Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/89 E. 2021/924 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/89
KARAR NO: 2021/924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2019/519 Esas 2020/477 Karar
DAVA: Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devri kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen 17.05.2012 tarihli sözleşme ile maden sahasının 25.05.2012 tarihine kadar müvekkiline devri hususunda anlaşma yapıldığını, sözleşmenin müvekkili ile … ve … arasında düzenlendiğini, 530.000-TL bedel karşılığında maden sahasının müvekkiline devrinin kararlaştırıldığını, taraflar arasında 17.10.2012 tarihinde, 17.05.2012 tarihli ilk sözleşmeye ek sözleşme tanzim edildiğini, …’in devreden ruhsat sahibi vekili olarak işbu sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen sözleşmeye konu maden sahasının müvekkiline devredilmediğini, yaptığı ödemelerin de iade edilmediğini, ayrıca müvekkili tarafından devir edileceğine inanılarak bazı masraflar da yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla, 312.362,79-TL’nin 17.05.2012 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … vekili; müvekkili şirketin davacı ile bir hukuki ilişkisi veya sebepsiz zenginleşmesi olmadığını, talepler haksız olmakla birlikte davanın zaman aşımına uğradığını,müvekkilinin maden sahalarının ruhsat sahibiyken bu sahaları 10.05.2011 tarihli sözleşme ile …’e devrettiğini, satış sürecinde maden ruhsatlarının yenilenmesi için gerekli işlemleri yapmak üzere …’e sınırlı yetki içeren bir vekalet verildiğini, bu vekaletnamede maden sahası veya ruhsatının satış yetkisinin bulunmadığını, ancak davalı sözleşme bedeli ödemediğinden resmi devrin gerçekleşmediğini, akabinde ruhsat sahasının 15.01.2013 tarihinde … İnşaat’a devredildiğini, bununla birlikte yapıldığı iddia olunan ödemelerin 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olduğunu, bu ödemelerin davacı tarafından yapılmış olması varsayımında ödemeler sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilse dahi, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin davacıyla herhangi bir hukuki ilişkisi olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar … ve … vekili; rödovans sözleşmelerine uygulanması gereken ürün kirası hükümleri doğrultusunda TBK’nın 147. maddesi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında maden sahasının devri yani rödovans sözleşmesinin 17/05/2012 tarihinde imzalandığını, davacı tarafından dava dilekçesinde peşin 113.000-TL ve 18/05/2012 tarihinde 31.000-TL ödeme yaptıklarını iddia etmiş ise de, müvekkili şirketin bu şekilde bir ödeme almadığını, bu ödemelere ilişkin hiçbir belgenin bulunmadığını, davacının verdiği senetlerin ödenmediğini, bunun üzerine 04.10.2012 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının edimlerini yerine getirmediğini,taraflar arasındaki ilişkinin davacı yanın edimlerini yerine getirmediği için aralarındaki sözleşmeler gereği bitiğini ve sözleşme içerikleri gereği davacı yanın hukuki bir alacağının da bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı tarafından 2011 ve 2012 yıllarında davalılara ödemeler yapıldığı iddia edildiği, davacının işbu davayı 16/07/2019 tarihinde açtığı, sebepsiz zenginleşme itibariyle TBK’nın 82. maddesi gereği alacağın, davacı hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak 10 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, Bakırköy 2. ATM’nin 2015/385 esas sayılı dosyasında dava açılış tarihinin 13/04/2015 olduğu, bu tarih en geç öğrenme tarihi olarak kabul edildiğinden 2 yıllık zamanaşımı süresinde alacağın talep edilmediği, davacının 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde alacağını talep etmediği,davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; sebepsiz zenginleşmeye konu alacak için daha önce dava yoluna başvurulğundan zamanaşımı süresinin kesildiğini, dava konusu alacağa ilişkin olarak müvekkili tarafından 25.06.2013 tarihinde Bakırköy 6. ATM’nin 2013/290 esas sayılı dosyasıyla dava açıldiği bu davanın usulden reddedilerek 11.10.2018 tarihinde kesinleştiğini, yine müvekkili tarafından 13.04.2015 tarihinde Bakırköy 2. ATM’nin 2015/385 esas sayılı dosyası ile açılan alacak davasının usulden reddedildiğini, müvekkili tarafından dava konusuna ilişkin 25.06.2013 tarihinde açılan dava ile zamanaşımının kesildiği, kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başladığını, TBK’nın 146. maddesi gereği davaya konu alacağının henüz zamanaşımına uğramadığı, taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmeler olup, müvekkili tarafından bu kapsamda davalılara ve üçüncü kişilere ödemeler yapılmış olmasına rağmen, müvekkiline anlaşılan edimin ifa edilmediğini, taraflar arasında 17.05.2012 tarihli sözleşme ile maden sahasının 25.05.2012 tarihine kadar müvekkiline devri hususunda anlaşma yapıldığını, maden ruhsatı sahibinin ise davalı … olduğunu, akabinde taraflar arasında 17.10.2012 tarihinde, 17.05.2012 tarihli ilk sözleşmeye ek bir sözleşme daha tanzim edilmiş olup, …’in devir eden ruhsat sahibi vekili olarak işbu sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin sözleşmeler kapsamında peşin ödemeler yaptığını, müvekkilinin sözleşmeye güvenerek taşeronlarla sözleşme imzaladığı gibi, maden sahasında kullanılan araçlar için mazot alımı yaptığını, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın hepsinden tüm davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, maden sahası işletme hakkı devrine ilişkin sözleşmeler gereğince uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı ile davalılar … ve … arasında, ruhsat sahibinin diğer davalı … olduğu maden sahasının işletme hakkının devri hususunda 17.05.2012 ve 17.10.2012 tarihli sözleşmelerin imzalandığı, maden sahası işletme hakkının daha önce davalı Santoz tarafından davalı …’e satıldığı, ancak davalının devir bedelini ödememesi nedeniyle …’un işletme hakkını bu kez dava dışı … İnşaat’a devrettiği, davacı ile davalılar arasındaki sözleşmenin ise işletme hakkının başka bir firmaya devredilmiş olması ve davacının devir bedelini ödemediği gerekçesiyle davalılar tarafından feshedildiği, feshe ilişkin ihtarname veya fesihname niteliğinde bir belge sunulmamış olsa da fesih olgusunun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Tüm davalılar tarafından yasal süresinde zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Davalı .. şirketi taraflar arasındaki davaya dayanak sözleşmelerde taraf olmasa da 17.10.2012 tarihli ikinci sözleşmede davalı …’in sözleşmeyi bu davalı adına imzaladığı ileri sürülmüştür. Davalılar … ile … ise davaya dayanak işletme hakkı devri sözleşmesinin tarafı durumundadır. “Ruhsat sahasındaki madenin üretilerek değerlendirilmesi amacıyla, üçüncü kişilere tasarruf sağlamak üzere üzere ruhsat sahası için ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında düzenlenen sözleşme” olarak tanımlanabilecek rödovans sözleşmesi, şekil şartına tabi olmayan, iki tarafa borç yükleyen karma bir sözleşme biçimidir. Ancak somut olayda taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşme rödovans sözleşmesi olmayıp, ruhsat devrine ilişkin dir.Somut olayda;sebebsiz zenginleşme için öngörülen zamanaşımı süresi değil ,talep sözleşmeye dayalı olduğundan TBK’nın zamanaşımını düzenleyen 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi, dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır. Bu nedenle tarafların bildirdikleri deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/(1)-a-4-6 maddeleri gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/519 Esas-2020/477 Karar sayılı ve 16/07/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-4-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021