Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/936 E. 2023/1024 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/936
KARAR NO: 2023/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2019/577 Esas 2020/684 Karar
DAVA: Alacak ve Bono İadesi (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında sıva makinesi satımı hususunda sözleşme imzalandığını, bu kapsamda davalıya 27/10/2018 tarihinde 18.500-TL’ nakit ödeme yapıldığını, kalan miktar için 05/12/2018 vadeli 17.250-TL bedelli ve 05/01/2019 vadeli 17.000-TL bedelli keşidecisi davacı …, lehdarı davalı … olan 2 adet bono verildiğini; makinenin İstanbul’a getirildiğini ancak dava dışı Orhan isimli kişi anlaşmazlık çıkması üzerine ve müvekkilinin onayı olmadan sözleşmede kefil sıfatını haiz dava dışı şahsın makineyi davalıya geri verdiğini ileri sürerek, 18.500-TL’nin davalıdan alınarak dava tarihinden tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müvekkiline verilmesini ve kalan borç için düzenlenmiş olan 2 adet bononun müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya süresinde cevap vermemiş sunduğu beyan dilekçesinde, davayı kabul etmediğini, davacıya sattığı makinenin parası ödenmeyince makineyi geri istediğini, kendisine verilen 18.000-TL’ye karşılık olarak davacının banka hesabına 20.000-TL yatırdığını ve davaya konu 2 adet bononun da üzerini çizerek iptal ettiğini,durumun davacı tarafından bilinmesine rağmen kendisini zora sokmak amacıyla dava açtığını ve davacının satılmak için hurdacıya bıraktığı makineyi dava dışı başka bir şirkete sattığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, satım sözleşmesinde davalının sıva makinesini önce verip sonra bedeli ödenmediği için geri aldığı ancak aldığı parayı iade etmesine rağmen bu hususu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 05/12/2018 vade tarihli 17.250-TL bedelli ve 05/01/2019 vade tarihli 17.000-TL bedelli keşidecisi …, lehdarı … olan 2 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 18.500-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, müvekkilinin delillerinin toplanıp incelenmediğini;müvekkilinin davacı ve davacıyla birlikte hareket eden …’a makineyi sattığını, sözleşmeye …’ın ve onun şirketi olan … İnş. Şirketinin kefil olduğunu, Mardin’deki makinenin 3.500-TL İstanbul’a getirme ücretinin alıcı tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin makineyi İstanbul’da …’a teslim ettiğini, davacının müvekkiline gönderdiği paranın aslında 5.000-TL olduğunu, bu miktarın 3.500-TL’sinin nakliye ödemesi olduğu kabul edildiğinden aslında 1.500-TL ödendiğin, ayrıca ödeme amacıyla 2 adet de senet verildiğini, 18.500-TL’nin … tarafından müvekkiline verildiğini, davacının müvekkiline yapmadığını;senetler ve 20.000-TLverilmeden makinenin iade edilmeyeceğinin söylendiğini, makineyi iade alabilmek için müvekkilinin 20.000-TL’lik senet verdiğini ve bedelini … Bankası Ömerli Şubesine 20/01/2019’da ödeyerek senet aslını bankadan teslim aldığını; işbu senet aslını ve ödeme dekontunun mahkemeye teslim edildiğini; davaya konu 2 adet senedin üzerinin çizilerek iptal edildiğini …’a söylediğini,senet asıllarının istinaf dilekçesiyle birlikte mahkemeye teslim edildiğini; makinenin tesadüfen hurdacıda bulunarak müvekkili tarafından teslim alındığını; senet lehdarı …A.Ş yetkilisi ve ortağının dava dışı … olduğunu, bunun da davacı ve …’ın ortak olduğunu gösterdiğini, aynı şekilde … Şirketinin de …’a ait bulunduğunu, bu şirketin makine alımı için verilen senetlerin ve sözleşmenin kefili olduğunu, bütün bu kayıtların ödemenin davacıyla alakası olduğunu gösterdiğini,davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve hiç bir borcu olmayan müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satıma konu sıva makinesi için ödenen peşinatın iadesi ve satımdan vazgeçilmesi nedeniyle bedelsiz kalan iki adet bononun iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında makine satımına ilişkin “Sözleşme” başlıklı belgede, “… Makinesi 380 voltluk makineyi … T.C. … nolu …’e T.C. … 52.750-TL’ye sattım. 18.500-TL nakit ödeme yapılmıştır geri kalan 34.250-TL senet olarak yapılmıştır. Satıcı … (imza), alıcı … (imza), kefil … A.Ş. Müdürü … ve … San. ve Tic. A.Ş. Kaşesi (kaşe üzerinde imza)” yazılıdır. Menfi tespit istemine konu 1. bononun, tediye tarihinin 05/01/2019, vadesinin 05/01/2019, bedelinin 17.000-TL, lehdarın …, borçlunun …, avalistin … A.