Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/911 E. 2021/1069 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/911
KARAR NO : 2021/1069
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2016/595 Esas- 2020/873 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı; davalı şirket ortağı olan dayısı …’ın 09.03.1993 tarihinde vefat ettiğinde geriye mirasçıları olarak kendisinin ve kardeşi … ile …’ ın kaldığını, Ankara …. Noterliğinin 24.06.1993 tarihli miras sözleşmesi ile diğer mirasçıların miras haklarını tarafına verdiğini, davalı şirkete tarafına hisse senedi verilmesi için 02.02.2016 tarihinde başvuruda bulunmasına rağmen bu güne kadar talebinin yerine getirilmediğini, davalı şirket miras bırakanın öldüğü tarihten itibaren tarafına sürekli şirket toplantı davetiyeleri göndererek kendisini toplantılara davet ettiğini, şirketin hesabına 29.04.1994 tarihinde ortak olarak yatırması istenen meblağı da yatırdığını, şirket merkezinde de muhatap bulamadığını belirterek, davalı şirkette hisse sahibi olduğunun tespiti ile tarafına hisse senedi verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin ortaklarına ortaklığın göstergesi olarak nama yazılı hisse senedi basılmadığı için ilmühaber verildiğini ve ortaklarına müvekkilinin tatil tesisinden faydalanmaları yönünde öncelik hakkı tanındığını, müvekkili kayıtlarında ortak olarak gözüken davacının, müvekkilinin tatil tesisinden yararlanmak için tesisisin işletmecisi dava dışı şirkete başvurması üzerine, bu şirket tarafından öncelikli kullanım hakkı olan kişilerin hisselerini devredip etmediklerinin tespiti için ilmühaber ibraz etmelerini istediğini, bunun üzerine davacının işletmeciye verdiği 11.05.2015 tarihli dilekçede ilmühaberi bulamadığını, ancak tesisi kullanmak istediğini beyan ettiğini, mağduriyete sebebiyet vermemek için müvekkilinin mülkiyetindeki tesisi ortak sıfatı ile kullandığını, davacının ortaklığı konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, müvekkil şirket çalışanlarının, davacı ile yapmış oldukları görüşmelerde, hisse senedini zayi etmiş ise açacağı senet iptal davasından alacağı ilam ile kendisine hisse senedinin yerine geçecek bir belge verileceğinin beyan edildiğini, ancak davacının senet iptal davası açmak yerine işbu davayı açtığını, nama yazılı senetlerin devir beyanı ve zilyetliğin devri ile geçtiğini, bu nedenle hak sahipliğinin tespiti için senet ibrazının talep edildiğini, davacının senet iptal davası açması, alacağı ilamı müvekkili şirkete ibraz etmesi ve gerekli masrafın karşılanması akabinde davacıya hisse senedi ya da hisse senedi yerine geçecek bir belge verileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; mahkeme ara kararı gereği davacı tarafından açılan zayi davası sonucunda İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1143 esas ve 2020/399 karar sayılı ilamı ile davacıya miras sözleşmesi ile …’dan intikal eden B tipi 289 numaralı hisse senedi yerine geçen ilmuhaberin zayi nedeni ile iptaline karar verildiği, davacının şirket ortağı olduğu davalının da kabulünde olup bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalı tarafından davacının şirket kayıtlarında ortak olarak yer aldığının kabul edilmiş olması ve davacı ortaklığını gösterir ilmuhaberin zayi nedeni ile iptaline karar verilmesi nedeni ile davanın kabulüne, davacının şirket ortağı olduğunun tespiti ile davalı tarafından davacı yana ortaklığı gösterir hisse senedi veya yerine geçecek belge verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; müvekkili şirket tarafından ortaklarına nama yazılı hisse senetleri basılmadığı için bunun yerine geçen ilmühaber verildiğini, müvekkili şirketin, kuruluşunun üzerinden uzun yıllar geçmesi, nama yazılı hisse senetlerinin ciro ve devir yoluyla devredilebilmesi, devir sonrası ortaklık vasfının sonlanması veya üçüncü kişilere geçmesi ve müvekkil şirket kayıtlarının güncellenmesi amacıyla, müvekkilinin tesislerinden yaralanmak isteyen kişilerin hisselerini devredip etmediklerinin tespiti için zilyetliklerindeki ilmühaberleri ibraz etmelerini talep ettiğini, ancak davacının, ilmühaberi bulamadığını beyan ettiğini, davacının müvekkilinin mülkiyetindeki tesisten ortaklara tanınan imkanlarla yararlanmasının, davacının müvekkili şirket kayıtlarında ortak olarak gözükmesinden kaynaklandığını, davacının ortaklığı konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf olmayıp, sadece zilyetliğindeki ilmühaberi ibraz etmesinin istenildiğini, müvekkili çalışanlarının davacı ile yapmış oldukları şifahi görüşmelerde, hisse senedini zayi etmiş ise açacağı senet iptal davasından alacağı ilam ile kendisine hisse senedinin yerine geçecek bir belge düzenlenerek verileceğinin beyan edilmesine rağmen, davacının senet iptal davası açmak yerine işbu davayı açtığını, mahkemece verilen süre doğrultusunda davacı tarafından açılan davada zayi olan senedin iptaline karar verildiğini, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığı veya davacının hukuki yararı olmadığı yönünde bir karar tesisi gerekirken, davanın kabulü yönünde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın konusuz kaldığı veya hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, anonim şirket ortaklığının tespiti ile hisse senedi verilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı şirket ortağı olan davacının murisi …’ın ölümü ve diğer mirasçıların ortaklık haklarını miras sözleşmesiyle devri sonucunda şirket ortaklığının miras yoluyla davacıya intikal ettiği, davalı şirket tarafından ortaklara nama yazılı hisse senedi çıkarılmayıp bunun yerine geçen ilmuhaber verildiği, davacının ortaklığının davalı şirket tarafından kabul edildiğinin, dosyaya bizzat davacı tarafından sunulan toplantı çağrı yazıları ve sermaye artırımına ilişkin yazı ile de doğrulandığı, yargılama sırasında davalı vekilince sunulan cevap dilekçesiyle de davacının şirket kayıtlarında ortak olarak kayıtlı olduğunun teyit edildiği, davacının, elinde bulunan nama yazılı hisse senedi yerine geçen ilmuhaberin kaybedilmiş olduğu, bu kapsamda mahkemece verilen ara karar doğrultusunda davacı tarafından açılan zayi davasında ilmuhaberin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Davalının davalı şirket ortağı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, ortaklık sıfatı davalı tarafından da kabul edilmektedir. Uyuşmazlık, davacının ilmuhaberi zayi etmesinden kaynaklanmıştır. İlmuhaberin de zayi nedeniyle iptaline karar verilmiş olmakla, davacının davalı şirketten ortaklığını gösteren ilmuhaber almasında bir engel kalmamıştır. Dolayısıyla dava, ilmuhaberin zayi nedeniyle iptali ile konusuz kalmıştır. Bu nedenle mahkemece konusu kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Davanın konusuz kalması halinde ise HMK’nın 331/1 maddesi uyarında dava tarihi itibariyle haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdiri gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlık davacının ilmuhaberi zayi etmesinden kaynaklanmış olup, davalının da davacının ortaklık sıfatını kabul ettiği dikkate alındığında, davanın açılmasına davalı şirket sebebiyet vermediğinden, yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hususlar yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak “konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/595 Esas-2020/873 Karar sayılı ve 08/12/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 29,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,1‬0‬‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.01/07/2021