Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1249 E. 2022/1031 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1249
KARAR NO: 2022/1031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/171 Esas
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/07/2022
İhtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, davalının avukatı ile birlikte imza ettiği borcu kabulü ve ödeme tahhüdünü içerir ödeme protokolü gözetilerek adresini değiştirmiş olması, mal kaçırma işlemleri dikkate alınarak, davalı şirket hakkında alacağın infaz edilmesi için gösterilecek adreslerdeki taşınır mallarının ve taşınmaz mallarının ve 3 . kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi için davalı şirket hakkında 51.750-USD alacak için üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, talep sahibi tarafından ibraz edilen belgeler göz önüne alındığında mahkemece yaklaşık ispat ölçüsüne varan delil değerlendirmesi yapıldığı, talebin kabulü ile İİK.nun 257/1 maddesi uyarınca alacaklının 703.800-TL (51.750-USDx13,60) alacağın tahsilini sağlamak için borçlunun borca yetecek miktardaki malvarlığı ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine,alacağın %20’si (140.760-TL) oranında teminat alınmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya çeşitli ürünlerin satışına ilişkin anlaşma yaptığını ve taraflar arasında bir ticari ilişki olduğunu,müvekkilinin mal kaçırma işlemleri olarak nitelendirilebilecek hiçbir harekette bulunulmadığını, her ne kadar talimatta dosya borcu tutarında ihtiyaten haciz konulduğu belirtilmiş ise de bu tutarın çok daha üstündeki tutarda mala haksız bir şekilde ihtiyaten haciz konularak malların müvekkiline teslim edilmediğini, dosyada ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken deliller bulunmadığından ve bu haliyle dosya borcunun çok daha üstünde bir tutarda mala ihtiyaten haciz konulduğundan müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğradığından bahisle müvekkili hakkında verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece; taraflar arasında menfaat dengesi ve haciz kararıyla ulaşılmak istenen amaç göz önünde tutularak maddi hukukun izin verdiği hukuki sonuç ve icrasına yönelik asıl davada çıkacak hukuki korumanın güvence altına alınması amacıyla talep olduğunu, haczin de bu menfaat sınırları içinde kalması gerektiği gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili; şirket sermayesinin ödenmemesi, yaklaşık ispat şartını sağlamaya elverişli bir delil olarak görüldüğünü, bu iddianın ihtiyati haciz kararı verilmesinde dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkilinin adresini değiştirmesinin mal kaçırma ihtimalinin varlığını anlamına gelmediğini, yeni adresi, ticaret sicilinde yer aldığını,yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediğini, haksız bir şekilde dosya borcundan fazla mala el konulduğunu, müvekkili telafisi imkansız maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkili şirket adına verilen tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” İhtiyati haciz talep eden, bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup; madde hükmüne göre “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.” Tarafların vekilleri tarafından imzalanan protokol ile 17/02/2021 tarihinde … Tic. Ltd. Şti tarafından …’ın banka hesabına mal bedeli olarak gönderilmiş olan 69.000-USD’nin iadesi ve ödeme şartlarının belirlendiği ve 05/10/2021 tarihinde başlamak üzere 17.250-USD taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı; 17.250-USD birinci taksitin ödenip diğerlerinin ödenmediğinin beyan edilerek banka havalesi ile gönderilen paranın iadesinin talep edildiği davada ; kalan miktar olan 51.750-USD için itirazın iptali davasıyla beraber ihtiyati haciz kararı verilmesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, mevcut durumda davacı tarafından davalıya gönderilen miktardan ödendiği beyan edilen miktar düşülerek kalan alacak için ihtiyati haciz talep edildiği,ihtiyati haciz kararı için gerekli olan alacağın varlığı hususunda kanaat verici delilin sunulduğunun kabulü gerektiğinden ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.İstinaf nedeni yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/07/2022