Ş. Olduğu, nakden kaydı olduğu; 2. bononun, tediye tarihinin 05/12/2018, vadenin 05/12/2018, bedelinin 17.250-TL lehdarın …, borçlu …, avalistin … A.Ş. olduğu nakden kaydı taşıdığı anlaşılmaktadır. Getirtilen 18/10/2018 tarihli dekontta, 5.000-TL’nin davalıhesabına davacı tarafından yatırıldığı ve “… sıva makinası kaparo” açıklaması yazılı olduğu görülmüştür. Davalı vekili tarafından, istinaf dilekçesiyle birlikte davadaki menfi tespit istemine konu 2 adet bono asıllarının üzerine tükenmez kalemle çekilmiş iki çizginin arasına “iptal” ibaresi yazılı bir şekilde; müvekkilinin bankaya ödeme yaparak teslim aldığı 20/01/2019 tarihli 20.000-TL bedelli senet aslını ve müvekkilinin … Bankasına senet için yaptığını belirttiği 20.000-TL ödemeye ilişkin dekont aslını mahkemeye sunulmuştur. Somut olayda, taraflar arasındaki satım sözleşmesinin konusunu teşkil eden sıva makinesinin davacı tarafa teslim edildikten sonra davalıya iade edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İşbu davada davacının birinci talebi, makinenin iade edilmesi sebebiyle davalıya ödenen 18.500-TL’nin kendisine geri ödenmesidir. Satım sözleşmesinde davalının 18.500-TL’yi aldığı yazılıdır. Her ne kadar davalı, bunun aksini yani davacının kendisine böyle bir ödeme yapmadığını, ödemenin dava dışı … tarafından yapıldığını ve dolayısıyla ödemenin davacıyla ilgisi bulunmadığını savunmakta ise de söz konusu kaydın doğru olmadığı aynı kuvvette aksi bir delille ispat edilememiştir. Ayrıca davalı, makineyi geri alabilmesi için 20.000-TL ödeme yapılmasının istenildiğini, bu nedenle davacıyla birlikte hareket ettiğini belirttiği dava dışı …’ın ortağı ve yetkilisi olduğunu iddia ettiği … A.Ş.’nin lehtarı olduğu 20.000-TL bedelli senet için ödeme yaptığını beyan etmiştir. Ancak farklı bir tüzel kişiliği haiz lehtarı bulunan senet için yapılan ödemenin, bu davaya konu alacak için yapıldığına dair davalı tarafından delil sunulmamıştır. Davalının iddia ettiği dava dışı …’ın davacıyla hareket ettiği ve adı geçenin anılan şirketin yetkilisi olması da, ödeme vakıasının bu davayla ilgisini göstermemektedir. Bu açıklamalar kapsamında, Mahkemece 18.500-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Davacının ikinci talebi ise sözleşme kapsamında makine bedelinin ödenmesi amacıyla davacının keşide ederek davalıya verdiği 17.000-TL ve 17.250-TL bedelli ayrı ayrı 2 adet bononun iadesidir. Davalı, süresinde olmayan cevap dilekçesinde bu bonoların üzerini çizerek iptal kaydı yazdığını belirtmiş ve bu hususu gösteren fotokopilerini dosyaya sunmuştur. Ancak davalı taraf yukarıda da belirtildiği gibi senetlerin asıllarını gerekçeli karardan sonra mahkemeye teslim etmiş ve artık davacıdan tahsilinin talep edilebilmesine engel olacak şekilde senetlerin üzeri çizilerek “iptal” kaydının yazıldığı anlaşılmıştır. Davalının bu eyleminin sonucu olarak da, davacının belirtilen bonoların iadesi isteminin konusuz kaldığı ancak davalının da dava açılmadan evvel senetleri iade etmemekle davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, HMK’nın 331(1) maddesi uyarınca davacı lehine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebleri kısmen yerinde olan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığından yeniden karar verilmesine; davacının alacak talebinin kabulüne, senetler nedeniyle davanın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına ve davadaki haklılık durumuna göre davacı lehine vekalet ücreti ve yargı giderine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 Tarih 2019/577 Esas 2020/684 Karar sayılı kararın HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne, 18.500-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, 05/12/2018 vadeli 17.250-TL bedelli ve 05/01/2019 vadeli 17.000-TL bedelli keşidecisi …, lehdarı … olan 2 adet bono nedeniyle davanın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.263,73-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 315,94‬-TL harcın mahsubu ile 947,79-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye ödenmesine, Davacı tarafından yatırılan 360,34-TL peşin harçların ve 184,30-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı lehine takdir olunan 5.137,50-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” Davalı tarafından yatırılan 584,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 57-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023