Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/91 E. 2023/936 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/91
KARAR NO: 2023/936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2018/1072 Esas 2020/326 Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin … bayisi olan … Ltd. Şti’nden … marka 2 adet sıfır km aracı satın ve teslim aldığını, müvekkilinin bu araçlara ilişkin ÖTV’yi de 31.07.2018 tarihinde vergi dairesine yatırdığını, teslim alınan araçların tescili için İstanbul … Noterliği’ne başvurulduğunu, ancak araçların kaydında davalı banka lehine rehin bulunması nedenle sistemin araçların tesciline izin vermediğini, … yetkililerinden, araçların …’den alındığını, bu nedenle bankanın araçların kaydına rehin koyamayacağını öğrendiğini, …’in araçları 26.07.2018 ve 31.07.2018 tarihlerinde düzenlenen faturalar ile …’den aldığını, müvekkiline araçları satan … ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmelere göre bankanın …’in distribütörlerden alacağı araçları finanse edeceğini, oysa …’in araçları distribütör …’tan almadığını, bu nedenle davalı banka lehine konulan rehinlerin usulsüz olduğunu, araçları personel taşımacılığı yapmak için satın alan müvekkilinin rehin nedeniyle araçları tescil ettiremediğini ve çalışamayarak kazanç kaybına uğradığını belirterek, araçların kaydına davalı banka tarafından konulan rehinlerin kaldırılmasına, 94.496-TL kazanç kaybının ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının söz konusu araçları müvekkili bankanın alacaklı olduğu dava dışı … Otomotiv’den satın alması nedeniyle davanın … Otomotiv’e karşı açılması gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili banka tarafından kredi sözleşmelerine istinaden …’un müteselsil kefaletiyle … Otomotiv lehine krediler kullandırıldığını, kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek … ve kefil hakkında 14.09.2018 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, müvekkili banka tarafından dava dışı borçlu … Otomotiv lehine ticari nitelikli bayinin sıfır km araç alımlarının finanse edilmesini sağlamak amacıyla garantili bayi TL spot krediler kullandırıldığını, araç kayıtlarına kredi borcu kapatılıncaya kadar devam etmek üzere rehin tesis edildiğini, ancak kredi borçlarının ödenmediğini, bu nedenle müvekkili bankanın alacağının ve rehin hakkının devam ettiğini, müvekkili bankanın kesinleşen alacağı ve devam eden rehin hakkına istinaden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalı banka tarafından dava dışı … Otomotiv’e garantili bayi spot kredi kullandırıldığı, kredilerin kullanımı esnasında … tarafından distribütör … Otomotiv tarafından keşide edilen, muhatabının … Otomotiv şirketi olduğu e-faturaların ibraz edildiği, ancak söz konusu e-faturaların gerçeği yansıtmadığının anlaşıldığı, dava konusu araçların ilk faturası ve satışının … Otomotiv tarafından … Otomotiv şirketine yapıldığı, bu durumda garantili bayi spot kredinin özel şartları nedeniyle, dava dışı … şirketinin kredi kullanmak amacıyla sahte fatura ibraz etmiş olabileceği, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince, kişilerin ancak kendi iradeleri ile akdettikleri sözleşmeden doğan borçları ifaya zorlanabilecek veya bu sözleşmeden doğan hakları talep etme yetkisine sahip olabileceklerini, her ne kadar dava dışı … şirketince yanıltıcı mahiyette fatura ibraz edilmiş olsa da, davalı banka tarafından kredi tahsis edilerek fatura bedelleri ödenip kullandırılan kredilere istinaden de araçlara rehin şerhi tesis edildiği, davacının davalı banka ile dava dışı … şirketi arasında imzalanan kredi sözleşmelerinin borçlusu, kefili veya tarafı olmadığı, dolayısıyla dava konusu araçlar üzerindeki rehinlerin geçersiz şekilde kurulması veya davalı bankanın özen yükümlülüğünü ihlal ederek faturalar üzerinde gerekli incelemeyi yapmaksızın kredi kullandırarak rehin kurması halinde dahi, rehinlerin geçersiz olduğu