Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1432 E. 2022/1216 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1432
KARAR NO: 2022/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2022
NUMARASI: 2021/582 Esas – 2022/128 Karar
DAVA: Yargılamanın Yenilenmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesinin 2019/611 esas 2021/637 karar sayılı ilamıyla, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında dinlenilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurularının reddine karar verildiğini, bu durumun, aleyhine hüküm verilen tarafın banka nezdinde olan dava öncesinde verilmeyen ve elde olmayan nedenler ile elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması, lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması hallerine girdiğini, icra dosyasında bulunmayan, davaya cevaplarda sunulmayan, sonradan istinaf aşamasında haberdar oldukları sözleşme esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmedeki imza ve azami miktar el yazısının müvekkilinin eli ürünü olmadığını, yargılama sırasında hiç incelenmeyen ve değerlendirilmeyen imzası ve kayıtları müvekkili el ürünü olmayan sahte bir evrak üzerinden müvekkilinin borçlu kabul edildiğini belirterek, yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dışı … firması ile temlik eden banka arasında imzalanmış olan kredi kartı üyelik sözleşmelerine istinaden kredi kullandırıldığını, davacının da iş bu kredi kartı üyelik sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, müşteri tarafından kullanılan kredi süresinde ödenmeyince temlik eden banka tarafından 25 Haziran 2012 tarihli hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek borcun ödenmesinin talep edildiğini, süresinde borç ödenmeyince de temlik eden banka tarafından davacı ile diğer borçlu şirket hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, söz konusu dosyanın daha sonra yenilenerek … esas numarasını aldığını, takip konusu alacağın Beyoğlu … Noterliğinin 4 Haziran 2014 tarihli temliknamesi ile müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporunda açık bir şekilde; “temlik eden banka ile asıl kredi borçlusu dava dışı … arasında imzalanan kredi kartı üyelik sözleşmesini davacılardan …’nın müteselsil kefil olarak imzaladığı dolayısıyla borçtan sorumlu olduğunun” belirtildiğini, açıklanan nedenler ve sunulan hesap ekstreleri ile müvekkili şirketin davalılardan alacağının sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yargılamanın iadesine konu dosyada, temlik eden banka ile asıl borçlu … arasında imzalanan 26.09.2006 tarih 40.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi davacının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, ayrıca asıl borçlu şirket ile temlik eden banka kredi kartı üyelik sözleşmesi imzalandığı, yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edilmesi sonucu istinaf mahkemesi tarafından, davacı yanın yargılamanın yenilenmesi talebinin dayanağı olan “kefalet sözleşmesindeki yazı ve imzaların davacının eli ürünü olmadığına” ilişkin iddiası hakkında “HMK’nın 357. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu iddiaların istinaf aşamasında dinlenilmesi olanağı yoktur” gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede davacının yargılamanın yenilenmesi isteminin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle, talebin HMK 379/2 maddesi uyarınca esasa girilmeksizin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; TBK’nın 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesinin zorunlu olduğunu, bu hükme rağmen icra dosyasında olmayan, davaya cevaplarda sunulmayan, sonradan istinaf aşamasında dosya incelemesi sırasında haberdar oldukları sözleşme esas kabul edilerek hüküm kurulduğunu, bilirkişinin hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, dosyaya sunulan sözleşmedeki imza, azami miktar el yazısı, sonradan yapılan ve sorumluluğu arttıran tüm değişikliklerin müvekkilinin el ürünü olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı kredi kartı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takipte borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada verilmiş olan karara yönelik yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Yargılamanın iadesi nedenleri HMK’nın 375. maddesinde düzenlenmiş olup, maddede yargılamanın iadesi nedenleri sayılmıştır. Yargılamanın iadesini isteme süresi ise, iade nedenine bağlı olarak aynı yasanın 377 maddesinde üç ay ve on yıl olarak düzenlenmiş olup, hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkemece resen dikkate alınması gerekir. Yargılamanın iadesi istenen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/139 esas, 2018/50 karar sayılı dosyasında; davacılar …tarafından borçlu olmadıklarının tespiti istemiyle dava açıldığı, ilk derece mahkemesince, davacılar tarafından takibe konu edilen borcun kaynağı olan kredi kartı sözleşmesi bakımından sözleşmeye atılmış bir imza bulunmayıp sözleşmede dava dışı şirket adına atılmış imza bulunmakla, tüzel kişilik gereği doğrudan dava dışı şirketin kredi kartı sözleşmesi gereği tahakkuk etmiş edecek borçlardan sorumlu olması, davacı … tarafından verilmiş bir kefalet olup, takibe konu borç bakımından miktarın kefalet limitinde kaldığı gerekçesiyle, davacı … tarafından açılan davanın kabulüne, davacı … tarafından açılan davanın ise reddine karar verildiği; kararın davacı … vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/611 esas 2021/637 karar sayılı ilamıyla, “… kefalet sözleşmesi yazılı olarak düzenlenmiş olup, kefalet limiti de gösterilmiş olmakla, kefalet sözleşmesi geçerli olup, davacılar vekilinin kefaletin geçerli olmadığına yönelik istinaf nedeninin yerinde olmadığı, davacılar vekilince icra takibinde sunulmayan sözleşmelerin dosyaya katılmasına muvafakatlarının olmadığı ileri sürülmüş ise de; icra takibinde ve cevap dilekçesinde kredi kartı sözleşmelerine dayanıldığı, süresinde verilen cevap dilekçesi ekinde genel kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmiş olduğu, bu istinaf nedeninin de yerinde görülmediği, genel kredi sözleşmesinin 70. maddesindeki hüküm gereği, sözleşmede kefaleti bulunan davacı …’nın kefaletinin, borçlu şirkete kredi kartı üyelik sözleşmesiyle tahsis edilen kredi kartı borcunu da kapsadığı, davacı vekilince kefalet sözleşmesindeki yazı ve imzaların davacının eli ürünü olmadığı ileri sürülmüşse de; HMK’nın 357. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu iddiaların istinaf aşamasında dinlenilmesi olanağının bulunmadığı …” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin yargılamanın iadesi istemi, HMK’nın 375/1-ç, f ve h bentlerinde düzenlenmiş olan “yargılama süresinde elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, bilirkişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması ve lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunması” nedenlerine dayalıdır. Ancak somut olayda davalı tarafça delil olarak dayanılan genel kredi sözleşmesi yargılama sırasında dosyaya sunulmuştur. Karşı tarafın hileli davranışta bulunduğu veya bilirkişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu yönünde de hiç bir delil bulunmadığı gibi, somut olayda ileri sürülen yargılamanın iadesi nedenlerinin hiç birisi mevcut değildir. Bu durumda yargılamanın iadesi koşulları oluşmamış olup, ilk derece mahkemesince yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedeni yerinde görülmeyen yargılamanın iadesini isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Yargılamanın iadesini isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 97-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022