Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1087 E. 2022/1001 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1087
KARAR NO: 2022/1001
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021
NUMARASI: 2021/480 Esas 2021/846 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından … Ltd. Şti aleyhine Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/255 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yargılama sırasında şirketin TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edildiğinin öğrenildiğini ve mahkemece şirketin ihyası için taraflarına yetki ve süre verildiğini belirterek … Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … müdürlüğü vekili; müvekkilince yapılan iş ve işlemlerin yasaya uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek davanın müvekkili yönünden reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/255 esas sayılı dosyasında taraf teşkili sağlanması için davacıya süre verildiği ve davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 312629-… sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen … Ltd.Şti’nin Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/255 esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyasına, Şirketin ticaret siciline tesciline, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan Ticaret Sicil Müdürlüğünün yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına, ihyası istenen şirket aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti dava şartı nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Müdürlüğü vekili; müvekkilinin dava konusu şirketi re’sen terkin etmesine ilişkin işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, kanun gereği müvekkili aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, davacının, dava konusu şirket hakkında dava bulunduğuna dair sicil kayıtlarına intikal eden hiçbir bildirimin bulunmadığını, TTK Geçici 7.madde kapsamında re’sen terkin edilmesi gereken şirketler, 01.07.2015 tarihinden herhangi bir şekilde münfesih olan ve/veya sayılan şirketler olup; oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulacağının düzenlendiğini, kararın kaldırılarak davanın reddine, müvekkili aleyhine yüklenen yargı gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İlk derece mahkemesince; davacının ihya davasını yasal süresi içerisinde açtığını, davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu, sicilden terkin işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle … Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına,davalı … Müdürlüğü’nün usulsüz terkin işlemi nedeniyle dava açılmasına sebep olduğundan yargı giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı sicile yükletilmesine karar verilmiştir. 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 Sayılı TTK nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirketin ihyasını isteyebilirler. 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesi; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir. ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; ” 5174 sayılı kanunun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler..” ifadesi ile geçici 7.madde kapsamında olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir. İhyası istenen … Tic. Ltd. Şti’nin sermayesi 1.000-TL olup münfesih durumdadır. 6102 sayılı TTK’nun Geçici 7.maddesine göre 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihtarın şirket yetkilisi … ve şirkete tebliğe gönderildiği ,ilanın yapıldığı anlaşıldığında iki ihtar yapıldığı,,şirketin sermayesi 1.000-TL olup tamamlanmadığı, bu sebeple kusurlu kabul edilemeyeceği,davanın terkinden sonra açıldığı gözetildiğinde tasfiye halinde ihyası gerektiğinden davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesinde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilen haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK daki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin istisnai ve geçici oluşu göz önüne alındığında kapsamının genişletilemeyeceği, kanunda gösterilmeyen bir halin tebliğ ile düzenlenemeyeceği dikkate alınarak ,bu sebeble şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Terkin işlemi TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca yapılsa da münfesih şirkete ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanması gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle; davacının yargı gideri ile sorumlu olduğu, tasfiye memuru atanması gerektiği sonucuna varılmıştır. İlk derece mahkemesince,yapılan hata/eksiklik nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, şirket tüzel kişiliğinin ihyasına, davacının yargı giderinden sorumlu tutulmasına, …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 Tarih 2021/480 Esas 2021/846 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-… sicil nosunda kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen … Tic.Ltd.Şti’nin Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/255 esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyasına, Şirketin ticaret siciline tesciline, Tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına, İhyası istenen şirket aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti dava şartı nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı … Müdürlüğü tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022