Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/127 E. 2022/140 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/127
KARAR NO: 2022/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2020/428 Esas – 2021/702 Karar
DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Davanın aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili ; davalı …’nın … A.Ş.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalı …’un ise … A.Ş.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalıların bu iki şirket üzerinden … Okulunu işleterek müvekkili velilerden her iki şirket adına da yıllık okul ücretlerini topladıklarını, bazı veliler ile şirketlerden biri ile bazı velilere de diğer şirket üzerinden sözleşme imzaladıklarını ve banka hesabını verdiklerini, bu hesaplar üzerinden okul ücretlerini tahsil ettiklerini, müvekkillerinin davalıların yetkilisi olduğu şirketler … İlköğretim Okulu 2019-2020 eğitim öğretim yılı için okul kayıt sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkillerinin öğretim yılı başlamadan okul ücretlerini ödediklerini, ancak Okulun eğitim ve öğretim hizmetine açılmadığını, müvekkillerin ödediği okul ücretlerinin de iade edilmediğini, bu nedenle müvekkillerinin okul ücretlerinin iadesi için icra takibi başlattıklarını, ancak davalıların yetkilisi olduğu şirketlerin ayrıldığı, işyerinin boşaltıldığı ve tüm eşyaların kaçırıldığının tespit edildiğini, davalıların Okulu açmayacaklarını bile bile kasten velileri yanıltarak velilerden okul ücretlerini tahsil ettiğini ve sonrasında bu topladıkları paraları yok ederek şirketlerin de içini boşaltarak tüm mal varlığını kaçırarak ortadan kaybolduklarını, yüzlerce velinin yeniden ücret ödeyerek başka okullara kayıt yaptırdıklarını, müvekkillerinin ödedikleri ücretin iadesini istediklerin de ise karşılarında hiç bir muhatap bulamadıklarını, davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın devam ettiğini, bu nedenlerle davalıların müvekkillerinin uğradığı toplam 479.505,02 TL maddi zararın, icra takibine konu edildikleri tarihlerden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte TTK’nun 553. maddesi ve haksız fiil hükümlerine istinaden davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili;müvekkilinin, dava dışı …’ın İstanbul Sarıyer’de faaliyet gösteren … firmasına ait okulu 4.000.000- TL’ye satmayı teklif ettiğini,devir bedeli 3.160.000-TL olarak belirlendiğini, akabinde müvekkili banka kanalıyla bu bedelin 160.000- TL’sini davadışı …’a ödeyerek, kampüsün devri için anlaştıklarını, yapılan araştırmalar neticesinde … firmasının ruhsat sahibi olmadığını, öğrenci kayıtlarının, ders araç gereçlerinin şirket uhdesinde bulunmadığının görüldüğünü, huzurdaki davanın diğer davalısı olan … A.Ş. firmasının yedinde bulunduğunu, Ruhsatın dava dışı … A.Ş. firmasına,menkullerin … firmasına devredildiğinin tespit edildiğini,müvekkilinin hiçbir zaman öğretmen alımları ve öğrenci kayıtlarına dahil olmadığını, dolandırıldığını anlayan müvekkilinin bu fiillerle ilgili dava dışı … ve dava dışı … hakkında şikayette bulunduğunu, müvekkilinin noter aracılığıyla tasdik edilen hisse devir sözleşmesini imzalamadığını,Ticaret Siciline yapılan tescilin yolsuz olduğunu, imzaların sahte olduğunu, müvekkilinin … firmasının ortağı olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; birden fazla davacı söz konusu olduğundan, her bir davacı için ayrı ayrı dava açılması gerekirken davacılar için tek bir dilekçe ile başvuru yapıldığını, dava değeri olarak gösterilen 479.505,02 -TL nin ne kadarının hangi davacıya ait olduğunun belli olmadığını, müvekkilinin kusurlu olduğuna dair somut hiçbir delil sunulmadığını, 2019-2020 eğitim öğretim yılına ait ödenen eğitim hizmetinin eğitim alınamaması nedeni ile şirket yetkilisi kusuruna dayanıldığını, müvekkil … Okulu’nun daha kaliteli bir eğitim sunması amacı ile 22/12/2017 tarihinde … A.Ş. ile Franchise sözleşmesi imzalandığını, … kalitesi ile daha iyi bir eğitim sistemine geçiş yapıldığını, geçen süreç zarfında … Okulunun ileri seviyeye taşındığını, haksız nedenle franchise sözleşmesini fesheden … AŞ.’ye karşı İstanbul Anadolu 11. ATM nin 2020/28 esas sayılı dosyasında tazminat davası açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde şirketin içini boşaltmadığını ve mal kaçırma eyleminde bulunmadığını, … Okulunun her şeye rağmen eğitim yılında eğitim vermek için hazırlıklarını devam ettirme çabasında bulunduğunu, velilerle irtibatta olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, somut olay bakımından davalı …’un … A.