Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/862 E. 2023/1175 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/862
KARAR NO: 2023/1175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2016/260 Esas – 2017/1038 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/07/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, müvekkili …’un emlakçı olduğunu; davalının, eşi …’in gönderdiği 157.000-TL’yle müvekkili … aracılığıyla İstanbul’dan bir daire satın aldığını,dairenin tapusunun … üzerine tescil edildiğini,müvekkilinin yine dairenin satın alındığı tarih olan 14/11/2014 tarihli ve 157.000-TL bedelli bonoyu davalıya verdiğini, bononun diğer müvekkili olan ve davacı …’nin kardeşi …’in de kefil olarak imzaladığını, buna göre bononun tanzim tarihinin yazıldığını ancak vade tarihinin boş bırakıldığını; dairenin başkasına satılıp bedeli davalıya ödendiğinde veya dairenin davalıya devredilmesi halinde bononun davalı tarafından müvekkiline iade edileceğinin kararlaştırıldığını; kısa bir zaman sonra davalının …’yi arayarak dairenin satılmasını ve paranın eşine gönderilmesini istediğini, müvekkilinin de bu talebe uygun olarak daireyi satarak bedelini banka havalesiyle davalının eşi …’e gönderdiğini, buna ilişkin dekontun mahkemeye sunulduğunu, daha sonrasında davalıya teminat olarak bırakılan bononun iadesi istenildiğinde davalının bonoyu yırtıp attığını müvekkiline söylediğini, müvekkilinin de buna inandığını ancak davalı tarafından müvekkilleri aleyhine haksız olarak İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı kambiyo senetlerine dayalı takibe başlatıldığını ileri sürerek, müvekkillerinin karşılıksız kalan takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Davanın ilk olarak açıldığı İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/415 Esas, 2015/403 Karar sayılı ve 09/12/2015 tarihli gerekçeli kararıyla görevsizlik kararı verildiği ve karar temyiz edilmeden kesinleşerek dava dosyası İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece davalıya, “İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında takibe konu 14/11/2014 düzenleme tarihli borçlusu …, kefili … olan, 157.000-TL lik bononun; davacı … adına alınan fakat davalının eşi tarafından ödenen, daha sonra 3. kişiye satıldıktan sonra bedeli davacı tarafından davalı …’in eşine ödenen taşınmaz ile ilgili olarak alındığı, bu bononun karşılığının ödendiği, takibe konu bononun bedelsiz kaldığı iddiaları ile ilgili olarak isticvaba karar verilmiş olup bu konularda beyanda bulunmanız, varsa itirazlarınız tebliğden itibaren 10 gün içerisinde yazılı beyanda bulunmadığınız veya duruşma gününde hazır bulunmadığınız beyanda bulunmadığınız takdirde isticvap konusu vakaları kabul etmiş sayılacağınız hususu HMK’nın 171. maddesi hükümlerine göre ihtar ve tebliğ olunur.” şeklinde isticvap davetiyesi tebliğ edildiği halde davalı tarafından isticvaba uyulmadığı, davacıların davayı ispat ettiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile senetten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, davanın hiçbir aşamasında müvekkiline usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, dava dilekçesinin tebliğe çıkmadığını, davanın cevap hakkı dahi tanınmadan görülerek karar verildiğini, bu durumun açıkça hukuki dinlenilme hakkının ve savunma hakkının ihlali olduğunu, aşamalardaki diğer tebliğlerinde usulsüz olduğunu,mahkemece müvekkili tarafından isticvap davetiyesine cevap verilmemesi gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de isticvap davetiyesininTK nın 35. maddeye göre kapıya yapıştırıldığının görüldüğü, oysa tüm dava boyunca müvekkilinin mernise kayıtlı bir adresinin bulunduğunu hatta mernis adresi bulunduğunun tebligata dahi yazıldığını, TK m.35/2’ye göre mernis kaydı bulunan bir kişiye 35. maddeye göre tebligat yapılamayacağının Kanunda açıkça belirtildiğini; dosyada aynı zamanda Alanya’ya yazılan talimatla da isticvap davetiyesinin çıkarıldığının belirtildiğini ancak bu davetiye incelendiği zaman onun da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gibi davetiye üzerinde bulunması