Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/909 E. 2023/1015 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/909
KARAR NO: 2023/1015
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
NUMARASI: 2020/199 Esas – 2021/195 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız takip dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davaya konu icra takip dosyasındaki davalının vaki itirazının iptalini ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, davaya konu takipten dolayı müvekkilinin hiçbir borcunun bulunmadığından itiraz edildiğini; davacının aynı alacak için daha önce İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, o takipte yetkiye de itiraz edildiğinden dosyanın Büyükçekmece … İcra Dairesine gönderilerek … Esas numarasını aldığını, söz konusu takibe 17/05/2018’de itiraz edilerek takibin durduğunu; belirtilen dosya ile davaya konu takip dosyasındaki alacağın konusunun ve miktarının aynı olduğunu; ilk icra takibinin itiraz ile durması üzerine 1 yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açılmadığını, daha önce iptal edilmeyen itiraz sebebiyle durmuş olan icra takibindeki aynı alacağın yeniden istenemeyeceğini; müvekkilinin davacıdan koli satın almak hususunda anlaştığını ve davacıya ön ödeme gönderdiğini ancak davacının anlaşılan fiyattan daha yüksek fiyat üzerinden fatura düzenleyerek müvekkiline gönderildiğini, bu faturalar sebebiyle müvekkilinin 30.305,25-TL borcu varmış gibi göründüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından 53.100-TL tutarında fiyat farkı faturası kesilerek davacıya gönderildiğini fakat bu faturanın davacı tarafından iade edildiğini; müvekkilinin koli almaya devam edebilmek için davacının hesabına 3.165,19-TL para havale ettiğini; son durumda da yüksek fiyattan düzenlenen faturalar sebebiyle davacının tuttuğu açık hesaba göre müvekkilinin 27.140,06-TL borcu varmış gibi göründüğünü, davacının bu miktarda düzenlediği faturayı müvekkilinin kabul etmeyerek iade ettiğini; bu faturanın iade edilmesinden sonra da taraflar arasındaki alışverişin devam ettiğini ve davacıya olan borçların ödendiğini; müvekkilinin kesinlikle bu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddini, bunun kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddini ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının düzenlediği faturaları davalıya tebliğ ettiği faturaların içeriğine itiraz edilmeyerek kesinleştiği, davalı tarafından daha sonra düzenlenen ve borcu sona erdiren fiyat farkı faturasının geçerli olmadığı, nitekim davalı tarafın hangi gerekçe ile fiyat farkı faturası düzenlediği hususunda dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, buna göre bilirkişi tarafından düzenlenen raporda da belirtildiği üzere davacının davalıdan 27.140,00-TL faturadan kaynaklı alacağının mevcut olduğu, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2328 Esas, 2018/5767 Karar ve 2016/2540 Esas, 2016/10187 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) davalının bu alacağa karşılık olarak düzenlediği fiyat farkı faturasının davacının alacağını ortadan kaldırmadığı ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davaya konu icra takibine davalının vaki itirazının 27.140,06-TL için iptaline, icra takibinin devamına, söz konusu alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar ticari avans faizi uygulanmasına ve kabul edilen alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra aynı alacağa ilişkin olarak yeniden ilamsız takip yapılmasının açıkça kanuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemece bu hususta hiçbir değerlendirme yapılmadığını bu durumunda da müvekkilinin gerekçeli karar hakkını ihlal ettiğini; müvekkilinin davacıdan aldığı kolilere istinaden davacı tarafın aradaki anlaşmaya aykırı olarak yüksek bedelli fatura düzenlediğini, buna istinaden de müvekkilince fiyat farkı faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini ancak iade edildiğini, yine müvekkiline davacı tarafından gönderilen faturaların da kabul edilmediğini ihtarname ile bildirildiğini, bu süreçler devam ederken ve sonrasında da taraflar arasındaki alışverişin devam ettiğini, Mahkemece deliller toplanmadan, tanıklar dinlenmeden özellikle davacının müvekkiline karşı başlattığı ilk takip olan Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya celp edilmeden bilirkişi raporu alındığını ve bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde, takip tarihinin 19/12/2019, alacaklının davacı, borçlunun davalı, asıl alacağın 27.140,06-TL (18/12/2019 cari hesap alacağı), 14,50-TL işlemiş ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 27.154,56-TL olduğu, bu miktarın değişen oranlarda yıllık %19,50 ticari temerrüt faizi ile tahsilinin istenildiği, takip dayanağının 18/12/2019 tarihi itibariyle cari hesap olarak gösterildiği ve buna ilişkin ekstrenin eklendiği, ödeme emrinin davalı-borçluya 07/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da 14/01/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği ve 10/02/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Davalı tarafın savunmasında belirttiği Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasının incelenmesinde, takip tarihinin 27/04/2018, alacaklının davacı, borçlunun davalı, alacağın 27.140,06-TL (cari hesap ve fatura alacağı) olduğu, takip dayanağının 09/09/2017 tarihli 2.275,70-TL, 13/09/2017 tarihli 1.776,09-TL, 13/09/2017 tarihli 1.213,23-TL, 14/09/2017 tarihli 3.134,09-TL, 19/09/2017 tarihli 1.792,59-Tl, 19/09/2017 tarihli 1.026,60-TL, 20/09/2017 tarihli 598,33-TL, 21/09/2017 tarihli 6.957,80-TL, 23/09/2017 tarihli 2.126,12-TL, 29/09/2017 tarihli 5.941,30-TL, 29/09/2017 tarihli 1.496,54-TL, 29/09/2017 tarihli 6.183,14-TL bedelli toplam 12 adet fatura, 07/03/2018 tarihli hesap mutabakatı ve cari hesap olduğu, söz konusu belgelerin takip talebine eklendiği, borçlunun 16/05/2018’de icra takibine itiraz ettiği, 22/05/2018’de takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.Somut olayda, taraflar arasında devam eden cari ticari ilişkinin 10/07/2019 tarihi itibariyle sona erdiği, davacının düzenlediği faturaların ve davalı tarafça yapılan ödemelerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu; davalının, davacıdan aldığı malları teslim aldığı; o mallar karşılığında davacı tarafça düzenlenen faturaları kayıtlarına aldığı ve kısmi ödemelerde bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak davacının yüksek fiyattan fatura düzenlediğini bu nedenle davacının müvekkilinden 27.140,06-TL alacaklıymış gibi göründüğünü ve bu nedenle fiyat farkı faturasının düzenlendiğini iddia etmiş ise de söz konusu fatura davacı tarafından kabul edilmemiş, bu savunma doğrultusunda her hangi bir delil sunulmamış, fiyat farkının dayanağının ne olduğu açıklanmamış ve bu konuda mutabakat bulunduğuna dair bir belge ibraz edilmemiştir. Bu durumda davacının davalıdan 27.140,06-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Davacı, davaya konu icra takibinde salt cari hesap ilişkisine dayanmış olup davalının itirazına konu Büyükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı ilamsız icra takip dosyasında ise 12 adet faturaya dayanmıştır. Her iki takibin dayanağı farklılık arz ettiğinden, davaya konu sonradan yapılan takibin ilk yapılan takiple mükerrerlik oluşturmadığı kabul edilmiştir. Davalı teslim aldığı mal bedelini ödemekle yükümlüdür. Gerçekte fiyatların daha düşük olduğu ve yüksek fiyattan fatura düzenlendiğine ilişkin yazılı belge ibraz edilmemiştir. Buna göre, Mahkemece yeterli araştırmaya istinaden tespit edilen alacak miktarı yönünden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.853,93-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 464-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.389,93‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 16,50-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.362(1)-a uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023