Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1405 E. 2022/1550 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1405
KARAR NO: 2022/1550
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2017/1024 Esas
DAVA: Tazminat
2-İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/1089 Esas – 2019/107 Karar
DAVA: Tazminat
3- İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2019/402 Esas- 2019/660 Karar
DAVA: TAZMİNAT
4-İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/157 Esas – 2018/183 Karar
DAVA: Alacak
5-İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2017/1040 Esas- 2017/1110 Karar
DAVA: Şirketin Feshi
6-İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/123 Esas – 2018/138 Karar
DAVA: Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili
7-İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/1124 Esas- 2018/1258 Karar
DAVA: Tazminat
8-İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/14 Esas- 2021/61 Karar
DAVA: İtirazın İptali – Alacak
TALEP: İhtiyati Tedbir, İhtiyati Haciz, Kayyım Tayini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İlk derece mahkemesince verilen 16/06/2022 tarihli ara kararın davacı … ve davalılar …, …, … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı … 10/06/2022 tarihli dilekçesiyle; bilirkişi raporunda davalıların şirketin içini boşalttıklarının tespit edildiğini, diğer ortakların yönetimi ele geçirmesi ile şirketin bütün mallarını kaçırıp şirketi tabela firması halinde getirdiklerini, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere diğer müdürün görevden azli ve şirketin yönetim kayyımına devrinin şart olduğunu, bunun yanı sıra …’in sahte faturalarla şirketten para kaçırdığının raporda belirtildiğini, ayrıca naylon faturaların İstanbul 11. Vergi Mahkemesi’nin 2020/2092 E. Sayılı dosyasında tespit edildiğini, şirkete ait olan … A.Ş’deki hissenin 20 Milyon USD ekspertiz değeri yapılmasına rağmen davalı …’in sembolik bedelle işlem yasağına rağmen hisseleri üzerine geçirdiğini, bu hisselerin iadesi gerektiği hususunun bilirkişi tarafından da tespit edildiğini, diğer mahkemelerde devam eden davalarda da taşınmazların muvazaalı devredildiği tespit edilerek devir işleminin iptal edildiğini ve tedbir kararı verildiğini belirterek; öncelikli olarak davalı …’in şirket müdürlüğünden azli ile …Ltd Ştine yönetim kayyımı atanmasına, davalı …’in oluşan zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile şahsi malvarlığı üzerine tedbir konularak taşınmaz ve vasıtaları ile varsa başkaca şirket hisselerinin 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/157 E. sayılı dosya kapsamında … A.Ş. deki davalı … hisseleri üzerine tedbir konularak 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1156 E. sayılı dosyası ile verilen tapu iptali davası sonrası taşınmazların şirkete geri dönmesi ve ofislerin muvazaalı olarak devrine ilişkin devam eden davalar ile birleşen davalar sonucu şirkete iade edilecek taşınmaz ve diğer malvarlıklarının 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesine, şirkete ait tüm malvarlıkları üzerine tedbir konularak 3. Kişilere devir temlikinin önlenmesine karar verilmesini, müvekkilinin şirketten olan alacağı yönünden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 16/06/2022 tarihli oturumda taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen ara kararında; Birleşen İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1040 E. sayılı Şirket Feshi davasında, tarafların menfaatlerinin korunması gerektiği ve bilirkişi raporu içeriği ile dosya kapsamına göre davacının kayyım tayin edilmesi talebinin yerinde olduğu, tarafların ortağı olduğu davalı şirkette şirket müdürünün yönetim ve temsil yetkisinin kısıtlanması gerektiği kanaatine varılarak, davalı şirkete denetim kayyımı atanmasına, davalı …‘in şirket müdürlüğünden azli ile şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep edilmiş ise de, 6102 sayılı TTK’da bulunan düzenlemelere göre asıl olanın şirketin genel kurulu ve yetkili organları tarafından atanan temsilciler tarafından yönetilmesi olduğu, şirketin yöneticisinin yetkisi muhafaza edilmekle birlikte bu yetkinin denetim ve onay kayyımının onayına bağlanması suretiyle gerekli geçici korumanın sağlanacağı kanaatine varılarak davacının yönetim kayyımı atanması talebinin reddine, davalı …’in oluşan zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile şahsi malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konularak taşınmaz ve vasıtaları ile varsa başkaca şirket hisselerinin 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesine, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/157 E. sayılı dosya kapsamında … A.