Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/931 E. 2021/830 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/931
KARAR NO: 2021/830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2020
NUMARASI: 2020/462 Esas 2020/821 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2021
Görevsizliğe ilişkin kararın davalı Akbank vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …’nın … Beyoğlu şubesinde … nolu hesabına 1984 yılında 85.000 Sterlin ve 6.000 Mark, 1985 yılında 177.000 Sterlin ve 77.000 Mark, 1986 yılında 70.000 Sterlin ve 21.000 Mark, 1987 Yılında 57.000 Sterlin ve 12.000 Mark yatırdığını, hesabın vadeli olduğunu, davalı bankadan paraların iadesi talep edildiğinde, “Banka kayıtlarının saklanma süresi 10 yıl olup kayıtlarında 10 yıllık yasal saklama süresi içerisinde geriye yönelik açılmış hesaplara ait ilgili dönemi içeren kayıt ve evrakların tetkikatı mümkün olmamaktadır” şeklinde cevap aldıklarını, buna karşılık müvekkilinin TMSF’na başvurusunun “Zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle … T.A.Ş.’den fona devredilen hesaplar arasında … adına kayıtlı herhangi bir hesaba rastlanılmamıştır.” denildiğini,müvekkilinin Beyoğlu şubesinde … numaralı hesabında ve tespit edilebilecek diğer hesaplarındaki paraların miktarı henüz belirli olmadığından HMK 107 gereği belirlendiği tarihe kadar, 20.000-TL’sinin yatırma tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte müvekile verilmesine, eğer hesaplar TMSF’ye devredilmişse, devir işlemi usulsuz olduğundan devredilen paraların 20.000-TL’sinin devir tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte müvekiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … T.A.Ş. vekili; davacının müvekkili bankadaki para yatırma işlemlerine ilişkin son işlem tarihlerinin 1984 ve 1987 yılları olduğunu, davacının sahibi olduğunu ve para yatırma işlemlerini gerçekleştirdiğini iddia ettiği tarihlerin ve o dönem yürürlükte olan 1985 tarih 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nun 36. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresi işlem tarihinine göre 1994 ve 1997 yılları arasında dolduğunu, davanın zamanaşımı def’i nedeniyle öncelikle usulden reddi gerektiğini, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını,davacının soyut iddiaları ile müvekkili bankaya yatırdığını iddia ettiği tutarların iadesini talep ettiği, davanın zamanaşımı def’i doğrultusunda reddi gerektiğini beyanla müvekkili banka yönünden haksız davanın öncelikle usul,aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı TMSF vekili; davalı … T.A.Ş.den Fona devredilen hesaplar arasında … adına kayıtlı herhangi bir hesap bilgisine rastlanılmadığını, dava konusu hesapta bir bakiye bulunması durumunda, hesap bakiyesinin zamanaşımına uğraması muhtemel olan 1997 yılının izleyen takvim yılı başından itibaren (1998 yılı) 6 ay içinde davalı … T.A.Ş. tarafından T.C. Merkez Bankası A.Ş.’ye devredilmesinin mümkün olabileceğini, 2002 yılından önce zaman aşımına uğrayan hesaplar ile ilgili arşiv kayıtları Fon nezdinde bulunmadığını, davanın öncelikle esasa girmeden husumet, görev, dava şartı ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda usulden reddine,aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, eldeki davanın 28.05.2014 tarihinden sonra 26.08.2020 tarihinde açılmış bulunmasına ve somut olayda uyuşmazlığın, davacı tüketicinin tarafı olduğu bankacılık işleminden kaynaklanmasına göre davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili;eldeki davanın 6102 sayılı TTK 4.ve 5.maddesi kapsamında ticari dava olduğundan, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının davalı bankadaki mevduat hesaplarındaki paranın ödenmesi istemine ilişkindir. Mevduat hesabı açılması bir bankacılık işlemidir. 6502 sayılı yasanın 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu” hüküm altına alınmıştır. Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı (sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın da tüketici işleminden kaynaklanması gerekmektedir. Somut olayda davacı gerçek kişinin tüketici, davalı bankanın profesyonel sağlayıcı, yatırılan mevduatın da bir tüketici işlemi olduğu açıktır. Dava tarihi itibariyle 6502 sayılı yasa yürürlükte olup davanın ticari dava niteliğinde bulunması davanın tüketici mahkemelerinde bakılmasını engellemez. Görev HMK’nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden incelenir.Davanın açılma tarihi itibariyle taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye görevli tüketici mahkemesi olduğundan, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararına karşı ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … T.A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2021