Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/801 E. 2023/1918 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/801
KARAR NO: 2023/1918
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021
NUMARASI: 2019/673 Esas – 2021/74 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilince alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız takip başlatıldığını, davalının borcuna karşılık müvekkiline 11.11.2013 ödeme tarihli senet verdiğini, ancak 3 yıl geçmesi nedeniyle ödenmeyen senedin tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, zira davalının müvekkilinden nakdi yardım istemesi üzerine müvekkilinin birikmiş tüm parasını davalıya verdiğini, bunun karşılığında davalı tarafından müvekkiline senet verildiğini belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın daha önce haksız şekilde Küçükçekmece … İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı takip başlattığını, müvekkilince takibin iptali istemiyle Küçükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/1076 esas ve 2018/196 karar sayılı ilamı ile takibin iptal edildiğini, davacının bu sefer de aynı konuda Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlattığını, müvekkilinin alacaklı taraf ile hiç bir şekilde borç alma ilişkisi yahut ticaretinin olmadığını, takibe konu senette “malen ahzolunmuştur” ibaresinin bulunduğunu, dolayısıyla davacı tarafın borç verdiği iddiası ile çeliştiğini, dava konusu rakam nedeniyle iddianın tanıkla ispat edilemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu, takibe konu senet zamanaşımına uğramış olup, senet altındaki imza inkar edilmediğinden yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, iddianın tanıkla ve her türlü delille ispat edilebileceği, davacı tanıklarının çelişkili beyanları ile senedin düzenleme nedeninin talil edildiği, takibe konu senet üzerinde bedeli malen ahzolunmuştur ibaresine rağmen tanık beyanlarında senedin nakden davalıya verildiği beyan edildiğinden, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; müvekkilince davalıya temin edilen mallar karşılığında takip konusu senedin verildiğini, söz konusu malların teslimine ilişkin delilleri sunduklarını, mahkemece talep halinde ticari defterlerin incelenmesine karar verilmesine rağmen bu hususta bir ara karar verilmediğini, sadece tanıklarının beyanlarının alındığını ve tanıkların davalının müvekkiline borçlandığını doğruladığını, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmakta olup buna ilişkin delilleri sunduklarını, davalının müvekkilinden aldığı mallar karşılığı senedi imzalayıp müvekkiline verdiğini, taraflar arasında 11.10.2013 tarihinde anlaşma yapıldığını, davalının müvekkilinden alacağı 103.972-Euro değerinde mal karşılığında 50.000-Euro ödediğini, ödenmeyen 28.000-Euro karşılığı 70.875-TL için de takibe konu bononun verildiğini, davalıya ait olan … Tekstil şirketine müvekkillerine ait Bulgaristan’daki şirket tarafından malların gönderildiğini, davalının malların bedelini ödediğini ispatlayamadığını, buna ilişkin olarak taraflar arasındaki mail yazışmaları, faturalar ve hamule senetlerini sunduklarını, ancak bu delillerinin mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak ilamsız takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça davalının keşidecisi olduğu 11.10.2013 keşide tarihli, 11.11.2013 ödeme tarihli ve 70.875-TL bedelli bonoya dayalı olarak 30.10.2018 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresinde borca itirazı üzerine işbu davanın açıldığı, üzerinde malen kaydı bulunan bononun zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü, senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni mal ya da nakit olarak belirtilmişse, senette yazılı borç sebebine dayanılacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır. Bu kapsamda bonoda malen kaydı bulunduğunda, bu bono karşılığında mal teslim alındığı yolunda karine vardır. Bu durumda bonodaki kaydın aksini iddia eden tarafın, malı teslim almadığı yolundaki iddiasını yazılı delille veya yemin delili ile kanıtlaması gerekir. Takip ve dava konusu bonoda malen kaydı yer almaktadır. Ancak davacı tarafça dava dilekçesinde, müvekkilince davalıya borç para verildiği, karşılığında takip konusu senedin alındığı ileri sürülmüştür. Davacı vekilince 26.12.2018 tarihli dilekçede müvekkilinin davalıya borç verdiğine dair tanıklarının bulunduğu, 13.12.2019 tarihli dilekçede de müvekkilinin annesinden aldığı parayı davalıya verdiği, buna ilişkin de senet aldığı beyan edilmiştir. Dolayısıyla davacı tarafça bono üzerinde ihdas nedeni olarak yer alan malen kaydı talil edilmiştir. Bu durumda ispat yükü yer değiştirmiş olup, ispat yükü üzerinde bulunan davacı, zamanaşımına uğramış bononun yazılı delil başlangıcı niteliği nedeniyle davalıya borç para verdiğini tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilecektir. Bu kapsamda davacı tarafça bildirilen tanıkların beyanları alınmışsa da, tanıklardan birisi bononun satışı yapılan mal bedeli karşılığı alındığı beyan etmişken, diğer iki davacı tanığı ise davacının davalıya borç para verdiğini beyan etmiştir. Görüldüğü üzere tanık beyanları da kendi içinde çelişkili olup iddianın ispatlandığını kabule elverişli değildir. Davacı vekili tarafından dilekçe teati aşamasından daha sonraki aşamalarda senedin davalıya gönderilen malların bedeline karşılık verildiği ileri sürülerek mal gönderilmesine ilişkin bir kısım deliller sunulmuşsa da, iddianın genişletilmesi niteliğindeki bu beyan ve delillere davalı tarafça açıkça muvafakat edilmediğinden, davacının bu iddia ve delillerinin incelenmesi mümkün değildir. Davacı tarafça yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2023