Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/77 E. 2023/931 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/77
KARAR NO: 2023/931
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020
DAVA: İtirazın İptali
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 166.963-TL asıl alacak, 2.488,43- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 169.451,43 TL’lik borcu sebebiyle ilamsız takip yapıldığını, müvekkili şirketin borçlu şirketin talep ettiği toplam ağırlığı 727,296 kg ve yine toplam ağırlığı 460,856 kg olan pamuğu borçlu şirkete göndererek üzerine düşen edimleri tam zamanında ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, buna karşılık borçlu şirketin toplam ağırlığı 1.188,152 kg olan pamuğun karşılığı olan ödemeyi yapmadığını, sadece kısmi ödemelerde bulunduğunu, borçlu şirket tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra icra takibindeki asıl alacak kadar borcu bulunmasına rağmen borçlu şirketin, yapılan takibe haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasındaki anlaşma, sipariş, malın gönderilmesi, ödeme konusu, kalite vs tüm hususların telefon faks ve mail yolu ile gerçekleştirildiğini, davacının Yunanistan’dan partiler halinde gönderdiği pamuğun kalitesinin oldukça düşük çıkması ve istenilen özelliklerde olmaması sorunu ortaya çıktığını, bu durumu müvekkili şirketin, davacıya ve acentesine bildirdiğini, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde ortaya çıkan kalite sorununun fiyatta iskonto ve ödemede indirim yolu ile çözüldüğünü, müvekkili şirketin 25.454 USD indirimi yeterli görmemesi üzerine yapılan görüşmeler neticesinde 84.800 USD daha indirime gidildiğini, müvekkili davalı şirketin indirimden geriye kalan borcunu davacıya ödedikten sonra, davacın şirketin sanki kalite sorunu ortaya çıkmamış ve indirime gidilmemiş gibi indirim yapılan miktarı geri istemeye başladığını beyanla, davanın reddine, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MEHKEME KARARI: Mahkemece, Davalı taraf, davacının gönderdiği pamuğun kalitesinin düşük ve istenilen özelliklerde olmaması dolayısıyla ayıplı olduğu iddiasında bulunmuş olsa da bu duruma ilişkin davalı tarafından sunulan dayanak bir belge ve kaydın bulunmadığı, pamukların ayıplı olduğuna ilişkin yaptırılan bir tespit,analiz ve bunun sonucunda alınan bir raporun da mevcut olmadığı, davalı tarafça hem süresinde hem de TTK.18/3 maddesinde belirtilen usullere uygun olarak yapılan ayıp ihbarı bulunmadığı, acente olduğu davalı tarafça iddia edilen …’nun davacı ile yaptığı görüşme neticesinde fiyattan toplamda 110,254- USD indirim yapıldığının adı geçen tarafından kendilerine iletildiği iddiaları bakımından yapıldığı iddia edilen indirim konularında davacı ve davalı arasında yapılan görüşme ve varılmış bir mutabakat bulunmadığı, davalının, adı geçen …’nun davacının Türkiye’de ki acentesi olduğunu dosya kapsamına sunulan somut bilgi ve belgelerle ortaya koyamadığı, TTK 106. maddesi uyarınca acentenin, alacağın miktarını indirme konusunda müvekkilinin özel ve yazılı izni veya vekâleti olması gerektiği, dolayısıyla … ile gerçekleştirilen ödemede indirim yapılmasına ilişkin görüşme ve varılan mutabakatın davacıyı bağlamayacağı, davanın kabulü ile davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili,mahkemenin 667 – 668 nolu faturaların durumu ve 84.800- USD’lik indirim belgesine ilişkin konuları aynı gerekçe ile değerlendirdiğini, davalı şirketin, Yunanistan menşeili davacı firmadan değişik zamanlarda ve değişik miktar ve fiyatlarda aldığı pamuklar ile ilgili, davacının Türkiye’deki temsilcisi … adlı şahıs ile onlarca anlaşma yaptığını, Kayseri Gümrük Müdürlüğü’nden gönderilen ve sahte olduğu iddia edilen iki adet fatura üzerindeki imzaların Davacıya ait olup olmadığının tespiti yönünden imza incelemesi yapılması gerekirken yapılmadığını, sadece …’nun yetkisi yönünden değerlendirilmesinin doğru olmadığını, …, acentenin vasıflarını taşımıyor olsa bile; TTK.’nm 103. maddesinin 1/ b bendindeki yer alan hüküm gereği acentelikle ilgili hükümlere tabi olduğunu, bir çok sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını meydana getirdiğinin, taraflarca benimsemesinden sonra sadece yapılan bir iki işlemin hüküm doğurmadığı, tarafları bağlamadığının kabul edilemez olduğunu, iki taraf arasındaki birden çok sözleşmelerin adı geçen şahsın aracılığıyla yapıldığı, bu kişinin taraflar arasındaki iletişimi sağladığı