Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1286 E. 2022/1008 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1286
KARAR NO: 2022/1008
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/317 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili, müvekkili ve davalının %50’şer pay ile … Ltd şirketi’nin ortağı olduklarını, 18/04/2007 tarihli genel kurulda şube açılmasına karar verildiğini, kararda imzası bulunan …’in genel kurulun yapıldığı tarihten önce 16/09/2006 tarihinde vefat ettiğini, davalının müdür olduğu dönemde …’in imzası taklit edilerek sahte imza ile karar alındığını, ağabeyi olan davalının fazla harcamasından şüphelendiğini ve müvekkilinin davalı ağabeyi tarafından darp edildiğini, davalının müdür olduğu 2007-2022 döneminde kendi şahsi hesaplarına paralar aktardığı, kendisine ait kredi kartlarının şirketin hesaplarından ödediğini tespit ettiğini, YMM … tarafından rapor düzenlendiğini, raporda davalının harcamalarının tespit edildiğini, şimdilik tespit edilen zararın 14.554.440,95-TL olduğunu, davalının şirket müdürlüğünden azline, yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına ve zararın davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesini, davalının özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vereceği kuvvetle muhtemel olduğundan, şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin yargılama süresince tedbiren kaldırılmasına,her iki yanın müştereken müdür olmaları nedeniyle, yargılama süresince müdürlük görevinin müvekkili tarafından yürütülmesine veya TTK’nın 235. maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle müvekkili yanında şirketi temsil ve ilzama ilişkin tedbiren kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, davanın limited şirket müdürünün müdürlük görevinden azli ile şirketi uğrattığı iddia edilen zararın tazmini ile şirkete ödenmesi taleplerine ilişkin olup, bu aşamada şirketin ticari defter ve kayıtları ile paraların transfer edildiği iddia edilen banka kayıtları üzerinde bir inceleme yapılmadığı, sunulan deliller kapsamında davacı tarafın iddiasının yargılamaya muhtaç olduğu, tarafların şirketi müştereken temsil ile yetkili oldukları ve tedbir kararı verilmemesi halinde şirketin ve davacının telafisi imkansız zararlara uğrayacağı hususunda kanaat oluşmadığından tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; tedbir talebi değerlendirilirken banka kayıtları incelenmek suretiyle tanzim edilen YMM raporunun dikkate alınmadığını, YMMlerin kamu görevi ifa ettiğini, bu evrakların resmi kurum tarafından verilmiş gibi kabulü gerektiğini, raporda davalının şirket hesaplarından yüklü miktarda para çektiği, şirket hesaplarını şahsi harcamaları için kullandığı, şirket kredi kartlarını şahsi işleri için kullandığının görüldüğünü, davalının verdiği zararın 14.554.440,95-TL olduğunu, davalının eylemleri nedeniyle şirkete yönetim ve şirketi temsile ilişkin kayyım atanmasına yönelik tedbir kararı verilmesi gerektiğini, tarafların müştereken temsile yetkili olmaları nedeniyle talebinin terditli olduğunu, ancak bunun göz ardı edildiğini, kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinafa konu ara karar, TTK 630/2.maddesi uyarınca açılan, haklı sebeplerle limited şirket müdürünün azli davasında davalının müdürlük yetkisinin kısıtlanması ve tedbiren davalı şirkete kayyum atanması istemine ilişkindir. TTK 625. ve 626.maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. TTK 630.maddesinde, geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır. 6100 Sayılı HMK nın 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, mahkemelerce zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Davacı, davalının şirketi temsil yetkisinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını istemektedir. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken, tarafların ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda; dava açılması ile birlikte ihtiyati tedbir talep edilmiş,henüz davalının cevabının alınmadığı bir dönemde YMM raporu sunularak yaklaşık ispatın sağlandığı ileri sürülmüştür.Temsil yetkisi bulunan davalının banka hesabından sırf para çekmiş olması şirketin zararına işlem yaptığı hususunda yaklaşık ispat düzeyinde delil sayılamaz.Çekilen paranın akıbetinin ne olduğu , şirket işlerinde kullanılıp kullanılmadığı yapılacak tahkikat ile belirlenecektir.Bu aşamada haklı sebeble azil koşullarının mevcut olup olmadığı sunulan delillerin toplanıp değerlendirilmesini, yargılama yapılmasını gerektirmektedir. İlk derece mahkemesince davacı vekilinin,şirket yöneticisinin temsil ve ilzam yetkilerinin tedbiren kısıtlanması talebinin, haklı nedenin varlığı konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin ara kararında ve delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022