Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/844 E. 2023/1595 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/844
KARAR NO: 2023/1595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/11/2020
NUMARASI: 2014/608 Esas – 2020/681 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık işleminden Kaynaklanan)
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacıların annesi … ‘ın 2.5.2011 tarihinde vefat ettiğini , geriye davacılar ile dava dışı … ‘ın kaldığını, annelerinin Karasu Sulh Hukuk Mahkemesi 2009/12 esas sayılı dosyada 10.3.2009 tarihli kararı ile kısıtlanıp oğlu … ‘ın vasi olarak atandığını, Karasu Sulh Hukuk Mahkemesince … ‘ın bankada hesabı olup olmadığına ilişkin yazısına 2.3.2009 tarihinde hesap olmadığının bildirildiğini, Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2012/480 E. sayılı davada aynı tarih aralığında hesapların var olduğunun bildirildiğini, …’ın davalı bankada 5.9.2017 tarihinde açılan hesabının 11.6.2010 tarihinde 49.570,72-TL çekilerek kapatıldığı, 11.6.2010 tarihinde açılan hesabının 14.3.2011 tarihinde 26.117,29-TL çekilerek kapatıldığını, Karasu … Bankası kayıtlarında “Mahkemeden izin almadan işlem yapılamaz- Sulh Hukuk Mahkemesi 2011” ibaresinin olduğu, … Bankasının Sulh Mahkemesine yanlış bilgi verdiğini, … ‘ın 1927 doğumlu ve felçli olduğunu, banka tarafından ölümünden kısa süre önce bankaya bizzat gelmiş gibi mühür basarak parmak izleri alınarak “mahkemeden izin alınmaksızın işlem yapılamaz” şerhine rağmen ödeme yapıldığının anlaşıldığını, şerhin ve vesayet altında olduğunun bilinmemesi halinde dahi yaşı itibari ile bu kadar büyük miktarda parayı çekmesi nedeniyle akli durumunun yerindeliğine ilişkin doktor raporu alınması gerektiği, …’ın sağlık durumu nedeni ile fiilen bankaya gitmesinin mümkün olmadığı, işlemi yapan personelin kötü niyetli olduğunu, bankanın sorumluluğunun bulunduğunu, 28.05.2013 tarihli ihtarname ile paranın ödenmesinin istendiğini, bankanın olumlu cevap vermediğini ileri sürerek veraset belgesindeki mirasçılık oranlarına göre hesapların kapatıldığı tarihler gözetilerek 49.570,72-TL, için 11.6.2010 tarihinden , 26.117,29-TL için 14.3.2011 tarihlerinden başlayarak 2/3 ü olan 50.458,86-TL nin en yüksek mevduat faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın 3 yıl sonra açıldığını zamanaşımının dolduğunu, mirasçılar arasında iştirak hali olması ve mecburi dava arkadaşlığı nedeni davacıların dava açmasının mümkün olmadığını, bankanın bilgi gizlemesinde hiç bir menfaatinin olmadığını, kasti bir işlemin bulunmadığını, banka işlemleri neticesinde oluşan zarar olmadığını, davanın vasi …’ın … hesaplarından usülsüz para çektiği iddiasına dayandığını, davacılar ile … arasında bir çok davanın olduğunu, hatta suç duyurusunda bulunduklarının bilindiğini, Karasu Cumhuriyet Savcılığı 2013/2348 sayılı soruşturma sonucunun bekletici mesele yapılmasını, banka kayıtlarında ödemelerin … ‘a yapılması nedeni ile davacı iddialarının doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece mirasçılar arasında husumet bulunması ve Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasından anlaşıldığı üzere birlikte hareket etmelerinin mümkün olmadığı,her bir davacının kendi payı için talepte bulunması nedeni ile zorunlu dava arkadaşlığının olmadığı, davacılar murisinin tanık beyanlarına göre felçli ve hasta olduğu, yatalak olan murisin ölümünden kısa süre önce bankadan para çekmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, banka kayıtlarında tedbire ilişkin şerh olduğu, ceza davası ve soruşturmalardan davalı banka personelinin kusurlu olduğu, bankanın adam çalıştıranın sorumluluğu gereği banka çalışanının kusurundan sorumluluğunun bulunduğu bankaların güven ve itimat kurumları olması nedeniyle objektif özen borcu itibari ile hafif kusurdan bile sorumluluklarının bulunduğu gibi adam çalıştıranın sorumluluğunun kusur sorumluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğu olduğu ,objektif özen yükümlülüğünün ihlali ile zarar arasında illiyet bağının