Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1033 E. 2022/892 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1033
KARAR NO: 2022/892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2021
NUMARASI: 2020/859 Esas – 2021/426 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/06/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı şirket ile müvekkili kurum arasında Yalova İş Mahkemesi’nin 2016/444 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan rücuen tazminat davasısının yargılaması sırasında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 22/11/2019 tarih ve … sayılı yazısı ile davalı şirketin ticaret sicil kaydının terkin olduğunun bildirildiğini, mahkemece 18/12/2019 tarihli ara karar ile şirketin ihyası için dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini beyanla, … Taş. Tic. Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı, yargılaması devam eden söz konusu 2016/444 Esas sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirket ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiğinden sübut bulan davanın kabulü ile şirketin Yalova İş Mahkemesi’nin 2016/444 Esas sayılı dosyası ve kararın infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin şirketin belirtilen temsilcisi tarafından yapılması uygun görülerek davalı olarak temsilci tasfiye memuru atanmasına, davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda olması ve şirket hakkında açılacak davayı bilecek durumda olmaması nedeni ile sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Tasfiye Memuru … vekili, davanın hakdüşürücü ve zamanaşımı süresinde açılmadığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu müvekkili tasfiye memurunun adresi itibariyle Alaplı mahkemelerinin yetkili olduğunu , şirketin hiçbir mal varlığının olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, yargı gideri ve vekalet ücretinin müvekkilinden tahsiline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Ek tasfiye davasında şirket merkezinde bulunan asliye ticaret mahkemesinin yetkisi kesin yetki olup, kesin yetkiye ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. Şirket merkezi İstanbul Anadolu Adliyesi yargı alanında bulunduğundan davalı vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamaktadır. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 24/10/2012 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin Yalova İş Mahkemesi’nin 2016/444 esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, davanın tasfiye kararı alınmadan ve tasfiye sonlandırılmadan evvel gerçekleşen meslek hastalığına dayalı davacı kurum ödemelerinin rücuusu istemli olarak 03/11/2016 tarihinde açıldığı, davacının açtığı davanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu, tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı,TTK nun 547.maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediğinden davalı tasfiye memurunun zamanaşımı, hak düşürücü sürenin geçtiğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. H.M.K.’nın 326-(1) maddesi uyarınca; kanunda yazılı haller dışında, yargı giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Tasfiye sürecinde tasfiyenin eksiksiz yapılmasından tasfiye memuru sorumludur. Buna göre dava da haksız çıkan davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine hükmetmek gerekmektedir. Davalılardan ticaret sicili ise yasal hasım konumunda olduğundan sicil aleyhine yargı giderine hükmedilemeyecektir. Tasfiye memuru ihya davalarında zorunlu hasım durumunda olup, şirketin borçları tam olarak ödenmeden tasfiyeyi kapatan tasfiye memuru kusuruyla dava açılmasına neden olduğundan davacı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve davacının yargı giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik yoktur. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Derdest dava var iken tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle davacının hakkının sona erdiği kabul edilemeyecektir. Bu nedenlerle şirketin ihyasında ve tasfiye memuru atanmasında, HMK 326 gereği davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı Tasfiye Memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 100-TL istinaf yargı giderinin davalı Tasfiye Memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/06/2022