Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1301 E. 2022/1399 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1301
KARAR NO: 2022/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2018/345 Esas – 2019/187 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Davalı … yönünden konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. H.D tarafından bozulması üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin 2011 yılında … ile ortak davalı …Ltd. Şti.’ni kurduklarını, diğer ortağın hisselerini davalı …’e devrettiğini, davalının tek imzalı yetkili olduğunu, müşterisi … firmasının ödeme yapmaması nedeni ile yapılan görüşme sonrası ödemelerin satış temsilcisi …’a elden yapıldığını, bu şekilde şirketin pek çok alacağının satış müdürü ve ekibi tarafından alındığını ve bu hususu eski ortak …’nin bildiğini öğrendiğini, satış müdürü ve çalışanları işten kovduklarını, eski ortak …’nin yeni şirket kurarak işten atılanları alarak rakip firma üzerinden satış yaptığını, şirket defter ve kayıtlarına ulaşamadığı gibi kendisine bilgi verilmediğini, şirket müdürünün tek ortak gibi şirketi yönettiğini, müvekkilinin imzası taklit edilerek banka talimatları 22.12.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi, araç kira sözleşmeleri yapıldığını, bir kısım çeklerin kasaya alınmadığını,şirket müdürü …’in şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece, ilk olarak davalı …’in müdürlük görevini kötüye kullandığı, özen ve bağlılık yükümünü ağır bir biçimde ihlal ettiği ve davalı şirket müdürünün azli için haklı nedenlerin oluştuğu ispat edilemediğinden davalı … aleyhine açılan davanın sübut bulmadığından reddine; şirket müdürünün azli davasında husumetin azli istenen müdüre yönetilmesi gerektiğinden davalı şirkete yönelik davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Anılan kararın istinaf edilmesi üzerine, Dairenin 2018/50 Esas-2018/401 Karar sayılı ve 12/04/2018 tarihli kararı ile; şirket defterlerinin usulüne ve gerçeğe uygun olarak tutulması yükümlüğünün muhatabının davalı şirket müdürü olduğu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/615 Esas sayılı dosyası ile yargılaması süren davalı … tarafından açılan şirketin feshi davası akibetinin ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/21698 soruşturma sayılı dosyası akibetinin araştırılması, yapılan cezai soruşturma ve açılan dava sonucuna ve toplanan delillere göre somut olarak davalının hangi eylemlerinin ana sözleşme ve yasaya aykırı olduğunun ortaya konulması ve buna göre davalının idare yetkisinden azlinin gerekli olup olmadığı, fesih davasının sonucuna göre dava açılmasında hukuki yararın devam edip etmediğinin değerlendirilmeden hüküm verildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce Dairemiz’in 2018/50 Esas-2018/401 Karar sayılı ve 12/04/2018 tarihli kararı uyarınca eksiklikler giderilmiş ve bir davada hukuki menfaatin bulunup bulunmadığı konusunun mahkemece; tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, çerçevesinde (kural olarak davanın açıldığı tarihe göre) kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerektiği, davacının dava açarken hukuki menfaati mevcut ise de; dava devam ederken hukuki menfaatinin sona erdiği gerekçesiyle HMK’nun 114/1-h maddesi ve HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargı giderine hükmedeceğini,davalı şirkete çıkartılan 18/01/2016 tarihli muhtırada; kesin süre içerisinde defterler ibraz edilmediği takdirde HMK.’nın 22/5 maddesi gereğince defter ibrazı talep eden davacının iddiasının ispat etmiş sayılacağına karar verileceğinin ihtar edildiğini, davalının bu muhtıraya cevap vermediği gibi Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazı neticesinde de bir sonuca ulaşılamadığını,18/05/2017 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca ticari defterlerin dosyaya ibrazı için davalı …’e muhtıra çıkarıldığı, herhangi bir sonuç alınamadığını,yargılamanın gereksiz yere uzamasına neden olunduğunu, bağlantılı şirketin feshi davasının karara çıkarak kesinleştiğini, müvekkilinin dava açarken hukuki menfaati olduğunun belirtilmesine rağmen yargı gideri ve vekalet ücretini müvekkiline yüklemesinin çelişkili olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili tarafından anılan kararı istinafı üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde 2020-566 esas -648 karar sayılı ve 3.7.2020 tarihli karar ile “Şirket müdürünün azli davasında mahkemece birden çok kez davalılara şirketin ticari defter ve kayıtlarının ibrazı için tebligat yapılmış ise de davalılar tarafından davete uyulmadığından davalı şirketin