ve kaldırılması gerektiğine ilişkin talebi ileri sürebilecek olan, dava dışı … şirketi olup, davacının tarafı olmadığı bir sözleşmeye dayalı olarak talepte bulunmasının mümkün olmadığı, diğer yandan taşınır eşya olan motorlu araçların, taşıdıkları önem ve risk sebebiyle diğer taşınır eşyaların bağlı olduğu mülkiyeti devir rejiminden farklı olarak daha sıkı şekil şartlarına tabi tutulduğu, KTK 19/1 maddesine göre araç sahiplerinin araçlarını yönetmelikle belirtilen esaslara göre yetkili kuruluşa tescil ettirmek ve tescil belgesi almak zorunda olduğu, 20/d maddesine göre ise noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirlerin geçersiz olduğu, söz konusu hükümlerin, araçların mülkiyetinin devrinin sağlanması için geçerlilik şartını oluşturduğu, dava dışı … şirketi ile davacı arasında noterden yapılmış geçerli bir satış ve tescil işlemi bulunmadığı, davacı tarafça araçlara ilişkin ÖTV’nin yatırılmasının da, davacıyı araçların maliki kılmadığı göz önüne alındığında, mülkiyet hakkına sahip olmadığı araçlara ilişkin rehnin geçersizliğinin veya kazanç kaybı taleplerinin davalı bankaya karşı ileri sürülmesinin olanaklı olmadığı, davacı tarafın, varsa yaptığı ödemeleri, masrafları ve kazanç kaybını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ancak dava dışı satıcıdan talep edebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin dava konusu araçları … bayisi olan … Otomotiv’den satın ve teslim aldığını, araçların ÖTV’sini de yatırdığını, ancak araçlar üzerinde davalı banka lehin rehin kaydı bulunması nedeniyle araçların müvekkili adına tescil edilmediğini, … Otomotiv’in araçları distribütör olan … Otomotiv’den değil, … Otomotiv’den aldığını, rehnin ancak distribütörden alınacak araçlar için konulabilecek olması nedeniyle davalı bankanın araçların kaydına rehin koyamayacağını, davalı bankaya başvurulmasına rağmen rehinler kaldırılmadığı gibi müvekkilinin kazanç kaybının da ödenmediğini, müvekkilinin davalı bankanın kusuru nedeniyle araçları adına tescil ettiremediğini, henüz tescili yapılmamış olan araçların mülkiyetinin satış ve teslim ile müvekkiline geçtiğini, bu nedenle müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunu, davalı bankanın kredi kullandırdığı … tarafından sunulan faturaları incelemeyerek kusurlu davrandığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından dava dışı bayiden satın alınan araçlar üzerinde davalı banka lehine konulan rehnin kaldırılması ile rehin nedeniyle davacı adına adına tescil edilemeyen araçların çalıştırılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı tarafından dava dışı … bayisi … Otomotiv’den 31.07.2018 tarihli faturalar konusu iki adet sıfır aracın satın ve teslim alındığı, araçların ÖTV tutarlarının da davacı tarafından ödendiği, ancak araçlar üzerinde davalı banka lehine rehin kaydı bulunması nedeniyle araçların davacı adına tescil edilmediği, sunulan kayıtlara göre araçların distribütör … Otomotiv tarafından dava dışı bayi … Otomotiv’e 30.05.2018 tarihli faturalar ile satıldığı, davacıya satışı yapan … Otomotiv’in de araçları … Otomotiv’den 26.07.2018 ve 31.07.2018 tarihli faturalar ile satın aldığı, ancak davacının satıcısı … Otomotiv tarafından davalı bankaya kredi başvurusu yapılırken araçlar doğrudan kendisine distribütör … tarafından satılmış gibi 26.07.2018 ve 31.07.2018 tarihli faturaların ibraz edildiği, oysa … Otomotiv’den alınan yazıdan da anlaşılacağı üzere … tarafından davalı bankaya ibraz edilen faturaların gerçek olmadığı, davalı banka tarafından, bayi … tarafından araçlar distribütörden alınmamış olmasına rağmen, bayilerce distribütörden alınan araçların finansmanı için tahsis edilen krediler kapsamında 28.09.2017 tarihli garantili bayi çerçeve sözleşmesi ve 26.09.