini, bu görüşün isabetli olmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafça icra takibine konu edilen fatura vade farkı alacağına ilişkindir.Davacı tarafça düzenlenen 24.08.2019 tarihli vade farkı faturası davalıya tebliğ edilmiş,davalı tarafça itiraz süresi içinde 26.8.2019 tarihinde iade faturası düzenlenmiştir. Ticari ilişkinin 22.01.2019 yılında başlayarak 27.10.2019 tarihinde sona erdiği, cari alacak tutarı 4.748.119,99-TL alacağın tahsili için 25.6.2019 tarihinde davacı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatılmıştır. İcra takibinden sonra taraflar arasında 31.07.2019 tarihli Sulh ve İbra Protokolü imzalanmış, yapılan protokole davalı tarafından uyulduğu ve ödemelerin zamanında yapıldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.Protokolde “kararlaştırılan bedellerin ödenmesi ile birlikte davacının icra dosyaları ve icra dosyasına bağlı her türlü hak,alacak ve dava hakkından feragat edeceği ,…’yı iş bu dosyalar ve alacak nezdinde tamamen ibra ettiğini kabul ve beyan ettiği” görülmektedir. Protokol kapsamında alacak nedeniyle her türlü alacağın sona erdiği kabul edildiğinden ,vade farkı asıl alacağın feri sayılmasa da ,her türlü alacak hakkının sona erdiği kabul edilmelidir. Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında vade farkı ödeneceğine ilişkin bir anlaşma bulunması veya taraflar arasında bu konuda bir uygulama ve teamülün oluştuğunun belirlenmesi bulunması gerekir.Davacı tarafça daha evvel vade farkı faturası düzenlenip davalı tarafından ödendiğine ilişkin bir delil sunulmamıştır. Davacının protokol sonrasında ödemeleri aldıktan sonra davalı şirkete 109.826-TL tutarında vade farkı faturası düzenlediği,bu fatura davalının ticari defterlerine fatura kayıt edilmiş ise de faturaya itiraz süresi içinde iade faturası düzenlenerek iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle alacağın davalının kabulünde olduğuna yönelik istinaf nedeni yerinde değildir.Esasen vade farkı talep edilebileceğine ilişkin bir anlaşma veya teamül bulunmadığı belirlendiğinden ayrıca tarafların arasındaki ticari ilişki ibraname ile sonlandığından davanın reddine ilişkin karara yönelik olarak davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş ,başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 7,80-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/09/2022