Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/763
KARAR NO: 2021/1213
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2019/169 Esas 2020/363 Karar
DAVA: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2021
Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili , müvekkili şirket ile davalı şirket arasında taşıma ve nakliyat işlemleri sebebiyle ticari ilişki olduğunu, bu ilişkiye istinaden müvekkili şirketin davalı şirkete olan cari hesap alacağına ilişkin ihtarname gönderdiğini ,ancak davalı şirketin sadece 3.568-euro ödediğini, kalan 1.482,86-euro cari hesap alacağının devam ettiğinden söz konusu alacağın tahsili için iş bu davanın açıldığını,davalı şirketin ikametgahının Küçükçekmece olduğundan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu,cari hesap alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ; davaya konu taşımanın uluslararası taşıma olduğunu, Türkiye’nin de taraf olduğu deniz yoluyla yapılan yük taşımalarıyla ilgili olarak Lahey Kuralları “konşimentolu Taşımalar Hakkında Bazı Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” hükümlerine göre taşıma işlemlerinin gerçekleştirildiği, TTK 1246/1 gereği davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu taşımanın 09/10/2013 tarihinde tamamlandığını, davacıya bakiye depozito iadesinin 24/11/2015 tarihinde yapıldığını, davanın ise 14/08/2018 tarihinde açıldığı belirterek bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek öncelikle zamanaşımı nedeniyle davanın reddini talep ettiğini,davacıya hasarsız olarak teslim edilen ancak hasarlı olarak iade alınan konteynerler nedeniyle müvekkili şirketin konteyner acentesine yaptığı ödemeyi depozitodan mahsup ederek davacıya rücu etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı tarafça cevap dilekçesi ile usulune uygun zamanaşımı itirazında bulunulduğu, TTK md 1246′ da gemi kira sözleşmeleri ile zaman çarteri sözleşmelerinden ve navlun sözleşmelerinden veya konişmentodan veya onun düzenlenmesinden doğan alacakların bir yılda zamanaşımına uğrayacağının, sürenin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağının ifade edildiği, davalı tarafça 10.10.2013 tarihli deniz navlunu faturası düzenlendiği, davalının bu haliyle taşıyan, davacının ise taşıtan olduğu, davalının taşıma edimini ifa ettiği hususunun dosyada mevcut 08.09.2013 tarihli konişmentolar ve gümrük kayıtları ile de sabit olduğu, 05.12.2013 tarihinde de davalı şirketin …’ye hasarlı konteyner için ödeme yaptığı, davalının depozito bedelinden 2.070, 64-usd ödemeyi düştükten sonra 24.11.2015 tarihinde bakiye 3.568-euro’ yu davacıya ödediği, alacağın bu tarihte muaccel olduğu, davanın ise 14.08.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; alacağın cari hesap alacağından kaynaklandığını, Amerika’dan Türkiye’ye gemi ile konteynerde deniz yolu ile adına gelen ithalat işleminde davalı tarafın forwarder sıfatıyla taşımayı gerçekleştirdiğini, eğer davalı tarafın sorumluluğunda gerçekleşen taşımaya ilişkin davalı taraftan bir alacak olsa idi burada TTK 1426 gereği 1 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanabileceğini, ancak somut olayda davalı tarafından haksız olarak kesilen ve haksız zenginleştiği hasar bedelinin talep edildiğini, karma taşıma söz konusu olduğundan konteynerin denizde mi karada mı nerede hasarlandığının belli olmadığını, zamanaşımı ve sürenin başlangıcı konusunda hatalı karar verildiğini,sebebsiz zenginleşme hükümlerine dayandıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşımada kullanılan konteyner hasarının davacı tarafından ödenen depozito bedelinden kesinti yapılarak iadesi üzerine haksız olarak kesildiği iddia edilen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, konteynerdeki hasarın kendilerinden kaynaklanmadığından kesinti yapılmasının haksız olduğunu ileri sürmüş, davalı ise zamanımı def’inde bulunmuş ve hasarsız teslim edilen ancak hasarlı olarak iade alınan konteynerler nedeniyle müvekkili şirketin konteyner acentesine ödeme yapmak zorunda kaldığından depozitodan mahsup ederek davacıya rücu etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığını savunmuştur. TTK’nun 1246.maddesi “(1) 1188 inci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, gemi kira sözleşmeleri ile zaman çarteri sözleşmeleri ve navlun sözleşmelerinden veya konişmentodan veya onun düzenlenmesinden doğan bütün alacaklar bir yılda zamanaşımına uğrar.(2) Bu süre, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar” hükmünü haizdir. Davalı tarafça cevap dilekçesi ile usulune uygun şekilde zamanaşımı defiinde bulunulmuştur. Taraflar arasında deniz taşıma ilişkisisi bulunduğundan TTK md 1246′ madde deki zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır.Dava dışı konteyner işleticisi 15.11.2013 tarihli faturayı davalı adına düzenlemiş ,05.12.2013 tarihinde de davalı şirket tarafından dava dışı … isimli firmaya hasarlı olduğu ifade edilen konteyner için ödeme yapılmıştır.Davalı tarafın 5050-euro depozito bedelinden 2.070, 64- USD düştükten sonra 24.11.2015 tarihinde bakiye 3.568 Euro’ yu davacıya iade ettiği, iade edilmeyen bedel için alacağın bu tarihte muaccel olduğunun kabulü gerekmektedir.Dava ise 14.08.2018 tarihinde açıldığı gözetildiğinde 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Akdi ilişki bulunduğundan sebebsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanamayacağı,ancak aksinin kabulü halinde dahi ,TBK 82.madde de öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi de dava tarihi itibariyle dolmuş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/09/2021