Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/977 E. 2021/1110 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/977
KARAR NO: 2021/1110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2018/593 Esas-2021/377 Karar
DAVA: Yönetim Kurulu Kararının Batıl Olduğunun Tespiti
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/07/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı şirketin Yönetim Kurulu yetki süresinin dolmasına az bir zaman kala kötüniyetli olarak 19.04.2018 tarih ve 2018/4 sayılı kararı ile şirket ana sözlşemesinde böyle bir yetki bulunmamasına rağmen dava dışı …’i aksi kararlaştırılıncaya kadar, münferit imzası ile en geniş şekilde temsil ve ilzam edecek şekilde müdür atadığını, mezkur kararın şirket ana sözleşmesine, TTK’nın 367, 370, 375 ve 391. ve sair ilgili maddelerine aykırı olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 19.04.2018 tarih ve 2018/4 sayılı yönetim kurulu kararının butlanının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirket iki ortaklı bir şirket olup, ortaklardan birinin davacı, diğerinin ise yönetim kurulu başkanlığını yapan … isimli kişi olduğunu, davacının, yeminli mali müşavir olduğundan, yasa gereği şirket yönetim kurulunda görev üstlenmesinin hukuken mümkün olmadığını, dolayısıyla şirket yönetim kurulunda görev yapabilecek yegane ortağın eski yönetim kurulu başkanı … olduğunu, …’ın tek kişiden oluşan yönetim kurulu başkanı iken yasadan doğan yetkisi çerçevesinde … isimli kişiyi şirkete müdür olarak atadığını, müvekkili şirketin, davacının kendisinin yasal olarak şirket yönetim kurulunda görev alamaması ve bu arada diğer ortağın da şirketi temsil etmesini istememesi nedeniyle gerek bankalara olan borçların ödenmesinin ve gerekse sözleşme ile üstlenilen projelerle ilgili arsa sahiplerine karşı üstlenilen taahhütlerin yerine getirilmesinin tehlikeye girdiğini, davacının iddialarının aksine şirketin esas sözleşmesinde, yönetim kurulunun şirkete müdür atamasına engel bir hüküm bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şirket ana sözleşmesi ile şirketin işleri ve idaresinin genel kurul tarafından seçilecek 2 üyeden oluşan yönetim kurulu tarafından yerine getirileceğinin belirlenmesine rağmen dava konusu 19/04/2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketi temsil yetkisinin yönetim kurulu üyeleri dışında 3. bir kişiye devredildiği, bu durumda ana sözleşmedeki temsil hükümlerine aykırı şekilde davacı ortağın şirketin temsil ve ilzamında yer almaması sonucunu doğuran söz konusu kararın, şirket paydaşları yönünden eşit işlem ilkesine aykırı olduğu gibi, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki yönetime katılma haklarını ihlal edip, bunların kullanılmasını kısıtlayan nitelik taşıdığı, söz konusu kararın TTK’nın 391. maddesi uyarınca batıl olduğu gerekçesiyle davalı şirketin 19/04/2018 tarihli yönetim kurulu kararının TTK’nın 391.maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Ticaret Sicil Gazetesi’nin 18/09/2012 tarihli 8155 sayılı nüshasının 240. Sayfasında yayımlanan ilan ile 07/09/2012 tarihli 8148 sayılı nüshasındaki ilanın sehven eksik yayımlandığı belirtilerek, Şirketin Yönetim Kurulu ve Süresi başlıklı 9. Maddesinin “şirketin işleri ve idaresi genel kurul tarafından TTK hükümleri çerçevesinde seçilecek bir üyeden oluşan bir yönetim kuruşu tarafından yürütülür” şeklinde düzeltilerek ilan edildiğini, bu ilandan da anlaşılacağı üzere şirketin yönetim kurulunun tek kişiden oluştuğunu, dolayısıyla tek kişilik yönetim kurulu başkanı olan …’ın yasadan doğan yetkisi ile şirkete …’i müdür olarak atadığını, şirkete müdür atanmasının genel kurulun değil yönetim kurulunun görevi ve yetkisi içerisinde bulunduğunu ve TTK m.375/1-d maddesi uyarınca bu yetkinin yönetim kurulunun bu devredilemez nitelikte olduğunu, ayrıca TTK m.391’de sayılan koşulların oluşmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; davalı şirketin 19/04/2018 tarihli 2018/4 sayılı yönetim kurulu kararının TTK’nın 391. maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın “Görev dağılımı” başlıklı 366. Maddesine göre “Yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir. Yönetim kurulu, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabilir.” Aynı Yasa’nın “Yönetimin devri” başlıklı 367. maddesinde ise, “Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri, tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir. Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun tüm üyelerine aittir.” 370. maddesinde ”Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.”, 390/1 madde ve fıkrasında da ”Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.” hükümleri yer almaktadır. Diğer taraftan TTK’nın 391. Maddesine göre ise ”Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; Eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” Somut olayda davacı şirketin yönetim kurulu tek kişiden oluşmakta olup, şirketin yönetim kurulu başkanı olarak … görev yapmaktadır. 19/04/2018 tarihli yönetim kurulu kararıyla şirkete … şirkete müdür olarak atanmıştır. Yukarıda bahsi geçen TTK m.370/2 uyarınca yönetim kurulunun müdür atanması hususunda yetkisi bulunmakta olup, bu yetki TTK m.375/1-d maddesinde yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu halde yasa ya da ana sözleşmeye aykırı bir durum bulunmadığı gibi yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Bu itibarla mahkemece açıklanan bu hususlar dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeninden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2021 Tarih 2018/593 Esas 2021/377 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacılara iadesine, Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı yararına takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/07/2021