bulunmasının yeterli olduğuna dayanılarak davanın kabulü ile 50.458,86-TL nin dava tarihinden işleyecek mevduat faizi ile (veraset ilamındaki payları oranında 25.229,43-TL’şer olarak) davalıdan tahsiliyle davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; zamanaşımının dolduğunu, vasinin usulsüz para çektiği iddiası olup husumetin bankaya yöneltilemeyeceğini, banka kayıtlarından ödemelerin sağlığında … ‘ a yapıldığını, bankaya HMK 206 . Md uyarınca Karasu Noterliğinden alınan 28.2.2007 tarihli mühür tastikinin sunulduğunu, parayı bizzat … ‘ın çektiğini, kısıtlılık kararının bankaya tebliğ edilmediğini, ödemelerin 11.6.2010 ve 14.3.2011 tarihlerinde yapıldığını zamanaşımının geçtiğini , mahkemeden izin almadıkça işlem yapılamaz Sulh Hukuk Mah 2011 şerhinin kısıtlılık kararına istinaden konulmadığını, ödemelerin şerhten çok önce yapıldığını, Karasu Asliye Ceza Mahkemesi 2015/395 esas sayılı kararda vasiye parayı ödeyen banka memurları hakkında gereğinin taktir ve ifası için Karasu C. Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, banka çalışanlarının cezalandırılması halinde bankanın sorumluluğunun olabileceğini,hükme esas alınan kök ve ek rapora itiraz ettiklerini, itirazlarının karşılanmadığını, faiz ve başlangıcı,oranlarını kabul etmediklerini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, vesayet altındaki annelerinin banka mevduat hesabından sağlığında usulsüz olarak yapılan ödemeler nedeniyle uğranılan zararın veraset ilamındaki payları oranında davalı bankadan tahsili talebine ilişkindir. Karasu Sulh hukuk Mahkemesi 2009/12 E sayılı dosyasında 10.3.2009 tarihinde … ‘a Hemiparezi (Kas güçsüzlüğü), demans, hipertensiyon teşhisi ile dava dışı … ‘ın 10.3.2009 da vasi olarak atandığı, ilgili dosyada İş bankası tarafından yazılan 2.3.2009 tarihli müzekkere cevabında … adına her hangibir mevduat hesabı olmadığının bildirildiği , … ‘ın 21.3.2011 tarihinde vefat etmesi ile … ‘ın vasilik görevine son verildiği, davacıların başvuru hakkı saklı tutularak … ‘ın ibra edildiği, veraset ilamı uyarınca davacılar ile dava dışı … ‘ın 1/3 paylı mirasçı oldukları anlaşılmaktadır. Davacılar tarafından Karasu Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/480 esasta … aleyhine açılan alacak davasında ; vasinin hesap verme yükümlülüğünü ihlali nedeniyle murisin emekli maaşı, daire ve işyeri kiraları , … Bankasından çektiği paralar, fındık bahçesi gelirleri nedeniyle zimmetinde olduğu ileri sürülen bedellerin tahsilinin istendiği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın yargıtayca onanarak kesinleştiği, bu davada 14. 1.2013 tarihli davalı banka müzekkere cevabı ile murisin bankada vasilik dosyasında bildirilmeyen hesabı olup ölmeden önce çekilerek kapatıldığının bildirildiği, davacının eldeki davayı 24.1.2014 tarihinde açtığı, uyuşmazlığın bankacılık sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımına tabii olupın dolmadığı, davalı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davacılar 1/3 paylı mirasçılar olup TMK 640 maddesi uyarınca paylaşıma kadar mirasçılar arasında iştirak hali mevcut ise de ; Karasu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/2 e sayılı Tereke dosyası ile TMK 644 maddesi uyarınca terekenin açılıp iştirak halinden paylı mülkiyete dönüştürüldüğü,iştirak halinin müşterek mülkiyete dönüştüğü , hal böyle olunca davacıların paylarına düşen meblağı talep etmeye aktif husumet ehliyetleri bulunmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; vesayet altında olan muris 1927 doğumlu … ‘a ölmeden önce banka tarafından şahsen yapıldığı kaydı olan ödemede bankanın kusuru olup olmadığı,davacılara karşı tazmin yükümlülüğü bulunup bulunmadığına ilişkindir. Vesayet dosyasında 10.3.2009 tarihinde müteveffa kısıtlanarak … vasi tayin edilmiştir.Vasi tayini kararı TBK 421 md uyarınca Emniyet Müdürlüğünce Karasu ‘da 24.7.2009-4.8.2009 tarihleri arasında ilan edilmiştir.Bu ilan davalıyı bağlayacağından davalının şerhin paranın çekilmesi işleminden sonra yapıldığı savunmasına itibar