Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/945 E. 2021/1821 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/945
KARAR NO: 2021/1821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2017/590 Esas 2020/737 Karar
DAVA: Ayıplı Aracın Benzeri ile Değişimi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalının Antalya Şubesi’nden 27/11/2013 tarihinde … 2013 Model … plakalı aracı satın aldığını, aracın kullanımı sırasında teslim tarihinde anlaşılamayacak nitelikte olan bir takım gizli ayıpların ortaya çıktığını, aracı aldıktan yaklaşık 2,5 yıl sonra aracın gaz kesmeye başladığını ve bununla ilgili olarak arızaların meydana geldiğini, bu sorunun muhataba bildirildiğini, aracın defalarca tamir ve muayene edildiğini, satıcı/yetkili servis tarafından sorunun giderildiği bildirilmesine rağmen sorunun giderilemediğini, son olarak 22/07/2016 tarihinde aracın gaz kesmesi nedeniyle aracın yetkili servise götürüldüğünü, arızanın giderilemediğini, halen aynı arızaların devam ettiğini, bu arızanın üretimden kaynaklandığını, gizli ayıp niteliğinde olduğunu, aracın gizli ayıplı olduğunun öğrenilmesi ile Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 29/09/2016 tarihli ihtarnamesi ile aracın ücretsiz yenisi ile değiştirilmesinin talep edildiği, ancak bu ihtarın da sonuçsuz kaldığını belirterek; öncelikle aracın aynen yenisi ile değiştirilmesini, mümkün değilse araç bedelinin rayiç değerinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, ayıp ihbar süresine itibar edilmediğini, dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir arızanın bulunmadığını, davacı tarafça söz edilen arızaların 12/07/2016 tarihinde garanti yükümlülüğü çerçevesinde onarıldığını, davacının taleplerinin iyi niyetli olmadığını, davacının aracın yenisi ile değiştirilmesi şeklinde seçimlik bir hakkının bulunmadığını, terditli talepte bulunulamayacağını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava konusu aracın 27/11/2013 tarihli fatura ile satılarak davacıya teslim edildiğini, bu tarihten sonra araçta gerçekleşen arızaların gizli ayıp olduğunun bilirkişilerce tespit edildiği, tarafların da kabulünde olduğu üzere, davacı yana 3 yıl süre ile garanti verildiği, 6098 Sayılı TBK’nun 231. Maddesine göre satılan malın ayıbından doğan her türlü dava hakkının, satılandaki ayıp daha sonradan ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, ancak satılan mala daha uzun süreli garanti verildiği zaman bu sürenin garanti süresi sonuna kadar uzayacağı, somut olayda aracın satışının ve tesliminin 27/11/2013 tarihinde yapılması nedeniyle garanti süresinin 27/11/2016 tarihinde sona erdiği, eldeki davanın ise zamanaşımı süresi dolduktan sonra 24/05/2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Araçta bir sene içinde 3 kere gaz kesme arızası yaşandığını, bu hususun delil tespiti raporuyla ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarıyla tespit edildiğini, araçta gizli ayıp bulunduğunun bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, yine bilirkişilerce bahse konu arızanın can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte olduğunun belirtildiği, her ne kadar davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin aracı garanti süresi içerisinde defalarca kez aynı arıza nedeniyle aracı davalıya ait servise tamir için götürdüğünü, davalı tarafça cevap dilekçesinde bu arızaların garanti kapsamında giderildiği belirtilerek ayıpların davalı tarafça da kabul edildiğini, bu nedenle TBK m.154 ve 156 uyarınca zamanaşımının kesildiğini, dolayısıyla davalının zamanaşımı süresinden faydalanamayacağını, satıcının borcunu ikrar etmesi nedeniyle zamanaşımının 10 yıl olduğunu, davalının uzun yıllar bu işi yapması nedeniyle araçtaki üretim hatasını anladığını, buna rağmen müvekkilini oyalayarak kötüniyetli davrandığını, dolayısıyla zamanaşımının söz konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı, davalı şirketten satın aldığı araçta sonradan ortaya çıkan gizli ayıp niteliğindeki arıza nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimini talep etmekte olup, mahkemece davanın 2 yıllık zamanaşımı ve 3 yıllık garanti süresi içerisinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu aracın 27/11/2013 tarihinde satın alındığı, davalı tarafından 3 yıl süre ile garanti verildiği, araçta oluşan gaz kesme şikayeti nedeniyle 04/03/2016, 24/03/2016 ve 12/07/2016 tarihlerinde bahse konu aracın davalı şirkete ait yetkili serviste garanti kapsamında onarım gördüğü hususları ihtilaf dışı olup; uyuşmazlık, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp bulunup bulunmadığı, garanti süresi içerisinde meydana gelen arıza nedeniyle garanti süresinden sonra dava açma hakkının zamanaşımına uğrayıp uğramayacağı hususlarında toplanmaktadır. Dava konusu araç davalıdan 27/11/2013 tarihinde satın alınmış olup 04/03/2016, 24/03/2016 ve 12/07/2016 tarihlerinde gaz kesme şikayeti ile davalı tarafından işletilen serviste onarılarak davacıya teslim edilmiştir. Davacının talebi üzerine, İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/122 D.