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi tahtında dava dışı … firmasına krediler kullandırıldığı, yine davalı banka ile … arasında akdedilen 28.09.2017 tarihli rehin sözleşmesi kapsamında dava konusu araçlar üzerine davalı banka lehine rehin konulduğu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davalı banka tarafından kredi hesapları kat edilerek … ve kefili hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava dışı … firmasının konkordato başvurusu sonrasında borca batık olduğu tespit edilerek Gebze ATM’nin 2018/666 esas 2019/45 karar sayılı kararı ile 14.01.2019 tarihi itibariyle iflasına karar verilmiştir. Üzerine davalı banka lehine rehin konulmuş araçlar, davacıya satış tarihi itibariyle sıfır kilometre olup henüz trafik kaydına tescilli değildir. Bu nedenle araçlar menkul mal niteliğinde olup, tescili zorunlu bulunan ancak henüz ilk tescili yapılmamış olan söz konusu araçların mülkiyetinin kazanılması için satış ve zilyetliğinin teslimi yeterlidir. KTK’nın 20/a maddesi gereğince, tescili zorunlu bulunan ve ilk tescili yapılacak olan araçların satın alma veya gümrükten çekme tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı olarak ilgili tescil kuruluşuna başvurulması gerekmekte ise de, hükümde belirtilen tescil yükümlülüğü mülkiyetin geçişine etkili değildir. Bu nedenle somut olayda araçların mülkiyeti, borçlandırıcı işlem olan satış ve tasarruf işlemi niteliğindeki zilyetliğin nakli ile davacı alıcıya geçmiştir. Dava dışı satıcı … tarafından davalı bankaya kredi başvurusu için ibraz ettiği faturaların, distribütör olan … Otomotiv tarafından düzenlenmediği sabittir. Davalı banka tarafından, … tarafından sunulan gerçeğe aykırı faturalara istinaden, aslında bayi tarafından distribütörden alınan araçların finansmanı için tahsis edilmesi gereken kredi, dava dışı bayi …’e tahsis edilmiş, dava konusu rehinler de tahsis edilmiş kredinin teminatı olarak araçlar üzerine konulmuştur. Kulladırılan kredi davalı bankanın kredi tahsis kurallarına uygun olmasa da, kredi sözleşmesi ve bunun teminatı olan rehin sözleşmesi ve buna bağlı olarak tesis edilen rehin hakkı geçerlidir. Araçların henüz trafiğe tescil edilmemiş olması nedeniyle satış ve teslim ile mülkiyeti kazanmış olan davacı, bu durumda araçları, üzerlerinde bulunan rehin borcu ile birlikte satın almış ve malik olmuştur. Dava dışı …’in davalı bankaya olan ve rehinlerin teminat altına alındığı kredi borçlarının ödenmediği de sabittir. Nitekim davacının şikayeti üzerine başlatılan ceza soruşturmasında beyanı alınan … bayi müdürü ve satış müdürü de ifadelerinde, uygulamada müşteriye satış yaptıktan sonra alıcıdan bedeli tahsil edilince araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırıldığını, ancak o dönem şirketin finansman sorunları nedeniyle rehinleri kaldıramadıklarınıeyan etmişdir. Bu nedenle somut olayda rehnin kaldırılması koşulları oluşmadığından, mahkemece davacının rehnin kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacının diğer talebi, rehin nedeniyle araçları işletememesi nedeniyle oluşan kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir. Araçlar davacıya dava dışı … tarafından satılmış olup, rehinler de …’in borçlarının teminatı olarak tesis edilmiştir. Davacı tarafından satıcısı …’e satış bedeli ödenmesine rağmen, … tarafından bankaya ödeme yapılmayarak rehinlerin kaldırılmadığı, kredi borçlarının ödenmediği de sabittir. Bu nedenle rehinlerin kaldırılmamasında davalı bankaya kusur yüklenmesi mümkün değildir. Bu durumda davacı, rehinlerin kaldırılmaması nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü kazanç kaybını, ancak dava dışı … şirketine karşı ileri sürebilecek olup, kazanç kaybının davalı bankadan talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece davacının kazanç kaybı isteminin reddine karar verilmesi de isabetsizlik olmayıp davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.613,76-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.433,86‬-TL harcın davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.08/06/2023