Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/837 E. 2023/1958 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/837
KARAR NO: 2023/1958
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2020
NUMARASI: 2020/337 Esas – 2020/884 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVACI: Davacı vekili; müvekkilinin 14.01.2020 tarihli fatura içeriği emtiayı davalıdan satın alarak bedelini 10.03.2020 vadeli 35.000-TL bedelli çek ile ödediğini, faturadaki 1.080 kg. alüminyum profilin (ekoselli) 15.01.2020 tarihinde teslim alındığını, satına alınan emtianın bükülebilir nitelikte olması gerekirken üretime başlanır başlanmaz işleme esnasında kırıldığını ve numune olarak gösterilen ürüne uygunluk göstermediğinin görüldüğünü, bunun üzerine faturanın davacıya iade edilerek 22.01.2020 tarihinde ayıbın ihbar edildiğini, davalının ise 28.01.2020 tarihli ihtarname ile ayıp iddialarını reddettiğini, müvekkilinin ürün siparişinden önce davalıya numune gönderdiğini ve uygunluğu taahhüdü ile sipariş verdiğini belirterek, ayıplı emtia sebebiyle davalıya ödenen 35.000-TL bedelin tahsil tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının açık ayıplı olmadığını bildirdiği emtianın siparişte belirtilen vasıf ve ölçülere uygun olarak teslim edilmiş olup, muhtemelen yanlış uygulama kaynaklı ayıplı hale gelmiş olmakla, müvekkilinin kusurundan kaynaklanan üretim hatasının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;teknik bilirkişi raporuna göre malın davacı tarafın kusuru ile hatalı olarak sipariş edildiği anlaşılmakla, olayda ticari satıma ilişkin ayıp hükümlerinin uygulanamayacağı, kaldı ki tacir olan davacının malın termikli olduğunu anlayıp açık ayıp niteliğindeki bu durumu TTK’nın 23 maddesi gereğince 2 gün içerisinde ihbar etmesi gerektiğini, ancak tebliğ şerhi bulunmayan ihtarname keşide tarihinin 22.01.2020 tarihi olduğu gözetildiğinde, 15.01.2020 tarihinde malın teslim edilmesi nedeniyle ayıp ihbarının süresinde olmadığı, yine davacı tarafça inceleme gün ve saatinde hazır bulunulmadığı gibi ihtarname içeriğinde belirtilen numunelerin de dosyaya sunulmadığı, bilirkişilerin inceleme gün ve saatinde hazır bulunmayan tarafla sonradan iletişim kurma gibi bir görevinin bulunmadığı, sonuç olarak davacı tarafından dava dosyasına sunulmuş emtiaya ilişkin tespit, tutanak veya uzman raporu bulunmadığından ve alüminyum profilde bir hata bulunmadığı, sorunun termiksiz sipariş edilmesi gereken ürünlerin davacının kusuru ile termikli olarak sipariş edilmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; mahkemece sektörel bilirkişinin yerinde inceleme yaparak rapor tanzim etmesine karar verilmesine rağmen, bilirkişi heyetinin mahkeme kaleminde defter incelemesi yapmak suretiyle rapor tanzim ettiğini, yerinde görülmeyen bir emtia hakkında işleme esnasında zarar gördüğünden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece tayin edilen inceleme günü emtianın bulunduğu yerde hazır olmalarına rağmen mahkemeden ve bilirkişi heyetinden inceleme için gelen olmadığını, bilirkişi olarak inşaat mühendisi atanmasının hatalı olduğunu, zira dava konusu ayıplı emtia makine sektörünü ilgilendiren, yangın söndürme cihazlarının üretiminde kullanılan bir ürün olup, makine mühendisi bilirkişi atanması gerektiğini, mahkemece numune sunulmadığından bahsedilmişse de, 6 metre uzunluğundaki alüminyum borunun adliyeye getirilmesinin mümkün olmadığını, mahkemece ayıplı emtianın bulunduğu mahalde atanacak işin uzmanı bilirkişiler marifetiyle keşif işlemi yapılması gerektiğini, ayrıca takdir edilen vekalet ücretinin tarifeyi aştığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satıma konu emtianın ayıplı olduğu iddiasıyla, ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesi uygulanır. TBK’nın 223. maddesine göre; alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Somut olayda; davalı tarafından davacıya 14.01.2020 tarihli fatura konusu 1.080 kg. alüminyum profil satışı yapıldığı ve ürünün 15.01.2020 tarihinde davacıya teslim edildiği, 35.000-TL tutarındaki satış bedelinin davacı tarafından keşide edilen 10.03.2020 keşide tarihli 35.000-TL bedelli çek ile ödendiği tarafların kabulündedir. Satış konusu alüminyum profilin davacıya tesliminden sonra davacı tarafça keşide edilen 22.01.2020 tarihli ihtarname ile, ürünün bükülebilir nitelikte olması gerekirken üretime elverişli olmayıp işleme esnasında kırıldığı iddia edilerek ayıp ihbarında bulunulmuş olup, mahkeme gerekçesinde tebliğ şerhinin dosyada bulunmadığı belirtilmiş olsa da, davacının 11.09.2020 tarihli dilekçesi ekinde UYAP sisteminden dosyaya ibraz edildiği ve incelenmesinde, ihtarnamenin 24.01.2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının ayıp ihbarının süresinde olmadığı ve ürünün ayıplı olmadığı kabul edilmişse de, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının denetlenebilmesi için öncelikle iddia edildiği gibi ürünün ayıplı olup olmadığının, ayıplı ise ayıbının gizli veya açık ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Bu hususta mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, dava konusunun alüminyum profil ürünü olmasına rağmen uzmanlık alanı olmayan inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır. Ayrıca mahkemece yerinde inceleme yapılması yönünde ara karar verilmiş olmasına rağmen, bilirkişi tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürün üzerinde bir inceleme yapılmaksızın dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, alüminyum profilde bir hata bulunmadığı, sorunun termiksiz sipariş edilmesi gereken ürünün davacının kusuru ile termikli olarak sipariş edilmesinden kaynaklandığı şeklindeki varsayıma dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek, ayıp ihbarının süresinde olmadığı ve ürünün ayıplı olmadığı gerekçesiyle, eksik inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Ancak uzmanlık alanı farklı bilirkişi tarafından ve dava konusu ürün üzerinde inceleme yapılmaksızın düzenlenen söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınması mümkün değildir. Bu durumda alüminyum profil konusunda uzman metalurji ve malzeme mühendisi bilirkişi aracılığıyla ayıplı olduğu iddia edilen ürün üzerinde usulüne uygun olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak, satışa konu ürünün ayıplı olup olmadığının, ayıplı ise ayıbının gizli veya açık ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığının tespiti ile varılacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/337 Esas – 2020/884 Karar sayılı 30/12/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE”Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2023