İş sayılı dosyasında 23/08/2016 tarihinde yapılan incelemede araçta hali hazırda aynı arızanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından aynı şikayetlerin devam ettiği belirtilerek Beşiktaş … Noterliği’nin … tarihli ihtarnamesi ile davalıdan aracın ayıpsız misli ile değişimi talep edilmiştir. İş bu dava ise 24/05/2017 tarihinde açılmıştır. 09/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda araçtaki gaz kesme olayının devam ettiği, sürücünün isteği dışında gaz kesme olduğu, bahse konu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. İTÜ Makine Fakültesi’nde görevli bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede ise; problemin kullanıcı hatasından kaynaklanabilecek özelliklere haiz olmadığı, arızanın motor kontrol ünitesi ve bağlı algılayıcı elemanlarında ortaya çıkan problem nedeni ile taşıtın koruma amaçlı güvenli moda geçerek çekiş kaybı ortaya çıkması neticesi oluştuğu, arızanın sonuçları bakımından seyir şartlarında can ve mal güvenliğini tehdit etme potansiyelinin bulunduğu, bu hususun taşıtın satın alınması sırasında kullanıcı tarafından tespit edilemeyeceği, dolayısıyla arızanın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, giderilebilir nitelikte olmasına rağmen geçen süreçte doğru şekilde tespit edilerek çözümlenemeyen arıza nedeniyle hizmet ayıbının da ortaya çıktığı, arızanın servis vasıtası ile giderilebileceği hususunda tereddüt hasıl olduğu, süreye rağmen problemin devam ettiği, aracın yaşına oranla kat ettiği toplam mesafe göz önüne alındığında aracın mümkün olduğunca az kullanılmasına rağmen can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte bulunduğu belirtilmiştir.Araçtaki motor kontrol ünitesi ve bağlı algılayıcı elemanlarında ortaya çıkan problem nedeni ile taşıtın koruma amaçlı güvenli moda geçerek çekiş kaybı ortaya çıkması şeklindeki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, arızaya davalı satıcıya ait yetkili serviste garanti süresi içerisinde 3 kere müdahale edilmesine rağmen araçtaki sorunun devam ettiği ve ayıbın üretimden kaynaklandığı, davacının garanti süresi içerisinde davalıya ayıptan kaynaklanan seçimlik hakkını kullanmak için ihtarname de gönderdiği, bu durumda davalı tarafından zamanaşımı definin ve davanın süresinde açılmadığına dair itirazların yerinde olmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır (Yarg. 19. HD. 08/11/2016 T. 2016/6548 E. 2016/14404 K; 08/12/2016 T. 2016/9451 E. 2016/15535 K.). TBK’nın 227.maddesi, “(1) Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. (2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.(3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. (4)Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. (5)Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmünü haizdir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere; taşıtın koruma amaçlı güvenli moda geçerek çekiş kaybı ortaya çıkması şeklindeki arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, tespit edilen ayıbın araçtan elde edilecek faydayı büyük ölçüde ortadan kaldıracak ve can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak nitelikte oluşu ve hakkaniyet kuralları gereğince TBK’nın 227/4. maddesi uyarınca satılanın ayıpsız benzeriyle değiştirilmesi koşullarının oluştuğu, davacı vekilince de bu seçimlik hakkın kullanıldığı, araç üzerinde herhangi bir mahrumiyet, takyidat da bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen hata/eksiklik nedeniyle yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne, davacıya ait aracın benzeri ile değiştirilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/590 Esas-2020/737 Karar sayılı ve 17/11/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE, … plakalı … Transit .. Model aracın benzeri ile değiştirilmesine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 3.593,30-TL karar harcından, peşin yatırılan 931,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.661,90-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 2.550-TL bilirkişi ücreti, 165-TL posta ücreti olmak üzere toplam 2.715-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 7.638,39-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 48,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/12/2021