Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1427 E. 2022/1185 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1427
KARAR NO: 2022/1185
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2021/289 Esas – 2022/238 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/09/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; taraflar arasında yapılmış 20/03/2006 tarihli düzenleme şeklinde ortaklar özel sözleşmesi gereğince, davalı ve diğre mal sahiplerinin taşınmazlarının kurulacak bir şirkete devredilmesi ve şirketin bu taşınmazlar üzerinde inşaat yapmasını öngören bir sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre inşaatın finansmanının davacı tarafça karşılanacağını, sözleşme sonrası bazı giderlerin davacı tarafından ödendiğini, yapılacak inşaata ilişkin öngörülen biçimde ruhsat alınması yasal olarak mümkün olamadığından sözleşmenin hukuken imkansız hale geldiğini,mal sahipleri tarafından davacının hissedarı bulunduğu şirkete karşı taşınmazların kayıtlı olduğu şirketin hisselerinin kendilerine devri için İstanbul Kapatılan 48. ATMnin 2013/101 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece taşınmazların kayıtlı bulunduğu şirketteki davacıya ait hisselerin devrine karar verildiğini, şirketin amacının gerçekleşmemesi üzerine davacıların inşaat yapımı için ortaya koydukları taşınmazlarını şirket hisselerinin tamamına sahip olarak geri aldığını,taşınmazlarını geri alarak amacı gerçekleşmeyen sözleşmenin başlangıçtaki durumuna geri döndüklerini,inşaatın yapımını üstlenen davacı şirketin, davalı ve dava dışı kişilerin borçlarını ödediğinden bu bedelleri iadesini istemek zorunluluğunun doğduğunu, davacı tarafından davalıya toplam 20.000-TL olmak üzere 5.000-TL’nin davalıya ödendiğini, taşınmazların devri için toplamda 117.850-TL emlak vergisi ödendiği davalıya düşen miktarın 29.462,50 TL olduğunu, taşınmazların etrafının çitle çevrilmesi ve restorasyonu için …’ya yapılan toplam 100.000-usd ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 25.000-USD olduğunu,inşaata ilişkin tasarım ve yerleşim maketi için …’a yapılan toplam 32.450-TL ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 8.112,50 TL olduğunu, taşınmazlara ilişkin proje danışmanlık hizmeti için … Mimarlık’a 108.000- TL ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 27.000- TL olduğunu belirterek, 25.000-usd’nin ve 69.575- TL’nin ödeme tarihi 21/04/2006 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; akdedilen sözleşmeye göre,mal sahiplerinin asli ediminin, sahibi oldukları gayrimenkulleri davacılar ile birlikte kurulacak … A.Ş.’ne devretmek, … Gurubunun ise finansman sağlayarak taşınmazlar üzerinde … A.Ş. çatısı altında inşaat yapmak olduğunu, davacı tarafın sözleşmenin 12. maddesinde, inşa edilecek köşk ve villaların satışından elde edilecek hasılattan %45’lik kısmı mal sahiplerine ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme gereği şirketin kurularak taşınmazların şirkete 21.04.2006 tarihinde devredildiğini, davacı tarafın taşınmazları usulsüz bir şekilde ele geçirmek için muvazaalı iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, mahkeme kararında “davalının iyiniyet kurallarına aykırı eylemlerinin sözleşmenin ifasını engelleyici mahiyette olduğu, davalıların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettikleri, davacıların sözleşmenin 8-a maddesinden kaynaklanan hakka sahip oldukları” hususlarının tespit edildiğini, kesinleşmiş olan mahkeme kararı gereğince, davacıların … A.Ş’de sahibi oldukları hisseleri müvekkili ve diğer mal sahiplerine bilabedel devretmeye mahkum edildiğini,mahkeme ilamının henüz infaz edilemediğini, davacıların,mal sahiplerine geri vermesi gereken … A.