Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/838
KARAR NO: 2023/1916
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2020
NUMARASI: 2018/1097 Esas 2020/868 Karar
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilin kendisine ait araç ile davalıya personel taşıma hizmeti verdiğini, karşılığında 31/01/2016 tarihli 4.915,25-TL, 29/02/2016 tarihli 4.080,58-TL ve 31/03/2016 tarihli 2.957,65-TL tutarlı faturaların tanzim edildiğini, davalının faturalara itiraz etmeyerek fatura bedelini kabul ettiğini, müvekkilinin davalıdan toplam 11.953,48-TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsil için 21/04/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun kısmi itirazı ile takibin durduğunu, icra mahkemesinde açtıkları davada mahkemece dava konusunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, anılan kararın işbu dava için kesin hüküm teşkil etmediğini, ödenmemiş faturaların davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi ile ortaya çıkacağını belirterek, 11.953,48-TL alacağın en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının müvekkili şirketten olan hak edişlerinin kısmen nakden ve kısmen de müvekkili şirketin bağlı bulunduğu grubun ana firması … firmasının anlaşmalı olduğu akaryakıt şirketlerinde taşıt tanıma sistemi hesabından akaryakıt ikmali sureti ile ödendiğini ve müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, takip tarihi itibariyle müvekkili şirket kayıtlarının incelenmesinde davacıya 1.727-TL borç bulunduğu tespit edilerek bu miktarın itiraz dışında bırakılarak ferileri ile birlikte ödendiğini, davacının hizmeti verdiğini ve faturalara konu alacağının bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davalı şirket adına düzenlenen faturalara dayalı olarak alacak davası açtığı, dosyaya davalı tarafça sunulan kiralık servis aracı sözleşmesinin taraflarının davacı ile … Ltd. Şti. olduğu, davalı şirketin bu sözleşmenin tarafı olmadığı, davacının davalı şirkete fatura düzenlemesinin davalı şirketi borçlu duruma düşürmeyeceği, davacının davalı şirkete hizmet sunduğunu ispat etmesinin gerektiği, davalı şirketin işbu davada taraf sıfatının bulunmadığı, davalı tarafın, anılan sözleşmenin tarafı olan … şirketinin de davalı şirketin içinde bulunduğu şirketler topluluğuna dahil olduğunu kabul ettiği, davacı tarafça akaryakıt şirketlerinde taşıt tanıma sistemi hesabından akaryakıt ikmali sureti ile borcun ödenemeyeceği ileri sürülmüş ise de, anılan sözleşmenin 5. maddesinde, işverenin tedarikçiye akaryakıt verme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, talep halinde limit belirlenmesi koşuluyla yakıt ikmali yapılacağının, verilen yakıt bedelinin tedarikçinin hak edişinden düşüleceğinin düzenlendiği, … firmasından getirtilen davacıya ait araca ilişkin … firması hesabından alınan akaryakıt dökümüne göre davacı aracının sözleşmenin tarafı olan bu şirket hesabından 17.029,72-TL miktarında akaryakıt ikmali yaptığının belirlendiği, davalı şirket ve sözleşmenin tarafı olan ilgili şirket tarafından yapılan ödemeler ve davacıya ait araca sağlanan akaryakıt ikmalleri dikkate alındığında, davacının talep konusu yaptığı faturaların üzerinde bir ödeme gerçekleşmiş olduğu, davacı vekili 29.02.2016 tarih ve 8.735-TL miktarlı makbuzla yapılan ödemeyi kabul etmediklerini bildirmiş ise de, makbuz altında yer alan müvekkiline ait kaşe üzerine atılı imzaya açık bir itirazda bulunmayarak, karar celsesinde buna ilişkin haklarını saklı tuttuklarını beyan ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; alınan bilirkişi raporu ve ek raporun hatalı olduğunu, davalı şirketin ticari defterlerinden defteri kebir ve envanter defterinin kapanış onayı bulunmadığından bu defterlerin lehe delil olarak kullanılamayacağını, davalının ticari defterlerinde yer alan 29.02.2016 tarihli 8.735-TL’lik ödeme makbuzuna açıkça itiraz etmiş olmalarına rağmen makbuz üzerinde imza incelemesi yaptırılmamış olmasının hatalı olduğunu, alacağın akaryakıt ikmali suretiyle ödenmesini kabul etmemekle birlikte, sunulan listede davacıya ait araca ait yakıt alım miktarlarının şaibeli olduğunu, zira aynı gün içerisinde 3-4 defa akaryakıt ikmali yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu miktarda bir akaryakıt alımının söz konusu olmadığını, ayrıca