kayıtları incelenememiş ,bilirkişi tarafından yapılan inceleme de şirketin merkez adresinde bulunmadığı tesbit edilmiştir. Davalı şirket müdürünün vekili duruşmaları takip ettiği halde şirket defterlerinin muhasebeci de bulunduğu muhasebecinin isim ve adresini bilmedikleri yolunda beyanda bulunmuş, defterlerin temini için Emniyet makamlarına yazı yazılmasından da bir sonuç alınamamıştır.Huzurda ki dava şirket hakkında açılan özel hukuk hükümlerine göre açılmış mali sonuçları olan bir dava olmayıp bizzat şirket müdürünün şahsı hakkında açılmış dava olduğu gözetildiğinde ve davacı iddiaları nazara alındığında davacı şirket ortağının davalı şirket müdürünün azlini istemekte haklı olduğu sonucuna varılmıştır.Mahkemenin ve bilirkişinin bu yönde ki çabaları sonuçsuz kaldığından azil koşulları hakkında bir değerlendirme yapılamamıştır. Şirket müdürünün aleyhinde açılan dava da davalı şirket müdürün yükümlülüğünde olduğu halde şirket kayıt ve defterlerini gerek mahkemeye gerekse emniyet makamlarına da sunmaması nedeniyle inceleme yapılamadığından davacı azil talebinde haklı bulunduğundan davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Limited şirketin ortaklarına ait idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumetin, idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istenen ortağa yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca limited ortaklığa husumet düşmemektedir. Davalı şirket hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiş ,davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olduğundan kabulune ,hükmün kaldırılmasına ;davalı şirket müdürü hakkında ki azil davasının konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına ,davacı yararına yargı giderine hükmedilmesine ,davalı şirket hakkında ki davanın pasif husumet yokluğundan reddine” karar verilmiştir. Davalı … vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11 HD nin 2020/7149 esas ,2022/1720 karar sayılı ve 10.3.2022 tarihli ilamı ile ” Yapılan yargılama sonucunda başka bir davada şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesince müdürün görevinin sona erdiği ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince de … aleyhine dayalı davanın konusu kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince davalının şirket defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle de davacının bu davayı açmakta haklı olduğu kabul edilerek yargılama gideri ve avukatlık ücreti davalıya yüklenmiş ise de, bu doğru olmamıştır. Şirket müdürü ve tasfiye memurunun farklı konularda görevleri olup şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi şirket müdürünün görevinin sona ermesi sonucunu doğurmaz. Bu aşamada hem şirket müdürü hem de tasfiye memuru görevlerini yapmaya devam eder. Mahkemenin şirket müdürünün görevinin sona erdiği kanaati doğru değilse de, bu konuda temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak davalı …’in azli için gösterilen nedenler de azil için yeterli görülmemiştir. Bu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle davacıyı haklı kabul etme imkanı olmadığından davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. “denilmiştir. Usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ,davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına ,yeniden hüküm verilmesine , kararın kesinleşen kısımlarının tekrarı ile davalı … bakımından konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına ,yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ,davalı … yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden hüküm verildiğinden Yargıtay HGK nun 2021/96 esas 2021/205 karar sayılı ,4.3.2021 tarihli ilamı gereği taraflar yararına istinaf duruşma vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/345 Esas-2019/187 Karar sayılı ve 21/02/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; 1-“Davalı … yönünden konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, 2- Davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 80,70- TL harçtan;peşin yatırılan 27,70- TL harcın mahsubu ile bakiye 53-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Davalı … vekili için takdir olunan 2.725- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalı …’e ödenmesine, ” Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, “Alınması gereken 80.70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından yatırılan 44,40- TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 36.30-TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına ,Davalı … tarafından yapılan 116,10-TL’nin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2022