Ş. hisselerini iade etmediği gibi, sözleşmenin 8.a maddesinin uygulanması ve kesinleşmiş mahkeme kararı çerçevesinde, devir alanın da masrafları talep hakkının bulunmadığını, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 2016/435 Esas – 2018/376 Karar 12/04/2018 tarihli kararı ile; davacı tarafından sözleşme çerçevesinde toplam 278.300-TL ve 100.000-USD ödemede bulunulduğu, davacının davalıdan olan alacağının talep edilen kadar olduğunun ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinafı üzerine Dairemizin 2019/221 Esas – 2021/393 Karar 18/03/2021 tarihli kararı ile; sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerinde, yapılacak tüm masraflardan … şirketlerinin sorumlu oldukları, 1.c.7 maddesinde ayrıca bu harcama ve yükümlülüklerden bahisle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağı hüküm altına alındığını, sözleşmenin ifasının davacıların kusurlu davranışları sonucunda imkansız hale geldiğinin kesinleşmiş hüküm ile tespit edildiğini, bu durumda bu tespit doğrultusunda sözleşmenin iadeye ilişkin hükümlerinin değerlendirilmesi gerekirken, İstanbul 48. ATM’nin 2013/101 esas sayılı dosyasındaki tesbitler hususunda hiç bir değerlendirme yapılmadığı, davada sadece ticari defterlerin incelenmesi ile bir sonuca varılamayacağı davacı vekilince taşınmazların devri için davalı ve diğer taşınmaz maliklerinin emlak vergisi borçlarının ödendiği ileri sürülerek, ödenen verginin de tahsili talep edilmiş, ancak mahkemece bu hususta hiç bir araştırma yapılmadığı, bu kapsamda ödenen verginin niteliğinin tespiti ile ödemeye ilişkin kayıtlar da getirtilerek, sözleşme konusu devirlerden doğup doğmadığını, dolayısıyla davalının sorumlu tutulup tutulamayacağının belirlenmesi gerektiği, deliller toplanıp değerlendirilmediğinden, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerindeki yapılacak tüm masraflardan … şirketlerinin sorumlu olduklarını, 1.c.7 maddesindeki bu harcama ve yükümlülüklerden bahisle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağı ile hükümleri dikkate alınarak davacının bu yöndeki sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davalıdan tahsili isteminin reddi gerektiğini, taşınmazların devri için davalı ve diğer taşınmaz maliklerinin emlak vergisi borçlarının ödendiğinin belirlenemediği ödenen bedelin tapu harcı olduğu anlaşılmakla davacı şirketler tarafından emlak vergisi borçlarının ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; dosyanın basit yargılama usulüne göre çözümlenecek davalardan olduğu tespit edildiğine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış olması sebebiyle, sözleşme hükümlerinin işbu davaya uygulanmasının mümkün olmadığını, 07.10.2021 tarihli celsenin 1 nolu ara kararına istinaden sunulan 04.11.2021 UYAP tarihli dilekçe ile 117.850-TL bedelli ödemenin “tapu müdürlüğü harç ödemesi” olduğunu, 02.06.2017 tarihli rapor ile kalemlerin (117.850 TL bedelli ödeme dışında) kesinleşmiş olmasına rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, tüm bu sebeplerle, taraflar arasında akdedilen 20.03.2006 tarihli “Düzenleme Şeklinde Ortaklar Özel Sözleşmesinin”; İstanbul 4. ATM nin( Kapatılan 48. ATM) 2013/101 Esas sayılı dosyasından ittihaz edilen ve kesinleşen karar neticesinde de tüm sonuçları ile birlikte ortadan kalkması sebebiyle, anılan sözleşmeye istinaden davacı müvekkili şirketler tarafından yapılan harcamaların davalıdan talep edilebileceği, ortadan kalkmış sözleşme hükümlerinin huzurdaki davada uygulanması da mümkün olmadığından,davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ortaklık sözleşmesi gereğince yapılan masrafların, sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar ile davalı şirket ortak ve yetkilisi …’nin de aralarında bulunduğu taşınmaz malikleri arasında 20.03.2006 tarihli ortaklar özel sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince taşınmaz maliklerinin, maliki bulundukları taşınmazı sözleşme taraflarınca kurulacak … İnşaat’a