fatura alacağının yakıt ikmali suretiyle ödenmesi savunmasını kabul etmediklerini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma hizmet bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı ile davalı şirketin grup şirketi olan … Ltd. Şti. arasında düzenlenen kiralık servis aracı sözleşmesi kapsamında, davacının davalı şirkete taşıma hizmeti verdiği, davacı tarafça düzenlenen tüm faturalar davalıya hitaben düzenlenmiş olup, faturaların da davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olması karşısında, davalı şirket sözleşmeye taraf olmasa da hizmetin davalıya verildiği ve ödemelerin de davalı tarafça yapıldığı, taşıma ilişkisinin tarafların da kabulünde olduğu, davacı tarafça personel taşıma bedeli açıklamalı 31.01.2016 tarihli 4.915,25-TL, 29.02.2016 tarihli 4.080,58-TL ve 31/03/2016 tarihli 2.957,65-TL tutarlı faturalara dayalı olarak daha önce başlatılan icra takibinde davalı tarafça takibe itiraz edilmeyen 1.727-TL borcun icra dosyasına ferileriyle birlikte ödendiği, davacının açmış olduğu itirazın kaldırılması davasının icra hukuk mahkemesince reddi üzerine işbu alacak davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların ticari defter kayıtları ile davacı aracına davalının grup şirketi olan … hesabından alınan akaryakıta ilişkin kayıtların incelenmesi sonucunda alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında; davacının davalıya kesmiş olduğu 3 adet fatura toplamı 11.953,48-TL olup, davalı tarafça 29.02.2016 tarihli makbuzla 8.735-TL ve 09.05.2016 tarihinde icra dosyasına 1.727-TL ödeme yapıldığı, ayrıca davacının banka hesabına 12.07.2016 tarihinde 1.388,50-TL ödendiği, toplam ödeme tutarı 11.850,50-TL olup davacının bakiye alacağının 102,98-TL olduğu, … firmasından gönderilen kayıtlara göre davacının aracına 2016 yılı boyunca … firması hesabından verilen akaryakıt tutarının toplam 17.029,72-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının davaya dayanak tüm faturaları davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı tarafça borcun makbuz karşılığı, banka yoluyla ve anlaşmalı istasyonlardan akaryakıt ikmali yoluyla ödendiği ileri sürülmüştür. Davacı vekilince, kapanış onayı olmayan ticari defterlerin davalı lehine delil olamayacağı ileri sürülmüştür. Usulüne uygun tutulmayan ticari defterler sahibi lehine delil olamazsa da, somut olayda davalı tarafça ödeme iddiası bakımından davacının imzasını taşıyan makbuz, banka kayıtları ve anlaşmalı istasyonlardan alınan akaryakıt kayıtlarına dayanılmıştır. Bu kapsamda davalı tarafça davacıya 29.02.2016 tarihli makbuzla 8.735-TL, 09.05.2016 tarihinde borca mahsuben icra dosyasına 1.727-TL ve 12.07.2016 tarihinde davacının banka hesabına havale yoluyla 1.388,50-TL ödeme yapıldığı, ödeme toplamının 11.850,50-TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu ödemeler sonucunda davacının 102,98-TL alacağı kalmıştır. Yargılama sırasında … firmasından getirtilen kayıtlara göre davacının aracına … firması hesabından 2016 yılı içerisinde toplam 17.029,72-TL akaryakıt verilmiştir. Bu haliyle davacı alacaklı olmayıp dava tarihi itibariyle davalıya 16.926,74-TL borçlu durumdadır. Akdedilen sözleşmenin 5. maddesinde, işverenin tedarikçiye akaryakıt verme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, talep halinde limit belirlenmesi koşuluyla yakıt ikmali yapılacağı, verilen yakıt bedelinin tedarikçinin hak edişinden düşüleceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme doğrultusunda davacıya verilen akaryakıtın davacı alacağından düşülmesi yerindedir. Davacı vekilince akaryakıt alım miktarlarının şaibeli olduğu ileri sürülmüşse de bu hususta herhangi bir delil ileri sürülmemiştir. Davacı vekilince 29.02.2016 tarihli 8.735-TL’lik ödeme makbuzundaki imzanın müvekkiline ait olmayıp, makbuz üzerinde imza incelemesi yaptırılması gerektiği ileri sürülmüştür. Ancak yargılama sırasında davacı tarafın söz konusu makbuzdaki imzaya yönelik açıkça bir itirazı söz konusu değildir. Nitekim davacı vekili 05.11.2020 tarihli son duruşmada da imzaya ilişkin dava açma haklarını saklı tuttuklarını beyan etmiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu iddianın istinaf aşamasında ileri sürülmesi de mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/12/2023