Ş.’nin ortağı ve yöneticisi olduğu, … AŞ nin dava tarihi itibari ile iflas halinde olmadığı, davacıların davalı …’a karşı dolaylı zararların tahsili için dava açma haklarının bulunmadığı,davalı …’nın ise … A.Ş.’nin ortağı ve yöneticisi olduğu, davalının yöneticisi olduğu şirketin dava tarihinden sonra 09/09/2020 tarihinde iflasına karar verildiğini, davacıların bu davalı yönünden İİK 245. maddesi kapsamında iflas idaresi tarafından sorumluluk davası açılmaması ve dava takip hakkının iflas idaresi tarafından davacılara devredilmesi halinde dava ikame etme haklarının bulunduğunu, dava tarihi itibariyle ,iflas idaresi tarafından sorumluluk davası açılmasına lüzum görülmediğine ve dava takip yetkisinin davacı alacaklılara devrolduğuna dair iflas idaresi kararı bulunmadığını, davalı … yönünden de davacıların dava tarihi itibari ile dava ikame etme haklarının mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili; davalıların okul paralarını şirket banka hesapları üzerinden topladıklarını, sonra banka hesaplarını boşaltarak ortadan kaybolduklarını, şirketlerin banka hesaplarından para çekme yetkisinin sadece iki davalıda olduğunu, halihazırda bu iki şirketin iki tabela şirketi olduklarını, müvekkillerinin ödedikleri yıllık okul ücretleri de ortada olmadığını, açılan davanın konusu “davalıların müvekkillerine doğrudan vermiş olduğu maddi zararların tazmini olduğunu, Yargıtay’ın şirket alacaklılarının doğrudan zarara uğraması durumunda alacaklıların tazminatın kendisine ödenmesini talep edebileceğini içtihat ettiğini, bu davanın konusu sadece T.T.K.’nun 553. maddesi olmadığını, haksız fiil sebebiyle uğranılan maddi zararların tazmini olduğunu, mahkemenin sadece T.T.K.’nun 553. maddesine dayanarak davayı reddetmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ;davalıların yöneticisi bulunduğu iki ayrı şirket tarafından … İlköğretim okuluna kayıt yaptıran öğrenci velileri olan davacıların ödedikleri okul ücretlerinin yönetici olan davalılardan tazmini istemine ilişkindir. TTK nun 553/1 maddesinde ” Kurucular, YK üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. “denilmektedir. Şirket alacaklıları;kurucuların ,yönetim kurulu üyelerinin ,yönetimle görevli diğer kişilerin ,tasfiye memurlarının veya kuruluşta etkili kişilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlerini kusurlu olarak ihmal etmeleri nedeniyle doğrudan zarara uğramaları durumunda ,anılan kişiler dava edebilir ve tazminatın kendilerine ödenmesini isteyebilirler .Bu dava, durumuna göre ,6098 sayılı TBK nun 49.madde hükmündeki haksız fiilden doğan genel hükümlere veya anonim şirketler hukukundaki özel hükümlere (TTK 553-556maddeler)dayanabilir .Buna göre şirket alacaklılarının özellikli olarak kendilerini doğrudan zarara uğratan organ şahıslara karşı sadece hukuka aykırılığa dayanarak dava açılabileceği kuralında hiçbir değişiklik sözkonusu değildir.(Prof.Dr.Hasan Pulaşlı ,Şirketler Hukuku Şerhi s.2666) Davacılar vekili tarafından; eğitim hizmeti almak üzere başvuran velilerin iki ayrı şirket aracılığıyla okul paralarının tahsil edildiği ,şirket yetkililerinin davalılar olduğu ,gerçekte eğitim verilmesi amacı olmadığı ,yaptıkları tahsilatlardan sonra davalıların ve şirketlerin ortadan kaybolduğu ileri sürülerek dava davalılara yöneltilmiştir. Somut olayda davacılar okula kayıt yaptırıp ücret ödediğini ileri süren veliler olup, zararın ileri sürülüş biçimi itibariyle davacılar doğrudan uğradıkları zararı davalılardan talep etmektedirler. TTK nın 555,556.maddeleri “şirketin zararı”na ilişkin olup,davada şirketlerin zarara uğradığının ileri sürülmediği,ilk derece mahkemesinin gerekçesinin somut durumla ilişkili olmadığı, davacıların davalıların haksız eylemleri nedeniyle doğrudan uğradıkları zararı boşa giden okul ücretlerini davalı yöneticilerden talep ettikleri , davacılar tarafından davalı şirket yöneticilerine husumet yöneltebileceği,tazminatın kendilerine ödenmesini talep edebilecekleri , davacılar tarafından yöneticilerin sorumluluğu hükümleri yanında haksız fiil hükümlerine de açıkça dayandıkları anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacılar vekilinin başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/428 Esas – 2021/702 Karar sayılı 21/10/2021 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/02/2022