Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/952 E. 2021/1250 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/952
KARAR NO : 2021/1250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2017/673 Esas 2020/935 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/09/2021
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili ; müvekkili tarafından .. A.Ş. lehine, davalılar Tlektrik, ve N… ve dava dışı M…ın müteselsil kefaletiyle krediler kullandırdığını, borcun ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemiş olması sebebiyle borçlular hakkında İstanbul 34. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyasıyla genel haciz yolu ile takibe geçildiğini, borçluların haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, müvekkili tarafından talep edilen faiz oranlarının sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, müvekkili tarafından çek karnesindeki çek yaprakları ile ilgili sorumluluk bedelinin ödenmesi halinde gayrinakdi riskin nakte dönüşeceğinin sözleşmeler ile hüküm altına alındığını, genel kredi sözleşmelerinin 10.9 maddesi uyarınca kefillerin borçtan sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından takip sonrası ve dava öncesi yapılan 1.329.637,04 -TL tahsilatın öncelikle işlemiş faiz ve masraflardan düşülmesi sonucunda takip talebinin A bendinde belirtilen esnek ticari hesap dışındaki nakit alacaklarının 227.278,65 TL ve takip talebinin B bendinde yer alan esnek ticari hesap kaynaklı alacaklarının 199.920-TL, iade edilmeyen 15 çek yaprağı nedeniyle gayrinakit alacaklarının 17.920-TL olduğunu belirterek, toplam 426.542,30 TL nakit ve 17.920-TL gayrinakit alacak yönünden davalıların itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı …vekili; davacı tarafından hesap katı mevzuat ve kredi sözleşmeleri kapsamında yapılmamış olduğundan hesaplamalara itiraz ettiklerini, ayrıca müvekkilinin borca itirazında haksız olmadığını, ödeme emrinde borç tutarı, işlemiş faiz oranlarının yanlış hesaplandığını belirterek, davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu …arasında 15.000.000-TL limitli çerçeve niteliğinde muhtelif tarihlerde genel kredi ve teminat sözleşmeleri imzalandığı, davalıların her üçünün de müşterek borçlu/müteselsil kefil olarak sözleşmeleri imzalamış olup kefalet limitinin 15.000.000-TL olduğu, genel kredi sözleşmesine istinaden esnek ticari kredi ve spot krediler kullandırılıp çek karnesi verildiği, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname çekildiği, davalıların ihtarnamede belirlenen sürenin sonunda yani 12.05.2016 tarihinde temerrüde düştükleri, temerrüt tarihi itibariyle esnek ticari kredi için %30,24 oranında, spot kredi için % 36,36 oranında temerrüt faizi uygulanmasının sözleşmeye uygun olduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde takip tarihi itibariyle esnek ticari kredi ve spot kredi alacaklarının ayrı ayrı tespit edildiği, belirlenen miktarlara göre davacı bankanın talebiyle bağlı kalınarak ve takipten sonra dava tarihinden önce yapılmış olan tahsilatların mahsup edilerek itirazın iptali davası açıldığı gözetilerek nakdi alacaklar yönünden davanın kabulünün gerektiği; gayrinakit alacak talebi olan çek yaprakları bedelinin depo edilmesine yönelik açılan davada sözleşmenin 9.21 maddesi olan çek karnesi verilmesine bağlı gayrinakdi kredi başlıklı bölümde müteselsil kefillerin sorumluluğuna dair açık ve net bir hükme yer verilmediğinden davanın reddine karar vermek gerektiği, ayrıca dava konusu likit olup davacı tarafça talep edilip davalılarda haksız olduğundan kabul edilen asıl alacak tutarları üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile nakit alacağa dayalı istemin kabulüne, gayrinakdi alacak isteminin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; açık genel kredi ve teminat sözleşmesi hükümlerine rağmen gayrinakit alacak yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 25.12.2013 ve 14.04.2014 tarihli sözleşmelerin temerrüt başlıklı 11. maddesi, 25.12.2013 ve 14.04.2014 tarihli sözleşmelerin 10.9 maddesi ile 08.02.2012 tarihli sözleşmenin 36. maddesinde müteselsil kefillerin çek garanti tutarlarından sorumlu olduklarının düzenlendiğini, kefillerin çek garanti tutarlarından sorumluluklarının açık olduğunu, kök ve ek bilirkişi raporlarında da müvekkilinin çek garanti tutarlarına dayalı gayrinakit alacaklar yönünden depo talebinde bulunabileceğinin mütalaa edildiğini belirterek, kararın gayrinakit alacak yönünden davanın reddine dair kısmının kaldırılarak gayrinakit alacak yönünden de davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın nakit alacak yönünden kabulüne, gayrinakit alacak yönünden ise reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından gayrinakit alacak yönünden redde ilişkin hüküm istinaf konusu edilmiştir.
