Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1022 E. 2022/902 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1022
KARAR NO: 2022/902
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2022
NUMARASI: 2021/154 Esas – 2022/246 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında tıbbi ilaç, malzeme ve ürün alım satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı tarafından sipariş edilen ürünleri teslim ederek alım satım ilişkisinden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalının teslim alarak kullandığı ürünlerin bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, ödenmeyen borç nedeniyle icra takibi başlattıklarını, başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafça dava konusu cari hesap içerisinde 11.01.2011 tarih … numaralı vade farkı konulu fatura ile müvekkiline fatura kesildiğini, müvekkilinin vade farkını kabul etmediğini, taraflar arasında vade farkı yönünde yazılı bir anlaşma yapılmadığı gibi teamül de oluşmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takibin konusu cari hesaptan kaynaklı bakiye alacak iddiası olup, bilirkişi raporu ile takip tarihinde davacının davalıdan 17.102.48-TL alacaklı olduğu, bu hususun her iki tarafın ticari defterlerinde ayrı ayrı kayıtlı olduğu, bu bedele davalının bir itirazının ve ödendiğine dair davalının bir delilinin bulunmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki uyuşmazlığın; 11.01.2021 tarihinde davacı şirketin kestiği vade farkı faturasını davalı şirketin 15.01.2021 tarihinde iade faturası ile iade etmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında vade farkı faturası düzenlenmesi husundan yapılmış bir sözleşmenin bulunmadığı, cari hesap alacağının ödenmesine ilişkin davacı tarafından davalıya gönderilmiş dosya yansıyan bir ihtarnamenin bulunmadığı, vade farkı faturası öncesi düzenlenen faturalarda yer alan faturanın gününde ödenmemesi halinde aylık %4 vade farkı uygulanacağına dair kaydın tek başına vade farkına dair bir sözleşme kabul edilemeyeceği gözetilerek, her iki tarafın ticari defterleri ile varlığı sabit görülen 17.102.48-TL alacak dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile takibin; 17.102,48-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3.420,49-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen alacak talebi yönünden kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının davacıdan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davacı tarafından 11.01.2021 tarihli fatura ile vade farkı faturası tanzim edildiğini, müvekkilinin vade farkını kabul etmediğini, banka aracılığıyla ödemeler yapıldığını, alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır. Yargılama sırasında tarafların ticari defterlerinin HMK 222. maddesi uyarınca ibrazı istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; icra takibine konu edilen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu, her iki yanın ticari defterlerinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 17.102,48-TL alacaklı olduğu tesbit edilmiştir. Davalı vekili vade farkı faturasını kabul etmediklerini istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de takibe konu; 07.03.2020, 12.03.2020, 06.05.2020 ve 01.06.2020 tarihli faturaların tamamı mal satışı faturalarıdır. 11.1.2021 tarihli 4.186,51- TL bedelli fatura dışında vade farkı faturası mevcut olmadığı yapılan bilirkişi incelemesi ile saptanan cari hesap ekstresi ve icra takip dosyasına sunulan fatura suretlerinden anlaşılmaktadır.Vade farkı faturası davacıya iade edilerek davacı tarafın kayıtlarına alındığı , bu kısma yönelik davanın reddedilerek kesinleştiği anlaşılmış olmakla davalı vekilinin vade farkına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağın likit olduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle; her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde alacağın 17.102,48-TL olup mahkemece bu miktara hükmedildiği,iade edilen vade farkı faturası dışında kalan faturalar içinde vade farkı faturası olmayıp kalan alacağın mal faturalarına ilişkin olduğu, ticari satımdan kaynaklanan alacağın likit olduğunun kabulü gerektiği, icra takibinden sonra taraflarca peşin ödeme yöntemiyle ticari ilişkinin devam ettiği anlaşılmakla, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.168,27-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 292,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 876,2‬0-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 26-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/06/2022