Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/993 E. 2021/1051 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/993
KARAR NO: 2021/1051
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2019/370 Esas-2021/109 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının aracında ve taşıdığı emtiada meydana gelen hasardan dolayı kendisinin bir kusuru bulunmadığını, aşırı lodosun gemiyi sallamasından kaynaklandığını, davalı …’nin öncelikle aşırı lodosa rağmen sefere çıkmakla hata ettiğini, ayrıca yarısı boş olan gemide aracının orta tarafa değil geminin en köşesine park ettirildiğini, ağırlığı dengeleyecek başka bir araç olmadığından dolayı feribotun aracının bulunduğu kısımda daha fazla sallanarak aracın dengesini bozmak suretiyle kazanın oluştuğunu belirterek zararın sorumlusunun … olduğunu ileri sürerek davalıların zarardan mütelsesil sorumlu olduğu gerekçesiyle zararının karşılanmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1) Davalı …vekili ; davacının damacana aralarına mdf levha koymak suretiyle basiretli bir tüccar gibi davranmayarak ambalajlı suları istiflerken gerekli dikkat ve özen göstermediğini, su satışı için sağlık bakanlığı tebliğlerine uymadığını, su nakil aracı izin belgesinin bulunmadığını, kazanın tamamen davacının aracındaki su bidonlarını yanlış istiflemesinden kaynaklandığını, kendilerinin bu konuda bir ihmallerinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2) Davalı … şirketi A.Ş; kendilerinin geminin mali mesuliyet sigortacısı olup, diğer davalının kusursuz olduğunu,davacının doğrudan talepte bulunamayacağını, ancak kazada kusurlu bulunması ve herhangi bir ödeme yapması halinde sadece sigortalının tazminat talep edebileceği gerekçesiyle davacı yönünden pasif husumet ehliyetine haiz olunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının beraberindeki … plaka sayılı araç içerisindeki su damacanaların denizyolu taşıma güvenliğine uygun biçimde ambalajlanmayıp, sabitleme yapılmaması nedeniyle davacının kendi kusurunun sebebiyet verdiği, bu sebeplerle davalı taşıyan … A.Ş.’nin meydana gelen hasarda bir kusurunun bulunmadığı, davalı …’nin TTK.’nın 1256. madde gereği meydana gelen hasardan sorumlu olmadığı, bu nedenle davalı sigortacınında sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle her iki davalı açısından da davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili ile davalılar arasında imzalanmış bir taşıma ya da navlun sözleşmesinin mevcut olmadığını, tazminat davasının deniz ticaretiyle yakından uzaktan ilgisinin olmadığını, ayrıca zarara sebep olan kazanın karayolu sayılan yerlerden olan feribotun araçlara ayrılan kısmında meydana geldiğini, bilirkişi kök ve ek raporunun objektiflikten uzak ve yanlı bir rapor olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadan yeni bir heyetten rapor alınmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davacı tarafa ile … plakalı araçta bulunan 206 adet damacana syun denize düşmesi nedeniyle meydana gelen hasarın davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili taraflar arasında deniz taşıması olmadığını ileri sürmekte ise de ,davacının davalının işletiği feribotta taşınan araç yükünde meydana gelen hasarın tazmini talep edildiğinden davaya konu taşıma denizyolu taşımasına ilişkindir. Somut olayın ; davacıya ait … plaka sayılı aracın içerisinde sevk edilen su damacanalarının taşıma sırasında sallantı nedeniyle yükün sola kayarak dorsenin sol yan profillerini ve tentesini yırtmak suretiyle dışarıya döküldüğü, bu şekilde su damacanalarının denize düştüğü ve aracın kasasında hasara neden olduğu sabittir. Yapılan teknik bilirkişi incelemesinde; hasarın damacanalar araç içine yerleştirilirken devrilme ve yuvarlanmaya karşı rijit ambalajlama kullanılması gerekirken,hiçbir önlem alınmadan sadece aralarına MDF levha konulmakla yetinildiği, levhaların damacanaların üst üste konulmasında dikey yönde zemin oluşturmakla birlikte yükün yanal kuvvetlerden etkilenmesi durumunda kaymaya ve devrilmeye karşı koruyucu vasfı bulunmadığı ,damacanaların her birisinin birbirinden bağımsız olarak sallantının etkisiyle kayması ve diğer damacanaların devrilmesini tetiklemesinin damacanaların denize yuvarlanmasına ve araç kasasının yan profillerinin eğilerek aracın hasarlanmasına yol açtığı ;bu kapsamda, yükün kamyon veya dorse içerisine istiflenmesi ve sabitlenmesi işlemleri yine yükleyici tarafından yapılarak aracın gemiye teslim edildiği ,taşıyanın haricinde yapılan yüklemedeki hata nedeniyle hasar meydana geldiği taşıyanın hakimiyet sahası dışındaki yüklemedeki özensizlik nedeniyle taşıyanın sorumluluğuna gidilemeyeceği belirlenmiştir. Sonuç olarak davacıya ait araç içindeki yüklemenin denizyolu taşıma güvenliğine uygun biçimde ambalajlanmayıp, sabitlenmediğinden emtianın denize döküldüğü ,damacanalalar hareket halinde iken araçta da hasara sebeb olduğu, bu duruma davacının kusurunun sebebiyet verdiği, bu sebeplerle davalı taşıyanın kusurunun bulunmadığı,olay tarihinde orta-kuvvetli derecede rüzgar olduğu , davalı taşıyana kusur izafe edilemeyeceği anlaşılmakla davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Bu itibarla karara yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 111,48‬-TL harcın istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 01/07/2021