devretmeyi, davacıların ise taşınmazlar üzerinde finansmanı kendileri tarafından karşılanmak suretiyle inşaat yapmayı üstlendikleri, bu maksatla sözleşmede öngörülen … İnşaat şirketinin kuruluşunun gerçekleştirildiği, taşınmaz maliklerinin de adlarına kayıtlı taşınmazları bu şirkete devrettikleri, ancak İstanbul Kapatılan 48. ATM’nin kesinleşmiş kararında; “… Dekorasyon taşınmaz maliki olduğundan davada taraf sıfatının bulunduğu, taşınmaz maliklerinin üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdikleri, buna karşılık davacı şirketler tarafından sözleşme ile yüklenen edimlerin yerine getirilmediği, sözleşme gereği taraflarca kurulan … İnşaat yetkilileri tarafından sözleşmeye uygun olarak alınmış bir karar bulunmadığı halde bu şirketin usulsüz borçlandırılması suretiyle … İnşaat hakkında icra takibi başlatıldığı, yapılan işlemlerin ortaklar arasında var olması gereken iyiniyet ve güven ilkelerine aykırı olup sözleşmenin ifasını engelleyici mahiyette olduğu ve bu yüzden projenin hayata geçirilemediği, bu nedenle taşınmaz maliklerinin sözleşmenin 8.a maddesi gereğince … İnşaat’taki … hisselerinin bedelsiz olarak kendilerine devrini talep edebilecekleri” hususlarının tespit edildiği, ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerinde, yapılacak tüm masraflardan … şirketlerinin sorumlu oldukları, 1.c.7 maddesinde ayrıca bu harcama ve yükümlülüklerden bahisle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağı hüküm altına alınmıştır. Yukarıda açıklanan kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sözleşmenin ifasının davacıların kusurlu davranışları sonucunda imkansız hale geldiği tespit edilmiştir. Bu durumda sözleşme ile ,şirkete devir edilen taşınmaz nedeniyle mal sahiplerinden hiç bir bedel talep edilmeyeceği açıkça kararlaştırıldığından, davalı taraf bakımından sebebsiz zenginleşme teşkil etmeyen taşınmazın proje çizimi ,yapılacak iş nedeniyle alınan danışmanlık ücreti ,etrafın çitle çevrilmesi gibi masraflarında sözleşmenin feshine kusuruyla sebeb olan davacılar tarafından davalı taşınmaz sahibinden talep edilemez. Ortadan kalkmış bir sözleşmenin hükümlerinin eldeki davada uygulanamayacağına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Öte yandan davacı vekilince taşınmazların devri için davalı ve diğer taşınmaz maliklerinin emlak vergisi borçlarının ödendiği ileri sürülerek, ödenen verginin de tahsili talep edilmiştir. Dairemizce ,kaldırma kararında eğer davalı adına sözleşmeye konu olan taşınmazın önceye ait emlak vergi borcu davacı tarafça ödenmiş ise ,eldeki feshedilen sözleşme öncesine ait borçlar ödenmeden tapu devri yapılmadığı dikkate alınarak böyle bir ödeme olup olmadığının araştırılması istenilmiş,bizzat davacılar vekili dosyaya sunduğu beyan dilekçesiyle emlak vergisi beyanının hataya dayalı olduğu beyan edilmiş,bu ödemenin tapu harcı olduğu anlaşılmış ,davalı adına ödenen sözleşme öncesi bir emlak vergisi tutarı bulunmadığından uygulanamayan sözleşme gereği, mal sahiplerinin taşınmazı devri nedeniyle ödenen tapu harç tutarı masraf kapsamında talep edilmeyeceği dikkate alındığında bütünüyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ;eldeki davada taraflarca kurulacak şirkete davalı mal sahibinin devir ettiği taşınmaz için yapılan bir kısım masrafların sözleşme hükümleri gereği talep edilemeyeceği, sözleşmenin sonradan fesih edilmiş olması sözleşmenin hükümlerinin tamamen ortadan kalkması sonucuna yol açmayacağı ,sözleşmenin davacıların kusuruyla sona erdiği,davalının kötüniyetli zenginleşen konumunda olmadığının tesbit edildiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş ,istinaf nedenleri yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasdan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 34,40-TL posta masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/09/2022