şüpheye yer vermeyecek kadar açık olduğunu,alacağın %40 oranında inkar tazminatına hükmedilmesinin adil bir karar olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava,ticari satım nedeniyle ödenmeyen bakiye bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uluslararası ticari satıma konu ve dava konusu takibe dayanak yapılan pamuk alım- satım işinde Davacı taraf, Davalıya 1.188.152 Kg pamuk sattığını, kısmi ödeme yapıldığını fakat bakiye borcun ödenmediğini iddia ederken Davalı taraf, pamukların düşük kalitede ve ayıplı olması nedeniyle durumun Davacı temsilcisi ve acentesi olan …’na bildirdiklerini ve fiyatta iskonto ve ödemede indirim yoluyla ayıbın giderilerek uzlaşma sağlandığını ve borçlarının kalmadığını iddia ettikleri anlaşılmaktadır.Davacının Davalıya 1.188.152 Kg pamuk ihraç ettiği, Davalının malı tam ve eksiksiz teslim aldığı, bedelin bir kısmının ödendiği ve takibe konu edilen kısmın ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Davalı taraf, cevap dilekçesinde sözleşmede indirim hususunu açıklarken ayıbın anlaşılmasından sonra Davacının birim fiyatı aşağı çekerek 25.454 USD iskonto yaptığını ve bunu faturaya yansıttığını, daha sonra bu indirimin yeterli olmaması nedeniyle acente aracılığıyla yapılan görüşme sonucu 84.800- USD daha indirim yapıldığını ve iade faturası düzenlediklerini, toplamda 110.254- USD indirim yapıldığını ve borç kalmadığını beyan etmektedir. Davacı taraf, faturaların sahte olduklarını ve Türkiye’de acente veya temsilciliklerinin olmadığını ileri sürmüştür. Öncelikle faturalara yansıtıldığı iddia edilen 25.454 USD iskonto ele alındığında Gümrük Müdürlüklerinden gelen belge ve kayıtlar üzerinde yaptırılan incelemeler sonucunda Davacı tarafından Yunanistan’dan 64.088,64- USD tutarlı ihraç edilen pamuk cinsi emtianın, davalı tarafından Türkiye’de 25.247,04 USD daha düşük kıymetle 38.841,60 -USD tutarla ithal edildiği, 19.06.2009 tarih ve 865 no’lu ihracat beyannamesine ekli Kayseri Gümrük Müdürlüğü’ne Davalı tarafça ibraz edilen 23.06.2009 tarih ve … no’lu ithalat beyannamesine ekli 667 ve 668 no’lu faturaların muhteviyat ve rakamlarının örtüşmediği, çıkış gümrüğüne ibraz edilen faturaların daha sonra değiştirildiği, 667 ve 668 no’lu faturalarda yazan 0080 ve 080 no’lu irsaliyelerin başka faturalara ait olduğu tespit edilmesine göre Gümrük mevzuatı yönünden sahte olan 667 ve 668 no’lu faturalar yönünden Davacı tarafça düzenlenip çıkış gümrüğüne ibraz edilen faturaların esas alınması gerektiği, faturaların daha sonradan kim tarafından değiştirildiği veya yaptırılacak imza incelemesinin bu sonuca etkisinin bulunmadığı, ayıbın tespiti için yaptırılan tespit vb. bulunmadığı ve ayıp bildirimi yapıldığına dair somut delil de bulunmadığına göre 19.06.2009 ile 23.06.2009 tarihleri arasında faturada iskonto yapılmayı gerektirir bir husus söz konusu olamayacağı anlaşılmakla Davalı vekilinin faturalar üzerinde imza incelemesi yapılmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı taraf, 25.454 -USD fatura iskontosunun yeterli gelmemesi nedeniyle durumun Davacının acentesi olan …’na bildirilerek görüşme sağlandığı ve Acentenin 84.800- USD daha indirim sağladığı beyan edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti içinde merkez veya şubesi bulunmayan yabancı tacirler ad ve hesabına ülke içinde işlemlerde bulunanlar hakkında da olay tarihi itibariyle 6762 sayılı Kanun’nun 117/3 maddesi uyarınca Acentelik hükümlerinin uygulanması gerekir.Somut olayda …’nun Davacı yabancı menşeili şirket için sürekli olarak ticari işletmesini ilgilendiren konularda aracılık ettiğini gösterir veya bedelde indirim yapabileceğine ilişkin özel ve yazılı izni bulunduğuna ilişkin somut delil bulunmadığı, yapılan işleme Davacının icazet verdiği kanıtlanamamış olmasına göre Davalı vekilinin dava dışı …’nun acente olduğu ve onun aracılığıyla bedelde indirim yapıldığına yönelik istinaf sebebinin yerinde görülmemiştir. İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda takip ve dava konusu alacak satım faturalarına dayalı likit nitelikde olduğundan,icra takip tarihinde yürürlükte bulunan İİK nın 67.maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 11.575,22-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 2.893,81‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.681,41-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 37,5‬0-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023