Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/758 E. 2021/603 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/758
KARAR NO: 2021/603
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020
NUMARASI: 2020/121 Esas-2020/429 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabından 01.10.2018 tarihine saat 16:20’da bilgisi, onayı ve talimatı olmadan internet bankacılığı aracılığıyla hileli işlemlerle başkaları tarafından alışveriş yapıldığını, müvekkiline ait telefon hattına … adlı firmadan 15.000-TL tutarında alışveriş yapıldığına dair bilgi verildiğini, müvekkilinin, davalı bankanın müşteri hizmetleriyle derhal iletişime geçip kredi kartını iptal ettirdiğini, para iadesi için yaptığı başvurunun, yapılan alışveriş sanal banka kartı ile yapıldığını, kredi kartı ile bankamatik kartı iptal edilirken, sanal kartın iptalini unuttukları gerekçesiyle reddedildiğini, davalı bankanın savunma olarak, bu sanal kartın müvekkili tarafından oluşturulmadığını öne sürdükleri, müvekkilinin, icra takibine maruz kalmamak için kredi kartına yansıtılan borcun faizi ile birlikte ödemek durumunda kaldığını, davalı bankanın, müvekkilinden habersiz ve izni dışında yapılan internet alışverişi sebebiyle uğranılan zararı tazmin etme yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenlerle; müvekkilinin uğramış olduğu 18.424,92-TL maddi zararın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davacı tarafın, hileli işlemlerle kendi bilgisi dışında onayı olmadan alışveriş yaptığı iddia edilen şahıslara dava açmak yerine kusuru olmayan müvekkili bankaya karşı dava açılması nedeniyle öncelikle sıfat yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, davaya konu olan internet alışverişinin davacıya ait TC kimlik numarası ile ve parola girişi yapıldığı gibi davacının müvekkili banka sisteminde kayıtlı telefonuna sms ile gelen şifre ile gerçekleştiğini, dolayısıyla davaya konu olayın davacının ihmali veya ağır kusuruyla meydana geldiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında temel bireysel hizmet sözleşmesinin, internet bankacılık hesap sözleşmesinin tüketici sözleşmesi olduğu, davacı hesapların ticari hesap olmadığı, davacının tüketici olduğu, ticaret sicil kaydının- esnaf kaydının bulunmadığı, davacı tarafından da duruşmada dava konusu ihtilafın ticari olmayıp, tüketici sözleşmesinden kaynaklı olduğunun beyan edildiği, davanın konusunun Tüketici Kanunu kapsamında tüketici sözleşmesinden kaynaklı olduğu ve davanın ise Tüketici Kanununun yürürlüğe girdiği tarih olan 28.05.2014 tarihinden sonra açıldığı, dolayısıyla davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine süresinde başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davaya konu ihtilafın Tüketici Kanunu kapsamında kalan mal ve hizmet alımına ilişkin olmadığını, bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için kanunun amacı içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına dair bir hukuki işlemin olması gerektiğini, davaya konu işlemin bankacılık işlemi olduğunu,bu nedenle görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin banka olması nedeniyle tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın davanın mutlak ticari dava olduğunu, müvekkili ile davacılar arasında davaya konu işlem bakımından sözleme ilişkisi bulunmadığı gibi davaya konu ihtilafın sözleşmeden kaynaklanmadığını, dolayısıyla davanın tüketici mevzuatı müvacehesinde değerlendirilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte ticaret mahkemelerinin görevli olmadığının kabulü halinde Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait mevduat hesabında yapıldığı iddia olunan usulsüz işlemler nedeniyle zararın tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 17/02/2020 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k bendinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi “tüketici”, 3/ı bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem “tüketici işlemi” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde de görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. TTK 4.(1) f.maddesi uyarınca “bankalara ,diğer kredi kuruluşlarına,finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan hususlardan doğan davalar mutlak ticari dava niteliğindedir.Ticari dava niteliğindeki bir davanın taraflarından birinin tüketici olması halinde 6502 sayılı kanunun 83/2.maddesindeki açık hüküm nedeniyle davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekmektedir.Davanın tüketici mahkemesinde bakılması davanın ticari dava olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Davaya bakmaya tüketici mahkemesinin görevli olduğundan dosyasının tüketici mahkemesine gönderilmesine ilişkin hükümde isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/04/2021