Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/752 E. 2023/1768 K. 17.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/752
KARAR NO: 2023/1768
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2021
NUMARASI: 2019/1027 Esas 2021/106 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin de aracı ile davalı şirket bünyesinde personel taşıma hizmeti verdiğini, müvekkili ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin sona erdiğini ve müvekkilinin davalıdan 12.605,78-TL alacağının kaldığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu belirterek, davalının takibe yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının, müvekkili ile akdettiği taşımacılık sözleşmesi hükümlerine aykırı hareket ettiğini, sözleşme sona ermiş olsa da sözleşmeyi haksız fesheden tarafın diğer tarafın zararlarını ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin yüklenici olarak çalışması nedeniyle ihaleye teminat mektubu sunmak üzere davalıdan çalışanlarıyla ilgili olarak hizmet dökümü, SGK kayıtları ve vergi borcu yoktur yazısı istenildiğini, ancak davacının bu belgeleri sunmadığını, müvekkilinin yüklenici olarak çalıştığı … işinde davalının sigortasız ilişiksiz belgelerini vermemesi nedeniyle …’ın müvekkiline ceza kestiğini ve teminatlarını bu nedenle iade etmediğini, davacının bu belgeleri sunmamakla beraber işi haksız olarak terk ettiğini, davacının kusuru nedeniyle … tarafından kesilen ceza ve iade edilmeyen teminatlarının davacının alacağından mahsup edildiğini belirterek, davanın reddi ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, takibe ve davaya konu edilen faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 15.142,49-TL alacağı bulunduğu, takibe ve davaya konu edilen faturaların davalının defterlerinde de kayıtlı olduğu ve davalının takip tarihi itibariyle davacıya 24.262,17-TL borcu bulunduğu, davalı tarafça faturalara yasal süresinde itiraz edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı, taraf ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının itirazının 12.605,78-TL yönünden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, %20 oranda hesaplanan 2.521,15-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; davacı adına … tarafından imzalanan bir sözleşme bulunmasına rağmen mahkemece sözleşmenin yok sayıldığını, davacının sözleşmeye göre 45 gün önceden bildirim yapmadan sözleşmeye aykırı olarak işi bıraktığını, bu nedenle sözleşmedeki cezai şart hükmünün incelenmesi gerektiğini, davacının talep edilmesine rağmen çalışanlarıyla ilgili olarak hizmet dökümü, SGK kayıtları ve vergi borcu yoktur yazısını sunmadığını, davacının ilişiksiz belgelerini vermemesi nedeniyle …’ın müvekkiline ceza kestiğini ve teminatlarını bu nedenle iade etmediğini, davacının kusuru nedeniyle … tarafından kesilen ceza ve iade edilmeyen teminatların davacının alacağından mahsup edildiğini, talep etmelerine rağmen mahkemece … ve SGK’ya yazı yazılarak bu kayıtlar getirtilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca yakıt kart sözleşmesi gereği bir kısım ödemelerin davalıya anlaşmalı istasyonlardan benzin verilmek suretiyle ödendiğini, buna ilişkin dilekçelerin mahkemece dikkate alınmadığını, ayrıca müvekkilinin 2018 yılı ticari defterlerini elinde bulunduran …’in bu kayıtları bilirkişi incelemesine sunmadığını, ek rapor taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında akdedilmiş olan taşıma sözleşmelerine istinaden davacı tarafından davalı şirkete taşeron olarak taşıma hizmeti verildiği, taşıma hizmet bedellerine ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenmiş olan beş adet fatura bedelinin tahsili istemiyle davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresinde takibe itirazı üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi sonucunda düzenlenmiş olan hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı tarafından düzenlenmiş olan takibe dayanak tüm faturalar hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 15.142,49-TL alacaklı, davalının ise kendi ticari defterlerine göre davacıya 24.262,17-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı 14.01.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı vekili 2 haftalık yasal cevap süresinden sonra 02.03.2020 tarihinde cevap dilekçesini dava dosyasına sunmuş ve cevap dilekçesinde, davalının müvekkilinin ihale ile taşıma işini üstlendiği iş sahibinin talep ettiği vergi borcu yoktur yazısı, SGK kayıtları ve sigortasız ilişkisiz belgelerini talep edilmesine rağmen ibraz etmemesi nedeniyle müvekkilinin iş sahibine ceza ödediğini, ödenmiş bu cezaların davacının alacağından mahsup edildiğini, ayrıca davacının sözleşmeye aykırı olarak işi bıraktığını ileri sürmüştür. Davalının bu savunması takas-mahsup defii niteliğindedir.”Davalının, dava dayanağı olayı ve borcun varlığını inkâr etmeden, borçlu bulunduğu edimi, özel bir sebebe dayanarak yerine getirmekten kaçınmasına imkan veren hakka defi denir. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Takas, karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi, defi olarak da ileri sürülebilir. Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi sebebi ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama ‘giderine karar verilecektir.Defiler, dava dilekçesine cevap verilirken ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı “Savunmanın genişletilmesi yasağı” ile karşılaşabilir. Ancak karşı tarafın açık muvafakati ile veya ıslah yoluyla iddia ve savunmaların genişletebilir yahut değiştirebilirler. (HMK m. 141/1) Cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla takas ve mahsup definin ileri sürülmesi hukuken mümkün olup, karşı tarafın muvafakatine de ihtiyaç bulunmamaktadır. Cevap dilekçesinin ıslah edilmesi harca da tabi değildir.(Yargıtay 2 HD nin 2020/3254 esas-5432 karar sayılı ilamı aynı yöndedir.)Bu kapsamda,davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığı gözetildiğinde cevap süresinden sonra ileri sürdüğü ve davacının açık muvafakati bulunmayan takas-mahsup defii incelenebilir değildir.Davalı vekili 04.02.2021 tarihli karar oturumunda duruşma günü sunduğu dilekçesinde ise davacının alacağının bir kısmının anlaşmalı akaryakıt istasyonlarından verilen akaryakıt ile ödendiği ileri sürülerek davacıya ait cari hesap ekstresi ve yakıt kart sözleşmeleri sunulmuşdur. Davacı vekili ise süresinde sunulmayan ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde bulunan bu savunma ve delillere de davacı taraf açıkça karşı çıkmıştır. Bu nedenle davalının süresinde sunulmayan sözleşmelerin incelenip değerlendirilmesi mümkün değildir. Diğer yandan davalının 2018 yılı ticari defterleri davalının eski muhasebecisi tarafından inceleme günü sonrasında mahkemece yazılan yazıya istinaden mahkemeye ibraz edilmiş ve davalı ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu hazırlanmış olup, bu raporda davalının kendi defterlerinde davacıya 24.262,17-TL borç kaydı bulunduğu belirlenmiştir.Davalının ticari defterlerinde davalıya akaryakıt olarak ödeme yapıldığına dair bir tespite yer verilmemiş,herhangibir iade veya yansıtma faturası düzenlenmediği belirlenmiştir. Ticari defterler incelenerek bilirkişi raporu hazırlanmasına göre ,harici düzenlenen cari hesap ekstresi dikkate alınamayacağından ,bu aşamada borcu söndürücü nitelikde bir belge sunulmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin borcun akaryakıt kartı ile ödendiğine yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 861,10-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 215,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 645,82‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 16,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/11/2023