08.02.2012 tarihli genel kredi sözleşme tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti olarak, belirli bir miktarın gösterilmesi gereklidir. Müşterek borçlu ve müteselsil kefiller, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumludur. Dayanak 27.12.2013 ve 14.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmeleri tarihleri itibariyle uygulanması gereken TBK’nın 583. maddesine göre isekefalet sözleşmesinin geçerli olması için; yazılı şekilde yapılması, kefilin sorumlu olduğu azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmesi, müteselsil kefalet halinde bu ibarenin kefilin el yazısı ile yazılması, ayrıca aynı yasanın 584. maddesi gereğince kefilin evli olması halinde yazılı eş rızasının da alınması zorunludur. Bu kapsamda davalı kefillerin imzaladığı tüm genel kredi sözleşmeleri ile kefalete ilişkin ek protokollerin yasanın aradığı tüm şekil şartlarını taşıdığı ve geçerli olduğu sabittir. Dolayısıyla müteselsil kefil olan davalılar, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ile ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumludur. Somut olayda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş. arasında 08.02.2012, 27.12.2013 ve 14.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, 08.02.2012 tarihli sözleşmeyi …a’nın, 27.12.2013 tarihli sözleşmeyi davalılar …ıt ve … firmasının, 14.04.2014 tarihli sözleşmeyi ise davalılar … ile …ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, yine tüm davalılar tarafından asıl borçlunun doğmuş ve doğacak tüm borçları ile mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından sorumlu olduklarına dair olmak üzere muhtelif tarihlerde kefalete ilişkin ek protokoller imzalandığı, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya esnek ticari kredi ve spot krediler kullandırılarak çek karnesi verildiği, kredi borçlarının ödenmemesi ve iade edilmeyen 15 adet çekin yasal sorumluluk bedelinin depo edilmemesi nedeniyle hesabın davacı tarafından 02.05.2016 tarihinde kat edilerek davalı kefillere kat ihtarının 10.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 24 saatlik ödeme süresinde borcun ödenmemesi üzerine tüm davalı kefillerin 12.05.2016 tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmaktadır. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez. Yasal düzenlemeden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdi kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu, ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için, kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. Eldeki davaya konu 27.12.2013 ve 14.04.2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinin 10.9 maddesinde “müteselsil kefillerin .. mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından .. müteselsil kefil sıfatıyla bankaya karşı sorumlu olduklarını kabul ettikleri” hüküm altına alınmıştır. Yine tüm kefiller tarafından imzalanan kefalete ilişkin ek protokollerin 3. maddesinde de kefillerin banka tarafından müşteri lehine açılmış ve açılacak her türlü krediler ile bu kredilere ilişkin olarak doğmuş ve doğacak tüm borç ve taahhütlerinden, mevzuattan kaynaklanan çek garanti tutarlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını kabul ettikleri düzenlenmiştir. Dolayısıyla sözleşme ve protokollerin belirtilen açık hükümleri karşısında davalı kefillerin iade edilmeyen çek yaprakları nedeniyle bankanın sorumlu olduğu yasal garanti tutarları bakımından oluşan gayrinakit alacaktan sorumlu oldukları kabul edilmelidir. Bu kapsamda davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya verilen 15 adet çek yaprağının iade edilmediği ve bu kapsamda bankanın çek sorumluluk bedeli tutarının da 17.920-TL olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir. Bu durumda davacının gayrinakit alacak talebi yönünden de kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata/eksikli yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davanın kabulüne, hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarıyla gayrinakit alacak bakımından davalı borçluların itirazının iptaline, 17.920-TL gayrinakit alacağın davalılar tarafından davacı banka nezdinde faizsiz bir hesapta depo edilmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2020 Tarih 2017/673 Esas 2020/935 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarıyla;
“Davanın kabulüne, İstanbul 34. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin;
Spot kredi yönünden 1.376.013,88 TL asıl alacak, 53.560,53 TL işlemiş temerrüt faizi, 2.673,02 TL BSMV, 4.668,20 TL işlemiş akdi faiz ve 1.476,41 TL masraf olmak üzere 1.438.292,04 TL toplam alacağın takipten sonra dava tarihinden önce yapılan tahsilatların mahsubu ile 227.278,65 TL toplam alacağın asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleycek %36,36 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi yürütülmek suretiyle;
Esnek Ticari Kredi için 305.689,42 TL asıl alacak, 9.877,20 TL temerrüt faizi, 493,86 TL BSMV, 1.827,10 TL işlemiş akdi faiz olmak üzere 317.887,30 TL toplam alacağın takipten sonra dava tarihinden önce yapılan tahsilatların mahsubu ile 199.263,65 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek %30,24 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına,
Gayrinakit alacak bakımından davalı borçluların itirazının iptaline, 17.920-TL gayrinakit alacağın davalılar tarafından davacı banka nezdinde faizsiz bir hesapta depo edilmesine”
İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;
“Alınması gereken 30.361,21-TL karar harcından mahkeme ve icra dosyasına peşin yatırılan toplam 7.590,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.770,90-TL karar harcının davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 7.626,31-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından ödenen 500,40-TL tebligat ve posta gideri, 600-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.100,40-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı lehine taktir olunan nakdi alacak için 38.307,96-TL, gayrinakit alacak için 4.080-TL olmak üzere toplam 42.387,96-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 101,60-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
HMK ‘nun 362/1(a). maddesi uyarınca kesin olmak üzere , dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/09/2021