Ş. deki davalı … hisseleri üzerine tedbir konularak 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesine karar verilmesi talep edilmiş ise de; ihtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK.nın 389/1. maddesinde; şartları var ise; uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlendiğinden ve davacının ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği davalı …’in şahsi malvarlığı, dava konusu olmadığından davacının bu talebinin reddine, Davacı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1156 E. sayılı dosyası ile verilen tapu iptali davası sonrası taşınmazların şirkete geri dönmesi ve devam eden ofislerin muvazaalı olarak devrine ilişkin davalar ile birleşen davalar sonucu şirkete iade edilecek taşınmaz ve diğer malvarlıklarının 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini ve Şirkete ait tüm malvarlıkları üzerine tedbir konarak 3. kişilere devir temlikinin önlenmesini talep etmiş ise de; davalı şirkete denetim kayyımı tayin edildiğinden ve kayyım onayı olmadıkça şirket mal varlığıyla ilgili tasarrufta bulunulamayacağından davacının bu talebinin reddine, Birleşen İstanbul 9. ATM ‘nin 2018/14 Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davacının ihtiyati haciz talebinin İİK.nın 257 ve devamı maddeleri gereğince yerinde olduğu gerekçesiyle davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü ile, itirazın iptali davasına konu İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasındaki 950.000-USD ve alacak davasına konu 10.000-USD olmak üzere toplam 960.000-USD miktarı ile sınırlı olmak kaydıyla, davalı …’nin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının % 15 teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Davalı …’in firmadan naylon faturalarla para kaçırdığı, firmayı zarara uğrattığını, firma taşınmazlarını, AVM hissesini ve ofislerini genel kurul kararı olmaksızın ve işlem yasağına aykırı olarak devraldığını, firmaya ait nakitleri kendisinin yetkili müdür olduğu Umman ülkesinde bulunan firmaya kaçırdığı, firmaya ait taşınmaz, taşı ve demirbaşları elden çıkardığı, firmaya sürekli olarak zarar ettirdiği hususlarının bilirkişi raporları ve mahkemeler kararlarıyla, dosya kapsamıyla sabit olduğunu, bu şekilde hareket eden müdürün azledilmemesinin yerinde olmadığını, …’in yerine kayyım atanmasının zorunlu olduğunu, mahkeme kararıyla firmaya geri gelen taşınmazların, tedbir kararı ve azil kararı verilmemesi nedeniyle sorumlu müdürün tekrardan mal kaçırmasına imkan sağlandığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, …’in işlem yasağına aykırı olarak şirkete ait … A.Ş.’deki hisseleri genel kurul kararı olmaksızın üzerine geçirdiğini, İstanbul Anadolu 1. ATM’nin 2018/1156 Esas sayılı dosyası ile birebir aynı olan bu işlemin işlem yasağına tabi olduğu hususunun mahkeme kararıyla sabit olduğunu, ayrıca … tarafından alınan tüm kararların İstanbul 15. ATM’nin 2017/1057 Esas sayılı dosyada yoklukla malul sayıldığını, bilirkişi raporunun açıklanmasının üç gün sonra sicil gazetesinde … A.Ş. yönetim sisteminin alelacele değiştirildiğini, bu durumda şirket hisseleri üzerine teminatsız tedbir kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıya hisseleri elinden çıkarması için adeta imkan tanındığını, naylon faturalardan dolayı firmayı 2.830.000-USD zarara uğratmaktan, Ekim 2017 itibariyle 13 Milyon TL, 25/09/2017 tarihinde ibra işlemi ile 31.450.000-TL, kendi yetkilisi olduğu firmaya 31/12/2017 tarihinde 1.742.000-USD para göndermekten ve 20 Milyon USD değer biçilmiş firma AVM hissesini işlem yasağına rağmen kendi üzerine geçirmekten dolayı firmanın alacaklarını alabilmesi için davalının şahsi olarak tüm menkul, araç, hisse ve nakit paralara teminatsız olarak tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Birleşen 2018/14 Esas sayılı dosyada şirkete verilen borç nedeniyle açılan alacak davası ile birleşen 2017/1089 nolu dosyanın birbirlerini etkileyecek nitelikte olmadığını, ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesi gerektiğini belirterek, davalı …’in şirket müdürlüğünden azli ile …Ltd. Şti’ye yönetim kayyımı atanmasına, Birleşen 12 ATM 2018/157 Esas sayılı dava dosyasında … tarafından genel kurul kararı olmaksızın ve işlem yasağına rağmen …Ltd. Şti’ne ait olan … A.