Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/938 E. 2021/1333 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/938
KARAR NO: 2021/1333
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2021
NUMARASI: 2019/262 Esas – 2021/461 Karar
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, … A.Ş. tarafından üretilen buzdolaplarında kullanılan vidaların üretimini yapan müvekkili ile davalı arasında ürün sorumluluk sigortası bulunduğunu, buna göre davalı ürün kusurundan kaynaklı maddi zarar dolayısıyla müvekkiline karşı 3. kişilerin ileri süreceği zarar tazmin taleplerini karşılamayı kabul ve taahhüt ettiğini, devam eden süreçte … A.Ş.’nin Beyoğlu … Noterliğinin ihtarnamesi ile müvekkiline ait kusurlu vida sebebiyle oluşan 313.976-Euro karşılığı 1.664.078-TL zarar tazminini istediğini, hasar dosyası açıldığını, ürün sorumluluk sigortası kapsamında tazmini istenen …tel A.Ş.’nin zararının 297.138,57-Euro olarak tespit edildiğini, fakat bunun 290.724,47-Euro kısmının ürün geri çağırma kapsamında olduğu ve sigorta teminatının dışında kaldığı gerekçesiyle taleplerinin sadece 6.414,10-Euro kısım bakımından kabul edildiğini, oysa somut olayda teminat dışı kalan bir durum bulunmadığını ileri sürerek sigorta şirketi tarafından kabul edilmeyen 290.724,47-Euro kısmın da poliçe teminatı kapsamında olduğunun tespiti ile … A.Ş. zararının davalı tarafından karşılanarak müvekkili mal varlığında meydana gelecek bu miktar azalmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından iddia ve talep konusu yapılan hasarın ihbar edilmesi üzerine müvekkili tarafından hasarın tespiti için eksper tayin edildiğini, ekspertiz raporunda zararın ürün geri çağırma kapsamında olduğu ve poliçede ürün çağırma teminatı bulunmadığından hasarın teminat kapsamı dışında olduğunun değerlendirildiğini ve talebin müvekkili şirket tarafından ret edildiğini, başka sigortacı şirketten sadır bulunan önceki poliçede yer alan özel koşulların ancak davacı ile anılan dava dışı sigortacı arasında hüküm ifade ettiğini, müvekkili sigortacı şirket ile daha sonra kurulan sigorta sözleşmesinin ise tamamen yeni bir poliçe olduğunu, sözleşme ve poliçe özel şartlan uyarınca dava konusu istemlerin poliçe teminatları kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının tahsil talebi bulunmadığından HMK 106/2 ve HMK 114/h maddesi gereğince eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece ön inceleme duruşmasında dava şartlarında bir eksiklik bulunmadığının tespit edildiği halde, daha sonra davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini hatalı olduğunu, müvekkili ile davalı arasında sigorta poliçesinin kapsamı bakımından uyuşmazlık bulunduğunu, meydana gelen riziko nedeniyle … şirketine bir ödeme yapılmadığını, dolayısıyla eda davası açılmasının henüz mümkün olmadığını, müvekkilinin … şirketini ödeme yapma riski ile karşı karşıya bulunduğunu, bu nedenle tespit davası açılmasına hukuki yararı bulunduğunu, kaldı ki davanın salt tespit davası olmadığını, çünkü tespit hükmü ile birlikte davalının belli tarzda hareket etmesini isteme hak ve imkanı doğacağını, bu anlamda verilecek kararının eda sonucunu doğuracağının açık olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; hasarın taraflar arasında geçerli olan ürün sorumluluk sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunun tespiti ile dava dışı … A.Ş.’nin zararının sigorta poliçesinden karşılanması istemine ilişkindir. HMK’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmıştır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. Mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden re’sen gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine, esastan karara bağlanmasına, muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür. Dava konusuna ilişkin dava şartları “kesin hüküm bulunmaması ve hukuki yarar bulunması” dır. Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır; ilerideki bir yarar yeterli değildir. Bu nedenle, muaccel olmayan alacak için dava açılamaz; açılırsa, dava hukuki yarar yokluğundan (usulden) reddedilir. Fakat bu durum, alacağın muaccel hale gelmesinden sonra yeniden dava edilmesine engel değildir. Bu nedenle, dava şartı yokluğundan reddedilen dava, noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabilir ve davalı bu yeni davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunamaz. Çünkü ilk karar, davanın esası hakkında verilmiş olmayıp, yalnız belli bir dava şartının yokluğuna ilişkindir. Taraflar arasında ürün sorumluluk sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Davacı sigortalı tarafından dava dışı … A.Ş.’ye satılan ürünlerin kusuru nedeniyle meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamında olduğunun tespiti talep edilmiş ise de, davacı sigortalının dava dışı … A.Ş.’ye henüz bir ödeme yapmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Davanın açıldığı tarih itibariyle henüz hukuki yarar bulunmadığından mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine,dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi. 27/09/2021