edilmemiştir. Davaya konu hesaplardaki para çekim işleminin bizzat muris … tarafından Noter onaylı mühür ve parmak izi kullanılarak yapılmıştır.Eldeki davada;davalı banka tarafından vesayet dosyasında mahkemece sorulmasına rağmen ,kısıtlı … adına hesap olmadığına yönelik bilgi verilmek suretiyle hesabın vesayet makamının denetiminden çıkartıldığı ,bu sebeble kısıtlı tarafından bizzat işlem yapmış göründüğü ancak kısıtlının bu tarihde işlem yapmaya ehil bulunmadığı ,kısıtlılık kararı bulunmasına rağmen hesapdaki paranın çekildiği ,bankanın anılan işlemlerde ağır ihmali bulunan çalışanlarının eylemi nedeniyle ; vesayet denetimi yapılamamasına sebebin davalı bankanın murise ait hesabı vesayet makamına bildirilmemesi olduğu ,eğer bildirilmiş olsaydı hesap üzerinde serbestçe işlem yapılamayacağı ,davalı bankanın en hafif kusurundan sorumlu özen kurumu olduğu gözetildiğinde ,davalı bankanın müteveffa adına olan hesapdaki paranın çekilmesinden sorumlu tutulması yerinde bulunmuştur. Davalı tarafça paranın çekilip bir kısmının aynı gün yeniden yatırıldığı ve mükerrer hesaplama yapıldığı ileri sürülmüş; ilk derece mahkemesince bu itirazın üzerinde durulmamıştır. Karasu C. Başsavcılığı’nın 2016/709 Esas sayılı İddianamesinde … ‘ın noter tastikli mührü ile işlem yapılarak 2040-178347 nolu vadeli hesabın davalı tarafça 11.6.2010 tarihinde kapatılarak 49.570,72- TL kapanış bakiyesinin 24.570- TL lik kısmının çekildiği, kalan tutar için 2040-195957 nolu vadeli hesabın açılarak 25.000,32-TL nin yatırılıp ,14.3.2011 tarihinde 26.117,29- TL çekilerek kapatıldığı belirlenmiştir. Davalı vekilinin mükerrer hesaplama yapıldığına ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle ; davalı bankanın kısıtlı adına çekilen paradan sorumlu tutulmasında isabetsizlik yok ise de ; davacıların zararının 11.6.2010 tarihinde çekilen 24.570- TL ile 14.3.2011 tarihinde çekilen 26.570- TL toplamı 51.118,01- TL nin davacıların payına isabet eden 2/3 ünün 34.078,67- TL olduğu, davacıların ancak bu bedeli talep edebilecekleri bu kısım bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yapılan mükerrer hesaplama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi yerinde bulunmamıştır.Yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ,davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ,yeniden karar verilerek davanın kısmen kabulüne ,tahsiline karar verilen tutara dava tarihinden itibaren bankacılık işlemi ticari iş bulunduğundan değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne;İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/608 Esas – 2020/681 Karar sayılı 16/11/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; 34.078,67-TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle eşit oranda davacılara ödenmesine,fazla istemin reddine,”İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 2.327,91-TL nispi karar ve ilam harcından 861,75-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.466,16-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yatırılan 886,95‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Davacılar tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti ve 320-TL tebliğ gideri olmak üzere toplam 2.120-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.435-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,Davalı tarafından yapılan 54-TL tebliğ giderinden ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 20-TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Davacılar lehine taktir olunan 17.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine taktir olunan 16.380,19-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Davalı tarafından yatırılan 861,71-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, Davacılar tarafından yapılan 34-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 25-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafından yapılan 34,50-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 11-TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/10/2023