Ş. Firmasında % 50 hisseyi, bedelinin çok altında yapılan devir işleminin iptali gerektiğinin açıkça belirtilmesi nedeniyle … A.Ş.’deki … hissesinin 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik teminatsız olarak tedbir kararı verilmesini, davalı …’in oluşan zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile şahsi malvarlığı üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasını, şirkete ait tüm malvarlıkları üzerine tedbir konularak 3. Kişilere devir temlikinin önlenmesini, alacağı yönünden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; dosyada şirketin fesih ve tasfiyesini gerektiğine hiç bir delil bulunmadığını, çıkma payına ilişkin bilirkişiler tarafından hesaplama yapılmadığını, buna rağmen müvekkili …’in yönetim ve temsil yetkisini kısıtlayacak şekilde kayyım atanması kararının yerinde olmadığını, ihtiyati tedbirin şartlarından olan, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya tamamen imkansız hale gelmesi unsurlarının somut olayda gerçekleşmediğini, mahkemece tarafların menfaatlerinin korunması gerekliliği ve bilirkişi raporu içeriği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de tahkikatın devam ettiğini, mahkemece itirazların incelenmesi için ek rapor alınmasına karar verildiğini, bu yönüyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararın hatalı olduğunu, değişen hiç bir koşul bulunmamasına rağmen verilen ihtiyati tedbir kararının hukuka uygun olmadığını, her ne kadar davacı tarafça davacının müdürlükten azline ilişkin alınan kararın iptaline ilişkin İstanbul 15. ATM’nin 2017/1057 Esas sayılı dosyasından bahsedilmekte ise de 14/09/2018 tarihinde ortaklar olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak davacının müdürlük görevinden yeniden azledildiğini, davacı tarafından bu kararın iptali için açılan İstanbul 10. ATM’nin 2018/1150 Esas sayılı dosyasında verilen davanın reddine dair kararından bahsedilmediğini, bilirkişi raporunda 14/09/2018 tarihinde yapılan genel kurul dikkate alınmaksızın değerlendirme yapıldığını, sermaye şirketlerinde çoğunluk ilkesinin geçerli olduğunu, davacının müvekkili şirketin aleyhine olan faaliyetleri ile FETÖ/PDY bağlantısı, azil kararının alındığı dönemde ceza evinde bulunması, hakkına çıkan haberler nedeniyle müvekkili şirket ve diğer davalıların ticari itibarının zedelenmemesi, ticari faaliyetlere zarar gelmemesi için bu şekilde karar alındığını, bilirkişi tarafından ise yanlış değerlendirme yapılarak azil kararının haksız olduğundan bahsedildiğini, mahkemece bilirkişinin hukuki dayanaktan yoksun görüşüne dayanılarak şirkete tedbiren denetim kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının doğru olmadığını, yine birleşen 2018/14 Esas sayılı dosya üzerinden verilen ihtiyati haciz kararının muaccel bir alacak bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını belirterek ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı 10/06/2022 tarihli dilekçesi ile davalı …’in şirket müdürlüğünden azli ile şirkete yönetim kayyımı atanmasına, davalı …’in oluşan zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile şahsi malvarlığı üzerine tedbir konulmasına, birleşen 2018/157 Esas sayılı dava kapsamında … A.Ş. deki davalı … hisseleri üzerine tedbir konulmasına açılan davalar sonucunda şirkete iade edilecek taşınmaz ve diğer malvarlıklarının 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine yönelik tedbir kararı verilmesini, şirketin tüm malvarlığı üzerine tedbir konulmasını, şirketten olan alacağı yönünden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, yönetim kayyımı atanması talebinin reddine, davalı şirkete denetim kayyımı atanmasına, davalı …’in şahsi malvarlığı dava konusu olmadığından davacının bu talebinin reddine, şirkete ait tüm malvarlığına tedbir konulması talebinin reddine, birleşen 2018/14 Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak % 15 teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalı …Ltd Şti’nin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının % 15 teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmiştir.İhtiyati tedbir yoluyla kayyım atanması ile ilgili olarak; TTK’da kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmayıp TMK’nın 403/2 maddesinde, kayyımın belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlarından yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamış ise yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 630. maddesinde müdür veya müdürlerinin yönetim ve temsil hakkının kaldırılması ve sınırlandırılmasının her ortağın mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Şirketin uyuşmazlık halinde şirketi organsız bırakmamak amacıyla şirket müdürlerinin görevine devam edemeyeceği anlaşılırsa, şirkete temsil veya yönetim kayyımı atanması TTK hükümleri uyarınca mümkün olup, yönetim veya denetim kayyımı atanması da geçici bir hukuki koruma tedbiridir. Mahkemece böyle bir geçici hukuki korumaya karar verilebilmesi için, HMK’nın 389. maddesi gereğince somut bir tehlikenin varlığı zorunludur. Böyle bir tehlike olmadıkça ihtiyati tedbir kararı verilemez. Diğer taraftan, şirket yönetiminin ortaklar kurulunca seçilmiş yöneticilerle yapılması, zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır.Somut olayda davacı … asıl ve birleşen davalarda % 33,33 hissedar olduğu şirketin usulsüz işlemlerle malvarlığının elden çıkarıldığını, şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek şirket zararının tazmini, davalı …’in müdürlükten azlini, birleşen 2017/1040 Esas sayılı dosyada ise şirket feshini, olmadığı takdirde ortaklıktan çıkarılmasını, ortaklık çıkma payının hesaplanarak ödenmesini talep etmiştir.Şirket müdürü olan davalı hakkındaki usulsüz para aktarılması, şirket malvarlığının usulsüz olarak devri gibi iddialar ile dosyadaki deliller dikkate alındığında davacının hukuki himaye talebinin karşılanabilmesi ve şirketin mal varlığının muhafazası ve dava sürecinde mahkemenin belirlediği kayyım tarafından takibi anlamına gelebilecek denetim kayyımı atanmasının dosya içeriğine uygun olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece fesih yerine, davacının karar tarihindeki gerçek pay değerlerinin ödenip çıkarılmasına da karar verebileceğinden, mahkemenin takdirinin bu yönde olması halinde şirketin karar tarihindeki aktif değerini kaybetmesinin önüne geçilebilmesi için şirketin faaliyetlerinin denetim kayyımının onayına tutulmasının HMK’nın 389 vd. maddelerine uygun olduğunun kabulü gerektiğinden davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf gerekçeleri yerinde görülmemiştir. Öte yandan şirket yönetim organından yoksun kalmadığından bu aşamada şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum olmadığı, şirket ve tarafların menfaatleri de gözetilerek, şirket malvarlığının korunması için bu tedbirin yeterli olacağı denetim kayyım tayinine ilişkin ihtiyati tedbir kararının dosya kapsamı delillere uygun olduğu kanaatine varılmış, ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.Davacı tarafça, davalı …’in oluşan zarar miktarı ile sınırlı olmak kaydı ile şahsi malvarlığı üzerine tedbir konularak taşınmaz ve vasıtaları ile varsa başkaca şirket hisselerinin 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Oysa davacı … tarafından açılan asıl ve Birleşen 2018/81, 2019/402, 2018/1124 Esas sayılı davalarda şirket zararının tazmini talep edilmekte olup uğranılan zararın tazmini olan bir miktar paranın ödenmesine ilişkindir. Davalı …’in taşınır ve taşınmaz malları ile şirket hisseleri bu davanın konusu değildir. HMK’nın 389. maddesinin açık hükmü gereği, ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanının bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Bunun dışında açılan davalar sonucunda tekrardan …Ltd Şti’ye tescil edilecek taşınmazların ve şirkete ait tüm malvarlıkları üzerine tedbir konularak 3. Kişilere devir temlikinin önlenmesi talep edilmiş ise de mahkemece şirkete denetim kayyımı atanmış olup şirket malvarlığının korunması için bu tedbir yeterli olduğundan ölçülülük ilkesi de dikkate alındığında ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.İhtiyati haciz talebi bakımından; somut olayda, ihtiyati haciz isteyen tarafından İİK 261.madde hükmüne uygun şekilde 10 gün içerisinde teminat karşılanarak ihtiyati haczin infazı icra dairesinden istenilmemiştir. Yasal düzenleme de ihtiyati haciz kararının tebliğinin öngörülmemiş olup, 10 günlük sürenin hesabında kararın verildiği tarih esas alındığında sürenin geçmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış olduğundan davalı şirketin ihtiyati hacizle istinaf başvurusunun konusu kalmamıştır. Bu nedenle davalı şirketin ihtiyati haciz kararına karşı konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.