Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/852 E. 2023/1489 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/852
KARAR NO: 2023/1489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2014/1241 Esas – 2018/210 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyasında 28.5.2013 vadeli 22.11.2012 keşide tarihli 50.400,00 TL ile 28.5.2013 vadeli 4.12.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL lik bonolara dayanarak 100.400 Tl asıl alacak ve ferileri için takip yaptığını, bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını, ileri sürerek takibin tedbiren durdurulması ile borçlu olmadığının tespiti ve alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, bonoların kredi borçlusu … San. Tic. A.Ş. nin kredi borcuna mahsuben ciro yolu ile kendilerine geçtiğini, iyiniyetli 3. Şahıs olmaları nedeniyle imzanın davacıya ait olup olmadığını bilemeyeceklerini, davacının iddiasının şahsi bir defi olup sadece lehtarına ileri sürebileceğini, bononun temel ilişkiden bağımsız ödeme aracı olduğunu, aleyhe inkar tazminatı hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile % 40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece celp edilen banka kayıtları, senet asılları ve ıslak imzalı belgeler üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, grafolog bilirkişi tarafından imzaların davacı eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olduğundan davanın kabulüne, Davacı …’ye ait olduğu iddia edilen 28.5.2013 vade, 22.11.2012 keşide tarihli 59.400,00 TL bedelli bono, 28.5.2013 vade 4.12.2012 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığının tespitine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan itirazın devamına, % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, bonoların dava dışı … San. Tic AŞ. tarafından kullandırılmış olan kredi borcu için ciro edilerek tahsilinde bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere iyiniyetli meşru hamil olarak bankaya verildiğini, TTK 730/5 yollaması ile TTK 599/1 maddesi uyarınca davacının şahsi defini ileri süremeyeceğini,kendilerinin iyiniyetli 3. Kişi konumunda bulunduğunu, bankanın imzanın sıhhatini araştırma yükümlülüğünün olmadığını, aleyhe icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir..
GEREKÇE: Dava, takibe konan senetlerdeki imzalara itiraz edilerek bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptali talebine ilişkindir.Davacı vekili; Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konan 2 senetteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek menfi tespit ile takibin iptalini talep etmiş davalı banka vekili, iyi niyetli 3. Kişi olduklarını kredi borçlusu tarafından ciro edildiğini, şahsi defilerin kendilerine ileri sürülemeyeceğini , imzayı araştırma yükümlülüklerinin olmadığını bildirmiştir. İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyası celp edilmiş, 28.5.2013 tarihli 2 adet çek için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı, senetlerde davacının keşideci, lehtarın … Tic. A.Ş. olduğu, grafoloji bilirkişi tarafından 2014,2006,2012 yıllarına ait ıslak imza ile davacının duruşmada alınmış ıslak imza örnekleri değerlendirilerek imzanın davacı eli ürünü olmadığının bildirildiği görülmüştür.Senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler, senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün veya bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir (Yargıtay HGK 2013/1746 Esas, 2015/896 Karar sayılı ve 04/03/2015 tarihli ilamı). İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir. Mahkemece yaptırılan grafolojik inceleme ile bonodaki davacıya atfedilen imzanın davacının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Davalı-alacaklı vekili, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu ileri sürmüş ise de mahkemece bononun keşide tarihinden evvelki tarihleri taşıyan yeterli sayıda imza aslı toplanarak konusunda uzman grafolog bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bonodaki borçlu imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir.Takibe konu bonoda keşideci konumunda bulunan davacının imzasının kendisine ait olmadığı belirlendiğine göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak takibin Kambiyo senetlerine Özgü Haciz yolu ile yapıldığı ve ilamsız takibe itirazın sözkonusu olmadığı gözetilerek mahkemece itirazın devamına ilişkin hüküm verilmesi ve davalının kendisine ciro ile verilen senetteki imzanın davacıya ait olmadığını bilerek aldığına ilişkin iddia ve delil de olmadığından İİK 72/5. Maddesi uyarınca takibin kötü niyetle yapıldığı kanaatı hasıl olmadığından %20 inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş olup;yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından bu nedenle hükmün kaldırılmasına karar verilip HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne takibe konu senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine ,davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 Tarih 2014/1241 Esas – 2018/210 Karar sayılı kararının HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe konulan 28/05/2013 vade, 22/11/2012 keşide tarihli 50.400-TL bedelli bono, 28/05/2013 vade 04/12/2012 keşide tarihli 50.000-TL bedelli senetler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine,Davacının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 6.858,32-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 1.714,60-TL nin mahsubu ile bakiye 5.143,72‬‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yatırılan 1.739,8‬0-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 650-TL bilirkişi ücreti, 205‬‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 855‬-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 10.782-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafından yatırılan 1.714,58‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023