Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/975 E. 2023/1573 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/975
KARAR NO: 2023/1573
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2017/180 Esas – 2020/1074 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Sigorta Prim Alacağından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, sigorta acentası olan müvekkili tarafından davalı şirketin araçlarının sigorta poliçeleri düzenlenerek sigortalandığını ve ücretlerinin müvekkili tarafından sigorta şirketine ödendiğini, yaklaşık 35.000-TL tutarında olan poliçelere davalı tarafından kısmi ödemeler yapıldığını, kalan 20.000-TL’lik kısmın ödenmediğini, söz konusu alacağın tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını ve davalı-borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davaya konu icra takibine davalının vaki itirazının iptaline ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, sigorta primlerinin davacıya peşin ödenerek poliçelerin düzenlendiğini, poliçelerde primlerin peşin alındığını ve poliçenin makbuz hükmünde olduğunun yazılı olduğunu, davacının haksız kazanç sağlama gayesinde olduğunu, kanun hükümlerinden de anlaşılacağı gibi takside bağlanmayan sözleşmelerde sigorta poliçe bedelinin teslim anında peşin ödenmesinin zorunlu olduğunu, poliçe primlerini tahsil etmeden sigorta şirketlerine ödendiğinin iddia edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı acente tarafından davalı adına düzenlenen poliçeler nedeniyle yapılan ödemelerin 37.994,23-TL olduğu, davalının davacıya banka havalesiyle 10.000-TL ödeme yaptığı, basiretli bir tacirin yaptığı ödemeleri belgelendirmesi ve karşılığında fatura alması gerektiği, yargılama sırasında ticari defter ve belgelerini de sunmayan davalıya hak bahşetmenin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, davalının başkaca ödeme yaptığına ilişkin yazılı delil sunmadığı, bilirkişi raporunda da davacının alacak miktarının 27.994,23-TL olarak hesap edildiği ancak icra takibinde 20.000-TL talep edildiği gözetilerek davacının iddiasını ispat ettiği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüyle davalının davaya konu icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin aynen devamına, alacağın %20’si olan 4.000-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili, müvekkilinin sigorta primlerini peşin ödediğini, poliçelerde primlerin peşin alındığı ve poliçelerin de makbuz hükmünde olduğunu, ödemelerin elden ve banka havalesi yoluyla yapıldığını, uygulamada sigorta acentelerinin kredi kartı puanı kazanmak vadeye kadar parayı değerlendirmek için sigortalı tarafından yapılan ödemeleri kendi kredi kartıyla yaptıklarının öğrenildiğini, davacının da aynı yöntemi uyguladığının anlaşıldığını; takside bağlanan 4 adet poliçenin bedellerinin davacının banka hesabına ödendiğini, takside bağlanmayan poliçelerin de poliçe teslim anında ödendiğinin sabit olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı sigorta acentesinin davalı araçları için düzenlediği karayolları zorunlu mali sorumluluk ve kasko sigortası poliçe prim bedellerinin tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyada mevcut bilirkişi asıl ve ek raporuna göre, icra takibine konu davacı sigorta acentesinin davalıya ait araçlar için 4 farklı sigorta şirketi üzerinden toplamda 17 adet poliçe düzenlediği, poliçelerin toplam prim tutarının 38.399,83-TL olduğu, … Sigorta A.Ş.’ye ilişkin 10 adet poliçenin davacı acentenin hesabından acente liste yöntemiyle ve ödeme planlı (taksitli) ödemelerin de yine acente hesabından acente liste yöntemi ve kredi kartıyla ödendiği, hesaplara iade edilen tutarlar da dikkate alındığında davacı tarafından davalı adına düzenlenen poliçeler nedeniyle 34.261,95-TL ödendiği, … Sigorta A.Ş.’ye ilişkin 3 adet poliçenin 2 tanesinin davalı şirket temsilcisinin kredi kartıyla ancak 3.220,90-TL bedelli poliçenin davacı yetkilisinin kredi kartıyla ödendiği, … Sigorta A.Ş.’ye ilişkin 4 adet poliçenin 2 tanesinin davalı şirket temsilcisinin kredi kartıyla ancak 2 adet poliçe için toplam 511,38-TL’nin davacı yetkilisinin kredi kartıyla ödendiği, sonuç olarak toplam 37.994,23-TL’nin davacı tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Davalının da bu poliçeler için banka havalesiyle davacıya 10.000-TL ödediği tespit edilmiştir. Davalı taraf kalan borcu için davalıya elden ödeme yaptığını kanıtlayamamıştır.Davacı acente aracılığıyla davalıya ait araçların zorunlu mali mesuliyet poliçelerinin davalıya teslim edilmiş olması veya bir kısım poliçelerin üzerinde peşin ödeme kayıtları bulunması, somut olay bakımından davalıyı söz konusu ispat yükünden kurtarmamaktadır. Zira ticari defter ve kayıtlarını da sunmayan davalı, davacı tarafından ödemeleri yapılan sigorta teminatından istifade etmiş ve bu hizmetin karşılığını ödediğini ispatlayamamıştır. Bu kapsamda mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davanın kabulüne ilişkin kararda, alacak likit olup davalı da itirazında haksız olduğundan, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.366,2‬0-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023