Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/774 E. 2021/638 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/774
KARAR NO: 2021/638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2020
NUMARASI: 2019/932 Esas 2020/219 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı kurum sigortalısı olan …’in geçirdiği meslek hastalığı sonunda malul kaldığını; kurumca zararının ödendiğini; müvekkili kurumun ödediği zararın, işçinin şirketine İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesi’nin 2019/61 Esas sayılı dosyası ile rücu ettiğini, ancak şirketin ticaret sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını belirterek; tasfiye halinde … Limited Şirketinin yargılamanın devamı ve kararın infazında, tüzel kişiliğe sahip olması için işbu davayı açtıklarını; mahkemece bu davayı açmak üzere yetki verildiğini belirterek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : 1-Davalı … Müdürlüğü vekili, şirketin kendi kendini tasfiye etmesi sonunda ve tasfiye memurunun, tasfiye raporunu ibraz etmesi ile şirketin sicilden terkini işleminin gerçekleştirildiğini;sicilin bir kusuru bulunmadığını belirterek, davanın kabulü halinde, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin müvekkiline yüklenmemesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin 01/04/2011 tarihinde görevinden ayrıldığını, o tarihten bu yana herhangi bir talebinin söz konusu olmadığını,şirketin 29/12/2011 tarihinde tasfiye olarak sicilden terkin edildiğini, tasfiyesinin kanuna uygun yapıldığını, davacı kurumun tasfiye esnasında herhangi bir alacak talebi olmadığı gibi, tasfiye öncesinde de bir alacak talebinin bulunmadığını belirterek, ek tasfiye şartlarının gerçekleşmediğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, zamanaşımı iddiasının iş mahkemesindeki davaya konu alacak yönünden olup, o davada değerlendirileceği, ortada devam eden bir dava sebebiyle, davalının zorunlu olarak kazanması gereken bir tüzel kişilik problemi bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; yeniden tüzel kişilik kazanmasına karar verilen şirketin, sicilden tasfiye sonunda terkin edilmiş olup; tasfiye kararını bu şirketin verdiği, kendi tasfiyesi sonunda ve kendi talebi ile terkin olduğu, bu nedenle, dava kabul edilse de, davalılar aleyhine vekalet ücreti takdir edilmeyerek, yargı giderinin de davacı üzerinde bırakılmasına, asfiye memurunun da zorunlu olarak tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; kabul kararı üzerine lehine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 23/12/2011 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesi’nin 2019/61 Esas sayılı dosyasında davasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak kurum tarafından davadışı işçiye yapılan ödemelerin rücusu için tasfiyenin kapatılmasından evvel ki zarar iddiası nedeniyle dava açıldığı anlaşılmakla tasfiyenin usulünce yapılmadığının kabulü gerekmektedir. H.M.K.’nın 326-(1) maddesinde; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir. Ancak ek tasfiye gerektiğinden yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilemez.Ancak davada haksız çıkan davalı tasfiye memuru aleyhine yargı giderine hükmetmek gerekmektedir. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülerek,hükmün kaldırılarak davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/932 Esas-2020/219 Karar sayılı ve 01/07/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde …’de kayıtlı iken 23.12.2011 tarihinde ticaret sicilinden terkin edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin; İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 2019/61 Esas sayılı dosyasındaki yargılama süreci ve verilecek kararın kesinleşmesi ve kararın infazı süreci ile sınırlı olmak üzere TTK 547.maddesi gereğince ek tasfiyesi gerektiğinden tüzel kişiliğinin ihyasına, Tasfiye memuru olarak …’in görevlendirilmesine, Karar kesinleştiğinde ihya işlemi ve neyle sınırlı olarak ek tasfiyeye karar verildiğinin sicile şerhi için karardan yeterli suretinin İstanbul Ticaret Siciline gönderilmesine” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 59,30-TL maktu karar harcının davalı …’den tahsiliyle hazineye gelir kaydına , Davacı vekili için takdir olunan 4.080-TL maktu vekalet ücreti ile davacı tarafından yapılan 171,50-TL ilk derece yargı gideri ile 111-TL istinaf yargı giderinin davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine, Yasal hasım olan ticaret sicili aleyhinde yargı gideri hükmolunmasına yer olmadığına , Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/04/2021