İhtiyati hacizde teminat ile ilgili İİK’nın 259. Maddede ihtiyati haciz istiyen alacaklının hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecbur olduğu düzenlenmiş, ancak alacağın bir ilama dayanması halinde teminat aranmayacağı, ilam mahiyetinde bir vesikaya dayanması halinde ise teminatın mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Somut olayda İİK m.259’da teminat alınmayacağına ilişkin istisnalardan birinin gerçekleşmediği anlaşılmakla mahkemece ihtiyati haciz kararı için teminat şartının aranmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.Birleşen İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/157 E. sayılı dosya kapsamında … A.Ş. deki davalı … hisseleri üzerine tedbir konularak 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi talep edilmiş olup mahkemece davalının şahsi malvarlığının davanın konusu olmadığı gerekçesiyle bu talebin reddine karar verilmiştir. Oysa davacı tarafından, birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı davada, öncelikli talep olarak, ortağı olduğu …Ltd Şti’nin … A.Ş’deki sahip olduğu paylarının davalı … tarafından muvazaalı ve işlem yasağına aykırı olarak kendisi tarafından devralındığı ileri sürülmüş olup bu yönüyle …Ltd Şti’nin … A.Ş’deki sahibi olduğu fakat davalıya devredilen paylar davanın konusunu oluşturmaktadır. Mahkemenin davalıya devredilen hisselerin davanın konusunu oluşturmadığına ilişkin gerekçesi yerinde değildir. İleri sürülen iddialar ve dosya kapsamındaki deliller bu aşamada yaklaşık ispat düzeyinde kanaat verici nitelikte olup HMK.389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelecek değişme nedeniyle hakkın elde elimesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme nedeniyle bir sakınca yada ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin somut olayda gerçekleştiği, uyuşmazlığın konusunun muvazalı olarak gerçekleştiği belirtilen hisse devirlerinin iptaline ilişkin olduğu nazara alındığında, davalı …’in …Ltd Şti’nden devraldığı … A.Ş. hisselerinin devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 392 maddesi uyarınca, durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla ihtiyati tedbire teminat alınmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden, davacının …Ltd Şti’nin ortağı olması nedeniyle somut olayda ihtiyati tedbire teminatsız hükmedilme koşulları da oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle; mahkemenin birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı davada davalı …’in …Ltd Şti’nden devraldığı … A.Ş. Hisselerine tedbir konulması talebinin reddi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemenin 16/06/2022 tarihli ara kararının 2 nolu bendinin birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı dava yönünden kaldırılmasına, Birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı davada pay devri yoluyla ile davalı …’e devri gerçekleşen …Ltd Şti’nin … A.Ş. nezdinde bulunan 490.000-TL tutarında 19.600 adet hissenin üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi için HMK 389 vd.maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkması nedeniyle davalı …Ltd Şti’nin konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı …Ltd Şti yanında davalılar … ve … da mahkemenin 16/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı istinaf yoluna başvurmuş ise de mahkemenin 16/06/2022 tarihli ara kararında davalılar … ve … aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalılar … ve …’nun istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE, Davacı … istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1024 Esas 16/06/2022 tarihli ara kararının 2 no’lu bendinin birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı davaya ilişkin ihtiyati tedbir talebi yönünden HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA, “Birleşen İstanbul 12. ATM’nin 2018/157 Esas sayılı davada konu pay devri yoluyla ile davalı …’e devri gerçekleşen; …Ltd Şti’nin … A.Ş. nezdinde bulunan 490.000-TL tutarında 19.600 adet hissenin üzerine 3. kişilere devrinin önlenmesi için HMK 389 vd.maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ihtiyati tedbir kararın İstanbul nöbetçi icra müdürlüklerince yerine getirilmesine” Davalı … Ltd. Şti. vekilinin ihtiyati haciz kararı ile ilgili konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadına, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1024 Esas 16/06/2022 tarihli ara kararının diğer hususlar yönünden aynen devamına, İstinaf yoluna başvuran davacı ve davalılar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının (Davacı 80,70-TL davalı 242,10-TL) istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/11/2022