Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/915 E. 2021/814 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/915
KARAR NO: 2021/814
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020
NUMARASI: 2020/262 Esas-2020/574 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2021
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; vekil edeninin edimini ifa ederek davalıdan da bunun karşılığı olan edimin ifasını beklediğini, edimini ifa etmeyen davalı borçlunun bilinçli olarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye ve geciktirmeye çalıştığını, ortada likit bir alacak mevcut olmasına karşın davalı/borçlunun icra takibine yalnızca usulen itiraz edilerek hakkı kötüye kullandığını, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının haklılığının ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin huzurdaki davaya ve icra takibine konu alacağın, davalı borçlu ile arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın bu davaya konu sözleşme gereğinin yerini, eksiksiz ve tam olarak yerine getirmediğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da tam bu noktada oluştuğunu,müvekkili kurumun, bünyesindeki okullardaki her türlü hizmetin eksiksiz ve tam olması için büyük titizlik gösterdiğini, fakat davacı tarafın, sözleşmede taahhüt ettiği edimi ifada temerrüde düştüğünü ve müvekkili kurumun talep ettiği hizmeti yerine getirmediğini,her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde sunmuş olduğu cari hesap ekstresini dayanak yaparak haklılığını ispata girişmişse de sunmuş olduğu belgeler alım-satıma ilişkin olup edimlerin gereği gibi ifa edilip edilmediğini, ayrıca alacak-borç ilişkisini ortaya koymaktan aciz olduğunu, ticari defter ve kayıtlar incelendiği takdirde davacı tarafın işbu davaya konu sözleşme gereğinin yerini, eksiksiz ve tam olarak yerine getirmediği ve dolayısıyla alacağının olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine ve davacının kötü niyetli icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişi raporunda davacı şirkete ait 2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunun, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 18.02.2020 takip tarihi itibariyle davalı yandan 52.300,61 TL alacaklı olduğunun, davalı şirkete ait 2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunun, davalı yanın kendi kayıtlarına nazaran 18.02.2020 takip tarihi itibariyle davacı yana 52.300,61 TL borçlu olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 52.300,61-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacak olan 52.300,61-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında ve değişen oranlarda ticari (avans) faiz uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; cari hesap ekstresini dayanak yaparak haklılığını ispata girişmişse de sunmuş olduğu belgelerin alım-satıma ilişkin olup, edimlerin gereği gibi ifa edilip edilmediğini, ayrıca alacak-borç ilişkisini ortaya koymadığını, davacı tarafın cari hesap iddiasını ispat edememiş olduğunu, davacının iddialarının soyut, mesnetsiz ve delilsiz olduğunu, dolayısıyla karşı tarafın iddia ettiği gibi bir borç bulunmadığından davacının bu davayı açmasında korunmasını gerektiren bir hukuki yarar olmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla da belirlendiği üzere raporda belirtilen hususların dayanaklarının gösterilmiş olması ve raporun denetime elverişli olmasının öngörülmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile (açık)cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Yargılama sırasında tarafların ticari defterlerinin HMK 222 .maddesi uyarınca ibrazı istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; icra takibine konu edilen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu, her iki yanın ticari defterlerinde davacının davalıdan 52.300,61-TL -TL alacaklı olduğu tesbit edilmiştir. Davalı vekili, fatura içeriği hizmetin gereği gibi verilmediğini ,edimini yerine getirmediğini ve bu hususun ticari defter ve kayıtların incelenmesi nedeniyle anlaşılacağını savunmuş ise de, davacının davalı adına düzenlediği faturaları teslim alarak ticari defterlerine kaydettiği belirlenmiştir. Süresinde itirazda bulunmadan ticari defterlerine kaydeden davalının fatura muhteviyatı hizmeti aldığının kabulü gerekir. Davalı vekilinin hizmetin sözleşmeye aykırı olarak yerine getirilmediğini ileri sürülen davalının savunmasının ispatı yönünde bir delil gösterilmemiştir.Davalı aldığı hizmet bedelini ödemekle yükümlüdür.Bu durumda davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç miktarı yönünden itirazın iptaline, likit alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.572,65-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 893,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.679,49‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.03/06/2021