gerekli olan şerhlerin de bulunmadığının görüleceğini; davaya konu takipteki bononun teminat senedi olarak verildiğini, ispat yükümlülüğünün davacıda olduğunu, davacının asılsız iddiasının ispata yarar yazılı bir belge sunamadığı gibi işbu senede karşılık müvekkiline herhangi bir ödeme yaptığını da kanıtlayamadığını, davacıların iddiasının müvekkilini eşi … tarafından kendisine borç para gönderildiği ve bu borç paraya karşılık davada taraf olmayan 3. kişi … tarafından müvekkilinin eşine ödeme yapılması olduğunu, bu olayın senetle nasıl bir ilişkisi olduğunu, ödemelerin neden müvekkile yapılmadığını ve ödemelerin senede yönelik olduğunu kanıtlanamadığının görüldüğünü,ödemelerin senedin ve davanın tarafları arasında yapılmadığı dikkate alındığında davacıların iddialarını ispatlayamadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın reddine ve davacıların alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanununun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1-2 maddeleri “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya…tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.-2-Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyetinden birine veya zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim alanın adresini ihtiva eden ihbarnameyi adreste binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”, “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” başlıklı 35 .maddesinin bir ila üçüncü fıkraları “1-Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. 2- Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.3-Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.”hükmünü içermektedir. Davalı davaya cevap vermemiş, isticvap çağrısına icabet etmemiş ve aşamalarda davaya karşı hiç bir beyanda bulunmamıştır. Somut olayda, görevsizlik kararı ve dava dilekçesi, davalıya TK21/1 maddeye göre, işbu davanın açıldığı tarihten 1,5 ay önce Alanya … Noterliğinde davalının verdiği icra dosyasındaki vekaletnamedeki Alanya adresinde tebliğ edilmiştir. Davacı delil dilekçesinin Alanya adresine tebliğe gönderildiği,adresden taşındığından tebligatın bila ikmal iade edildiği ve o tarihte davalının mernis adresinin Arnavutköy/İstanbul olduğu tespit edilerek delil listesi mahkemece, TK m.21/2’ye göre mernis adresi olan Arnavutköy adresinde tebliğ edilmiş ve akabinde ön inceleme duruşma zaptı da aynı şekilde davalıya tebliğ edildiği, fakat ondan sonraki tebliğlerin mernis adresine TK m.35’e göre yapılmıştır.Aynı şekilde mahkemece hükme esas alınan isticvap davetiyesi mernis adresine TK m.35’e göre; istinabe marifetiyle Alanya mahkemesince isticvap davetiyesinin davalının taşındığından tebligat yapılamayan Alanya adresinde m.21/1’e göre tebligat yapılmıştır.Ancak,dosyada, TK m.21/2’deki usulün yerine hangi sebeble TK m.35’deki tebliğ usulünün uygulandığı anlaşılamamaktadır. Zira TK m.35/II’de adresini değiştiren kimsenin yeni adresini bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi halinde, söz konusu usulün uygulanabileceği belirtilmiştir. Aynı kapsamda Mernis adresi yerine istinabe yoluyla Alanya Mahkemesince davalının daha önce taşındığı belirtilen adresinde de TK m.21/1’e göre yapılmaması gerektiği kabul edilmelidir. Bu açıklamalardan olarak, hükmün gerekçesini oluşturan ve icabet edilmeyen isticvap davetiyelerinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hâkim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hâkim, iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları usulünce çağırmak zorundadır. Açıklanan nedenlerle;usulüne uygun tebliğ edilmemesine rağmen isticvap davetiyesine icabet edilmediğinden davacıların iddiasını kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğundan davalının istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre davalı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/260 Esas – 2017/1038 Karar sayılı 17/10/2017 tarihli kararının, HMK’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı tarafın adli yardımdan yararlanması sebebiyle kendisinden harç alınmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/07/2023