Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/824 E. 2021/760 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/824
KARAR NO : 2021/760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/11/2020
NUMARASI 2018/64 Esas 2020/543 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı ….Ltd. Şti. arasında 26/11/2010 tarihli “…” münhasır Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı bayinin o dönem hissedarları olan davalıların 27/05/2011 tarihli kefaletnameyi imzaladıklarını, davalıların anılan kefaletnameden dolayı 100.000-TL’ ye kadar müteselsil kefil olduklarını, bu kefaletname ile çek ve senetlerden veya diğer bir alacağın herhangi birinin ödenmemesi halinde vadesi gelmemiş diğer borçların da muaccel olacağının kabul edildiği, dava dışı bayinin müvekkili şirketin alacaklı olduğu bonoları vadesinde ödememesi üzerine İstanbul …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ile İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibi açıldığını, davalıların başta yetkiye, asıl borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu, bu nedenlerle davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaya yaptığı itirazların iptaline, davalıların inkar olunan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1- Davalılar … ve … vekili;icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, 2011 yılındaki kefaletin müvekkillerinin şirket ortaklıklarının devam ettiği dönemi kapsaması gerektiği, 2014 yılında ortaklıktan ayrıldıkları, süresiz olarak bir kişinin bir hukuki ilişkiye kefil olmasının düşünülemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini, %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … vekili; hukuken geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığını, davacı şirketin müvekkili ile asıl borçlu şirketin ilişkisi bittikten sonra, asıl borçlu ile başkaca sözleşmelerin imzaladığını, ticari ilişkisini devam ettirdiğini,davacı şirketin gerçek ticari ilişkide bulunduğu şirket ve ortakları ile yeni sözleşmeler yaptığını ve teminatlar aldığını, müvekkilinin şirketle bir bağlantısı kalmamasına rağmen müvekkilinin kefaletinin devam ettirilerek sorumluluğuna gidilmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yetki ilk itirazının kabulü ile dosyanın Emirdağ Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, davacının %20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, asıl borçlu şirketin cari hesaptan doğan borçlarını davacı alacaklı şirkete ödeyemediği, davalıların asıl borçlu şirket için 100.000-TL’ye kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları, bu yüzden asıl borçlu şirket gibi 100.000-TL’ye kadar borçtan hukuken sorumlu oldukları, bilirkişi incelemesi sonucunda asıl borçlu şirketten tahsilat sağlanamadığı gibi kefalet tutarının asıl borç tutarı içinde kaldığı, davacının müteselsil kefil olan davalıları tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ayrıca takip etme hakkının bulunduğu, şirket ortaklığından ayrılmanın kefalet sorumluluğunu kendiliğinden sona erdiren yasal bir sebep olmadığını, davalı müteselsil kefillerin alacaklı davacı şirkete karşı kefalet tutarı kadar borçtan hukuken sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne ve takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşıldığından davalılar aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, müvekkilinin 2011 yılında ortak olduğu ancak 2013 yılında ortaklıktan ayrıldığı asıl borçlu şirket için verilmiş olan kefaletnameye dayandığını,davacı şirketin alacağını müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra aldığı rehinlerle teminat altına almış olmasına rağmen kötü niyetli olarak müvekkiline başvurduğunu, müvekkilinden alınan kefalette ortaklıktan ayrılmasına rağmen tüm borçlardan sorumluluk şeklinde olduğundan geçersiz olduğunu, uyuşmazlıkla birebir bağlantılı olan İstanbul 11.ATM’nin 2018/62 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi talebinin değerlendirilmediğini,delillerinin toplanmadığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı …. A.Ş. ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti arasında 26/11/2010 tarihinde “…” marka beyaz eşya ürünlerine ilişkin bayilik sözleşmesinin akdedildiği, davalılar …,… ile …’ın 27/05/2011 tarihli Kefalet Sözleşmesi ile asıl borçlu şirketin alacağı her türlü emtiaya karşılık oluşacak borçları ve her ne sebepten olursa olsun borçlandığı, borçlanacağı, ödemekle yükümlü olduğu veya olacağı, gerek senetlerle, çeklerle gerekse cari hesap sözleşmeleri, defter kayıtları, temliknamelerle veya diğer her türlü belgelerle sabit olan borçlardan dolayı 100.000-TL limitle davacı şirkete karşı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olmayı üstlendikleri anlaşılmaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde asıl borçlu şirketin davalıların kefalet limitini aşan tutarda borcu bulunduğu belirlenmiş ve İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … -esas sayılı dosyasında 788.460-TL borcun tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapıldığı ve yine ipotekli takip dosyasıyla tahsilde tekerrür etmemek üzere İstanbul ….İcra Dairesinde … esas sayılı dosyada 364.603-TL alacak için asıl borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine dayalı takip yapılmıştır. Kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. Kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşulları sözleşmenin imza tarihi itibariyle 818 sayılı eBK hükümleri uygulanacaktır. Kefaletnamenin incelenmesinde geçerlilik koşullarını taşıdığı tesbit edilmektedir.Her ne kadar davalı taraf, asıl borçlu şirketin ortaklıktan ayrıldığını borçtan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de; kefil olan ortak, ortaklıktan ayrılsa bile, onun ortak olduğu zamanda yüklendiği kefaletlerden dolayı sorumluluğu aynı şekilde devam edecektir. Kefaletin sona erme sebepleri arasında ortağın ortaklıktan ayrılma, kefaleti sona erdiren bir neden olarak düzenlenmemiştir. Dolayısıyla ortak ortaklıktan ayrılsa, böylelikle kefil olmasına neden olan temel sebep ortadan kalksa bile, yine de ortak olduğu zamanki kefaletlerinden sorumlu olmaya devam edecektir.Davalı … vekilinin birleştirme talebi üzerine karar oturumunda İstanbul 11.ATM nin 2018/62 esas sayılı dosyası incelenmiş,dosyanın ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu ,gerekli görülmediğinden ,birleştirme talebinin reddine karar verildiği,davalı vekilinin birleştirme talebinin incelenmediğine yönelik istinaf sebebinin yerinde olmadığı, birleştirme kararı verilmesi gereken hukuki bir zorunluluk da olmadığı anlaşılmaktadır. Davaya konu icra takibi İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası olup, takip talebi ve ödeme emrinin incelenmesinde asıl borçlu hakkında devam eden icra takip dosyalarının numaraları bildirilerek tahsilde tekerrür etmeme kaydı konulmadığı anlaşılmaktadır. Anlatılanlara göre ;davalı … vekilinin kefaletinin son bulduğu ,şirketin borcundan sorumlu tutulamayacağı ,delillerin toplanmadığı ,birleştirme talebinin incelenmediğine yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,icra dosyasında tahsilde tekerrür etmeme koşulu yazılmadığı ve ilk derece mahkemesince bu kayıt konulmuş ise de dosya numaraları yazılmadığından bu hata /eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulüne ,hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/64 Esas-2020/543 Karar sayılı ve 18/11/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “1-Davanın kabulü ile; (İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyalar ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) Davalıların İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına, 2- Asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 20.000-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 6.831-TL karar harcından, mahkeme veznesine peşin yatırılan 1.207,75-TL, icra dosyasına yatan 500-TL olmak üzere toplam 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 1.748,85-TL peşin harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davacı tarafından yapılan 2.000-TL bilirkişi ücreti ve 126-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.126-TL yargı giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davacı lehine takdir olunan 13.450-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,Davalı … tarafından yatırılan 1.648,45-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/05/2021